İnsan kanı içmek ve insan eti yemek zorunda hissetmesine neden olan psikotik bir inanca sahip. | Open Subtitles | إنها إدانةُ ذهاني بأنه يشربُ دماء البشر و من المُحتمل أكل لحم البشر. |
Yamyamlık, psikotik hareketler gibi anormal davranışlar görüyoruz. | Open Subtitles | نحن نشهد تصرفات شاذة أكل المثيل سلوك ذهاني |
Bilmem, psikopat bir suçlu tarafından kaçırılmak ilişkimizin ana teması aslında. | Open Subtitles | أنا لا أعرف. اختطافهم من قبل المجرمين ذهاني كان نوعا من |
Büyülü numaraları söylersen, kafayı yiyor ve psikopat bir katile dönüşüyor. | Open Subtitles | فإن ذكرتَ الأرقام السحرية يجنُّ جنون و يتحول لقاتل ذهاني |
Kaosa bakılırsa şüpheli ya psikozlu ya da zamana karşı yarışıyor. | Open Subtitles | هذه الفوضى قد تعني أن المشتبه ذهاني أو تحت تأثير ضغط زمني ويرتجل |
Ama bu, senin psikopatça beni mahvetme girişimlerinin sonuncusu! | Open Subtitles | لكن هذه ليست سوى أحدث في سلسلة من المحاولات ذهاني الخاص للحفاظ على البيانات أسفل! |
Aşağılık bir psikopatsın. | Open Subtitles | أنت تمارس الجنس مع ذهاني. |
Mahkum burada psikotik kriz geçiriyor ve siz de burada kadın gibi gülüşüyorsunuz. | Open Subtitles | السجينة مصابة بنوبة انهيار ذهاني وانتما تقفان هنا وتضحكان كالنساء ؟ |
İkinci kişi ilk kişiyi çıldırma noktasına getirir ve bu da psikotik kriz ile sonuçlanır. | Open Subtitles | الشخص الثاني يستطيع مساعدة الأول لتخطي حافة الجنون، وهذا يمكنه أن يؤدي إلى إنهيار ذهاني. |
psikotik bozukluklar ihtimali üzerinde duruyorlar. | Open Subtitles | يقولون إنه قد يكون مرض ذهاني بسيط. |
psikotik davranışlarda bulunabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يجعله هذا ذهاني السلوك |
Usturlabın etkileri her neyse korkarım Arthur'u bir psikotik krize sürükledi. | Open Subtitles | مهما كانت التأثيرات من الأسطرلاب أخشى انها تسببت لآرثر أن يكون لديه نوعاً من الانهيار الذهاني ذهاني = مضطرب العقل |
Yamyamlık bir psikotik bir davranıştır. | Open Subtitles | أكل الحيوان لحم جنسه هو سلوك ذهاني |
DVD göstericilerle dolu bir garaj ve psikopat davranışlar. | Open Subtitles | ... مرآبملئبمشغّلالدي فيدي وسلوك ذهاني عموما. |
Bir taraftan, Dobel'in aklını kaçırmış bir psikopat olduğuna ikna olmuştum. | Open Subtitles | من ناحية , l أقنع دوبيل كان إهتياج، مجنون ذهاني. |
Tamam, bu çok hoş bir hikâye ama burada bahsettiğimiz şey dışarıda seyyar elektrikli sandalyesi olan bir psikopat var ve bir Fransız şarkıcı ile Rus sevgilisinin ölümüne sebep olan kişilerin torunlarını mı öldürüyor? | Open Subtitles | a mobster يهودي ذهاني. حَسناً، هذا واحد جحيم a قصّة، لكن بإِنَّنا يَقُولُ حقاً هنا - |
Yani kimse psikopat bir tarafı olduğunu düşünmüyor mu hiç? | Open Subtitles | اذا لا احد يعتقد ان (بيث) ربما ليس لديها جانب ذهاني بسيط ؟ |
- Karşımızda ya bu sahteliği açığa çıkarmak isteyen psikopat bir dini fanatik, ...ya da Kiliseye karşı cinayetle tövbe eden bir başka psikopat var. | Open Subtitles | - أمّا نحن نتعامل معهم... a متعصّب ديني ذهاني التي جحيم مصممة على التعريض هذا النوع من الإحتيالات، أو أقل نفسي برمجي الذي يآوي قاتلا الإستياء نحو الكنيسة. |
Sakat bacaklı, psikozlu bir katil. | Open Subtitles | أي قاتل ذهاني بالقدم المشوّه. |
Sen bir psikopatsın! | Open Subtitles | - أَفْهمُ كويس. أنت ذهاني. |
Tüm testlerin negatif çıkması Susannah'ın birincil psikoz hastası olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | كل النتائج جاءت سلبية أري أن سوزانا لديها مرض ذهاني أساسي |