Hâlâ taşıyorum dostum. Yani bu işe karışan başka biri. | Open Subtitles | إذن، ذلك يعني أنّ هناك شخص آخر مُتورّط في هذا الأمر، شخص من القسم الـ 54. |
Sana param olmaz mı, canikom, ...Yani, sevgili kızım kocasının yanında otururken ...mahkeme salonunda olunca var. | Open Subtitles | أوه، سأمنحكِ المال ياعزيزتي ولكن ذلك يعني أنّ ابنتي العزيزة مبتسمة بجانب زوجها جالسة خلفي في المحاكمة |
Yani katili de kendini savunuyor olabilir. | Open Subtitles | ذلك يعني أنّ قاتله ربما كان يدافع عن نفسه. |
Yani bana komplo kuranlar her kimse geçen hafta veya ay baslamamislar. | Open Subtitles | ..ذلك يعني أنّ أيّا من حاول الإيقاع بي لم يبدأ منذ شهر أو أسبوع |
Yani ikinci koşul senin için bir sorun değil. | Open Subtitles | ذلك يعني أنّ الشرط الثاني لنْ يكون مشكلة. |
Aynı davada çalıştığımıza göre iddia sona mı erdi Yani? | Open Subtitles | بما أننا نعمل الآن جميعاً على القضيّة نفسها، -هل ذلك يعني أنّ الرهان قد ألغيَ؟ |
Yani istediğim her şeyi vermek zorundasın. | Open Subtitles | ذلك يعني أنّ عليك أن تنفذ لي ما أشاء. |
Yani polisler aramaya gelecek. | Open Subtitles | ذلك يعني أنّ الشرطة قادمة للبحث عنه |
Yani bu da Old Lake yolunun 44. km tabelası. | Open Subtitles | إذاً ذلك يعني أنّ هذه طريق (أولد لايك)، علامة الطريق 44. |
- Yani bu yeni katın üstümüze çökebileceği anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | هل ذلك يعني أنّ طابقنا الجديد قد يسقط... -على رؤوسنا؟ |
Yani tutuklama gerçek. | Open Subtitles | ذلك يعني أنّ الموضوع جدي |