Anlaşılıyor ki adam gece şehirde tek başına, Peace Corps'a gitmeden önce ülkeyi baştan başa kateden bir gezi yapıyor. | TED | وقد اتّضح أنه وحيد في البلدة الليلة يقود سيارته في رحلة عبر البلاد قبل ذهابه إلى "بيس كوربس" -وكالة تطوعية- |
Ertesi gün iş görüşmesine gitmeden önce kayganlaştırıcı kabın içini boşaltıp yerine yapıştırıcı koymuş. | Open Subtitles | لذافياليومالتالي، قـبل ذهابه إلى الإجتـماع الخاص بالعمل قـامبإفـراغالمـزلّق، وقـام بإستـبداله بـغـراء |
İkinci bombacıyla, o alışveriş merkezine gitmeden üç saat önce konuştum. | Open Subtitles | أنا تحدثتُ إلى المُنتحر الثاني قبل ثلاثة ساعات من ذهابه إلى السوق. إنهُ 13 شخصاً. |
Ve kayıtlara göre New York'a gitmeden önce, iki ay onların yanında kalmış. | Open Subtitles | ويتبين أنه كان معهم لشهرين مباشرة قبل ذهابه إلى نيويورك |
Yani parka gitmeden önce oraya mı koymuş? | Open Subtitles | هل تركها قبل ذهابه إلى المنتزه؟ |
Yani parka gitmeden önce oraya mı koymuş? | Open Subtitles | هل تركها قبل ذهابه إلى المنتزه؟ |
Büyücünün peşinden gitmeden hemen önce. | Open Subtitles | مباشرةً قبل ذهابه إلى المُشعوذ |
Bu sabah işe gitmeden önce. | Open Subtitles | هذا الصباح، قبل ذهابه إلى العمل. |
- Bir mektup bırakmış. - Biz İskoçya'ya gitmeden önce yazmış. | Open Subtitles | ترك رسالة، كتبها قبل ذهابه إلى (إسكتلندا). |
Savaşa gitmeden önce. | Open Subtitles | قبل ذهابه إلى الحرب. |
Clockworks'e gitmeden önce David'in başına neler geldiğini öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نكتشف ما الذي يحدث لـ(ديفيد) بالضبط "قبل أن ذهابه إلى مصحة "كلكوركس |
Perşembe eve gitmeden önce Darius'la konuştuk. | Open Subtitles | يوم الخميس... تحدثتُ أنا و(داريوس) قبل ذهابه إلى المنزل. |