Nişanlandım ama sonra o kendini kaybetti... çünkü nişanlımla o gün tanışmıştım. | Open Subtitles | لقد خُطبت وبعدها أفزعها ذلك لأنّني قابلته للتّو، تعلم، في ذلك اليوم |
♪ çünkü aşk daha fazla bir şey ♪ | Open Subtitles | ♪على فهم ذلك ♪ ♪ لأنّني وقعت في الحبّ من قبل ♪ |
çünkü ben farkındayım. | Open Subtitles | ، اتسائل لو أنّكِ لاحظت ذلك لأنّني لاحظت ذلك |
Ama söyleyemem. çünkü yalan söylemiş olurum. | Open Subtitles | ولكنّني لا أستطيع قول ذلك لأنّني سوف أكون كاذبة حينها |
Benim vazgeçmemi istedin, çünkü senden daha fazla yapıyordum. | Open Subtitles | لقد طلبت منّى أن أستقيل ، و ذلك لأنّني كنت أصنع أكثر منك |
Hatırlıyorum, çünkü kalkıştan önce kaç dakikam olduğuna bakıyordum. | Open Subtitles | أذكرُ ذلك لأنّني نظرتُ لساعتي لأعرفَ كم بقيَ لي على الإقلاع. |
Fark ettim, çünkü ona orada arka çıktım. Onu orada o yüzden görüyorsunuz. | Open Subtitles | قدّ لاحظت ذلك لأنّني دلّته على واحدة، و لهذا السبب تراه هنا. |
Bunu söyleyebiliyorum çünkü ben senim. | Open Subtitles | لا، أيّها الأسود. أستطيعُ قول ذلك لأنّني أنت |
Aptal gözlerimi yumdum çünkü bunun yürümesini o kadar istedim ki. | Open Subtitles | ولكنّي غظيت الطرف عن ذلك لأنّني أردت من ذلك أن يفلح بشدة |
Biliyorum haddim değil, çünkü bu şeye yakalanan ben değilim ama ne olur pes etme. | Open Subtitles | أعرف بأنّه ليس من حقّي قول ذلك .. لأنّني .. لست المصابة بالمرض ..ولكن |
Hepsini kabullenmiştim çünkü benim için önemli olanı bulmuştum. | Open Subtitles | لقد سلّمت بكل ذلك. لأنّني وجدت شيئاً مهماً بالنسبة لي. |
Başka bir zamanı beklemek zorunda çünkü bunu kesinlikle dışarı çıkıp kutlayacağım. | Open Subtitles | حسنٌ، يتحتّم عليكِ تأخير ذلك لأنّني سأخرج لأحتفل حتماً |
Bunu söylemen garip çünkü hâlâ o konu üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، من المضحك أن تقول ذلك لأنّني مازلت أعمل على الأمر |
Bununla yaşamayı öğrendim çünkü ben bir polis eşiyim. | Open Subtitles | لقد تعلّمت أن أعيش مع ذلك . لأنّني زوجة شُرطي |
Yapacağım, çünkü ben bir yardımcı avukatım ve aynı zamanda profesyonelim ve bu da şu anlama geliyor ki, işimi yapabilmek için kişisel meseleleri bir kenara koymaya ehilim. | Open Subtitles | سأفعل ذلك لأنّني مساعدة وأنا محترفة ممّا يعني أنّه يمكنني تنحية مشاكلي الشخصية، للقيام بعملي |
Onun soyadını seçmek zorunda kalmadım bu hiçbir zaman bir istisna olmadı fakat seçtim çünkü ben babamın fırlama çocuğuyum, her zaman bir özür, bir sır, bir külfet olmuş çocuğuyum. | TED | لم يتوجب علي اختيار اسمه الأخير، لم يكن الأمر استثناءً، بل فعلت ذلك لأنّني طفلة والدي غير الشرعية، شخص لطالما كان اعتذارً وسراً وفرضاً. |
çünkü mutsuzum. Bunu göremiyor musun? | Open Subtitles | ذلك لأنّني بائسةٌ ألا ترى ذلك؟ |
- Hayır derdim çünkü aptal değilim. | Open Subtitles | سأرفض ذلك لأنّني لست بأحمق أحمق ؟ |
Ama şimdi söyleyebiliyorum çünkü bütün zorluklara, bütün belalara rağmen olanları düzelteceğimin sözünü verebileceğime ve hatta senin de beni sevebileceğine inanıyorum. | Open Subtitles | والآن يُمكنني ذلك... لأنّني أؤمن أيضاً في أعماق نفسي على الرغم من نضالنا، |
Ayrılmak zorundayım çünkü onu başka bir kadından yaptığı çocuğu severken göreceğim. | Open Subtitles | يتعيّن عليّ ذلك... لأنّني سأراه يُغدق حبّه على طفل وهبته له امرأة أخرى. |