"ذلك ما" - Translation from Arabic to Turkish

    • öyle
        
    • böyle
        
    • şey bu
        
    • bunu
        
    • buydu
        
    • de bu
        
    • da bu
        
    • olan bu
        
    • bu yüzden
        
    - Bubi tuzağı yani. - Ben de öyle dedim. Bubi tuzağı! Open Subtitles ـ تقصد مصائد المغفلين ـ ذلك ما كنت أود قوله مصائد المغفلين
    Ne komik, cinayeti araştırdığımızda o da önce öyle dedi. Open Subtitles ذلك ما قاله لى عندما بدات التحرى عن عملية القتل
    Çünkü adınız Yosemite Mountain Bear(Yosemite Dağ Ayısı)olduğunda, böyle yaparsınız. TED لأن ذلك ما تفعله حين يكون اسمك دب جبل يوسمايت.
    Bir şey söylemek istemiştim ama maalesef ki ağzımdan böyle çıktı. Open Subtitles لا, أحتجت لقول شيءٍ, و لسوء الحظ ذلك ما تجمع معاً.
    Yani tartışmak istediğim şey bu sistematik ve gerçek bilimsel yaklaşımın feromonların gerçekten anlaşılabilir bir hale gelebileceğinin bir örneği. TED ذلك ما أريد أن أحاجج به هو هذا المثال لحيث يمكن للمقاربة العلمية المنهجية حقا أن تحقق فهما حقيقيا للفيرومونات.
    Onu delik deşik bir halde görmek istemiyorum, eğer bunu kastediyorsan. Open Subtitles لا اريد مشاهدة جسده مليئ بالثقوب لو كان ذلك ما تعنينه
    Gazetede yazan her şeyi okudum, hatta beni organizasyona çeken şey kesinlikle buydu. TED قرأتُ كل ما كُتب في الصحف، وكان ذلك ما جذبني بالضبط إلى المنظمة.
    öyle olsa bile bu tıbbi malzemeleri çalmanın, bir chuunin için faydası yok. Open Subtitles لكن رغم ذلك, ما الذي يمكنه من تشونن أن يستفيد من هذه المواد؟
    Ve eğer çenemi kapalı tutarak onun hayatını kurtarmam için ufacık bir şans ta olsa ben de öyle yaparım- çenemi kapatırım. Open Subtitles و لو ان هناك حتى مجرد فرصة ضعيفة لكي أنقذ حياته إن أغلقت فمي فإن ذلك ما سوف أفعله سوف أسكت بالكامل
    İkisini karşılaştırmak işe yarayabilir. Ben de tam öyle düşünüyordum. Open Subtitles يمكن أن يفيدنا مقارنة الاثنان ذلك ما كنت أفكر فيه
    Hayır, bir dahaki sefere gelmeden önce ararım. Aslında bugün de öyle yapmalıydım. Open Subtitles لا،سوف أتصل أولاً في المرة المقبلة ذلك ما كان علي فعله حقاً اليوم
    bu yüzden gerçek olmadığı sürece böyle konuşmasının nedeni yok. Güzel. Open Subtitles وبالتالي ليس لديه سبب لقول ذلك ما لم يكن صحيحاً جيد
    Benim yüzümden öldü, çünkü normal insanlar bize bulaşınca böyle oluyor. Open Subtitles ماتت بسببي، لأن ذلك ما يحدث للأناس الطبيعيين عندما يدخلون عالمنا
    İçeride motorlu taşıt ile gezmek için izin kartın olduğunda böyle deniyor. Open Subtitles ذلك ما ينادون إذن المرور هنا عندما يكون مسموح لك الدخول كثيراً.
    Ama aynı zamanda biraz da utanmış olmalıyım çünkü yaparken iyi geliyor ama artık böyle biri mi oldum? Open Subtitles ولكنني أحسست بالعار و أنا ذلك لأني أشعر بالراحة أثناء القيام بها هل ذلك ما أنا عليه الآن ؟
    Şunu söylemeliyim ki, bu organizasyonun tam olarak ihtiyacı olan şey bu. Open Subtitles ومن واجبي أن أخبرك بأن ذلك ما كانت المؤسسة تحتاج إليه بالضبط.
    Çıkarım yapmak ve sonuca varmak zorunda bırakılırız, çünkü gerçek hayatta yaptığımız şey bu. TED نحن مجبرون على الاستنتاج وعلى الاقتطاع، لأن ذلك ما نفعله في الحياة الحقيقية.
    ABD'nin temsil ettiği şey bu değil, bu Cumhuriyetçi, Demokrat ya da bağımsız parti meselesi değil. TED فليس ذلك ما ترتكز إليه الولايات المتحدة الأمريكية، وليس هذا شأنًا جمهوريًا أو ديموقراطيًا أو أمرًا مستقلًا
    Düşünce ve hislerimiz için. Bizden tam bunu almayı deniyorlar. Open Subtitles كل شيء نفكر به ونشعر به ذلك ما اخذوه منا
    İnsanların duymaya ihtiyacı oldukları bu ve bunu söylemesini bekledikleri de sensin. Open Subtitles ذلك ما يود الناس سماعه وأنت الوحيد الذين يأملون بسماع ذلك منه
    Benim de yapmaya çalıştığım buydu Alex. Öyleyse oradaki ne Matt? Open Subtitles ذلك ما أنا كنت أحاول أن أفعله ثم ماذا حدث هناك؟
    Arkamdan iş çevirip, güvenimi sarstı. Beni yiyip bitiren de bu. Open Subtitles فعل ذلك من وراء ظهري و إنتهك ثقتي، ذلك ما يقتلني
    Bütün yıl onların beyinlerine kazımaya çalıştığın da bu değil miydi? Open Subtitles و أليس ذلك ما كنت تحفره في رؤوسهم طوال السنة ؟
    - Burada olanlar yüzünden... birini mahkemeye vermeliyim. olan bu. Open Subtitles ما حدث أنني يجب أن أقاضي أحدهم ذلك ما حدث

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more