"ذهنه" - Translation from Arabic to Turkish

• aklında
• kafasını
• aklı
• kafasında
• zihnini
• zihni
• aklındaki
• zihninde
• zihninin

Onun aklında mutlak mevcudiyetim başka bir saldırı olarak algılanabilir.
من الممكن ان ينظر إلى تخاطرى فى ذهنه كأنه هجوماَ.

Ada Lovelace haricinde hiç kimse aklında neyin olduğunu tam kestiremedi ve o, bu düşün peşinde koşarak ta mezara kadar gitti.
لم يفهم أحد حقيقة ما كان يجول في ذهنه بإستثناء أدا لوفليس, ومات محاولا إنجاز ذلك الحلم

Evet, ama kendi başına gidecek. Sanırım kafasını temizlemek için zamana ihtiyacı var.
نعم ، لكنه يقود سيارته بمفرده أعتقد أنه يريد بعض الوقت لتصفية ذهنه

kafasını dinlemek için uçuyormuş, ben de havaalanına gittim.
يقول بأنّه يصفي ذهنه بالطيران و لكن ذهبت إلى مطاره

aklı oyundan çok başka şeyleri halletmekle meşgul olacak diyebiliriz.
دعونا نقول أن ذهنه سيكون منشغلا بضغوط أكبر

Adamın kafasında bi sürü şey var gerçekten neye alışıksan sana onu veriyor
أعرف ذلك هذا يعني أن لديه افكار عديده في ذهنه تجاه مشاعركما مما يجعله يشعر بسوءٍ

zihnini uyanık tutmak için oksijen kullanılacağını biliyordu.
لقد عرف عنه أنه يستخدم الأوكسجين ليبقى ذهنه نشيطاً

Örselenen zihni, seslerin geçmiş zaferlerini mi andığını, yoksa gelecek felaketleri mi düşündüğünü... ya da çöl rüzgarının mı kendisini delirttiğini merak etti durdu.
ذهنه المعذب كان يتعجب من كونه يستدعى ذكرى آخر الإنتصارات أو ينتحب من أجل نذير المصائب التى ستقدم بعد ذلك و سواءا كانت الأنفاس الملتهبه للصحراء قد أذابت دوافعه نحو الجنون

Bay Crabtree'nin aklındaki şeytan.
سيد كرابتري لديه شيء في ذهنه عجل وانهي طعامك

aklında önceden iki düşünce vardı ama artık bir tane var diye mi? Aslıda haklısın.
لكنه كان لديه شكين فقط في ذهنه ، والآن لديه واحد؟ أتعرفين؟

Bırakılmayacak kadar çok. Demek aklında para yoktu.
ذلك مبلغ كبير ليتغاضى عنه لا بد ان المال ليس في ذهنه

Ve aklında sadece seks var.
لديه الجنس في ذهنه طوال الوقت هذا ليس صحيحا.

Elaine Kraus kocasının kafasını boşaltmak için sık sık sahile gittiğini söyledi.
إيلاين كراوس قالت ان زوجها يذهب عادة الى الشاطئ ليصفي ذهنه

Şampiyon, kafasını boşaltmak için Vegas sokaklarına doğru yola çıkıyor.
البطل يآخذ لحظات ليقود في شوارع فيجاس " ليصفي ذهنه"

Yaklaşık 10 dakikadır uyanık ve aklı başında.
هو صاحي و ذهنه صافي منذ 10 دقائق من الام

aklı çok dolu. Daha fazla sorumluluk, daha fazla baş ağrısı demektir.
ذهنه مشغول مسؤوليات أكثر تعني صداع أكثر

kafasında şu an çok fazla isim var ve bu da zihinsel kırılmaya yol açıyor.
لديه أسماء مستعارة كثيرة جداً في ذهنه الآن وهذا يتسبب له بالإنهيار الذهني

kafasında ürettiği vesvese fırtınalarından herkesi kurtarmış olurdum.
لإراحة النّاس من عاصفة القذارة التي تدور في ذهنه

Düşmanımızı tanıyorum Tuğamiral. zihnini biliyorum.
أعرف هذا العدو حضرة العميد البحري أعرف ذهنه

Örselenen zihni, seslerin geçmiş zaferlerini mi andığını yoksa gelecek felaketleri mi düşündüğünü ya da çöl rüzgarının mı kendisini delirttiğini merak etti durdu.
ذهنه المعذب كان يتعجب من كونه يستدعى ذكرى آخر الإنتصارات أو ينتحب من أجل نذير المصائب التى ستقدم بعد ذلك و سواءا كانت الأنفاس الملتهبه للصحراء قد أذابت دوافعه نحو الجنون

Şu an aklındaki son şey benim.
أنا آخر شيء في ذهنه الآن

Babasının büyü kullanılarak öldürüldüğünü görürse, bu zihninde daima kötü bir yer edecektir.
إذا رأى أباه يقتل من خلال استخدام السحر فسوف يصلب هذا ذهنه للأبد

Tehlikede, yüreğinin cesareti güç verir ona ve zihninin kararlılığı onu koruyup kollar.
...وفي لحظة الخطر فإن شجاعة قلبه وفي الخطر شجاعة قلبه تبقيه وصفاء ذهنه ينجيه