Onlar Güney ve Kuzey Kutupları'nın eriyen buzulları. | TED | إنها صور ذوبان جليد القطبين الجنوبي والشمالي. |
İklim değişikliği toplantısına bir bilimadamı veya çevre savunucusu olarak gelmedim. Kutup ayıları ve eriyen buzulların görüntülerini de etkileyici bulmuyorum. | TED | أتحدث عن تغير المناخ ليس كعالمة أو محامية بيئية، ولم أبال حقًا بصور الدببة القطبية أو ذوبان الأنهار الجليدية. |
Bu plastiğin erime noktası yaklaşık olarak 980 Santigrat derece. | Open Subtitles | اللدن الحراري لديه مرحلة ذوبان عند درجة 1800 فهرنهايت تقريباً |
Başladığımız yere geri dönersek: Kuzey ve Güney Kutupları'nda buzulların erimesi. | TED | دعونا نعود من حيث بدأنا: ذوبان جليد القطبين الشمالي والجنوبي. |
Bu, mini-buzulun yavaşça erimesini ve çiftçilerin ürünlerini sulaması için güvenilir bir su kaynağı sağlıyor. | TED | هذا يضمن أن ذوبان الجليدة الثلجية يحصل ببطء ويوفر مصدرًا مضمونًا للمياه لسقي محاصيل المزارعين. |
Beaufort Denizi'nde buzların eridiği yerlerde açık denizde su üstünde görüyoruz onları. | TED | غدونا نراهم في بحر بيفورت وهم عائمون على سطحه جراء ذوبان غطاءه الجليدي |
Bu göl son birkaç sene içinde eriyen buzullar nedeniyle yeni bir hal almış. | TED | وقد تشكلت البحيرة خلال السنوات القليلة الماضية بسبب ذوبان الأنهار الجليدية. |
Bilimadamları Grönland'da yazları eriyen buz tabakasının haritasını çıkarıyorlar. | Open Subtitles | حدّد العلماء منطقة صفائح جرينلاند الجليدية والتي تختبر ذوبان أسطحها في الصّيف |
Fakat Kanada'daki bu topraklarda eriyen karların altında bir şey hareket ediyor. | Open Subtitles | ولكن هنا في كندا , تحت ذوبان الثلوج شيء يتحرك |
Sonunda erime tamamlanınca okyanusun en zengin sularını açığa çıkaracak. | Open Subtitles | حين يكتمل ذوبان الجليد يكشف عن إحدى أغنى مياه المحيط |
Buzda bir erime baş gösterir ve setin bunu taşıyamayacağı anlaşılır. | Open Subtitles | هناك ذوبان فى الجليد و يبدو ان السد لن يصمد |
Fazladan 400,000 mil karelik buz yok olarak bugüne kadarki en büyük erime olarak kayıtlara geçti. | Open Subtitles | 4000ميل مربع إضافية من الثلج اختفى أعظم ذوبان تمّ تسجيله على الإطلاق |
Ve sanırım bunun simgeleşmiş hali kutup denizindeki buzun erimesi. | TED | من ناحية الظواهر الكبيرة أظن وهي ذوبان الثلوج في القطب الشمالي |
- Kuartz kristalinin erimesi için çok yüksek ısı gerekir. | Open Subtitles | ذوبان بلورات الكوارتز يتطلب درجات حرارة عالية جدا |
Sıcaklığı emer ve buzulların erimesini hızlandırır. | TED | الكربون الأسود يمتص الحرارة. ويسرع فقط ذوبان الأنهار الجليدية. |
Buzullar eridiği için yakalandı. | Open Subtitles | لقد تم محاصرته في ذوبان الجبال الثلجية |
Kıta buzulu en karamsar bilim insanlarının 10 yıl önceki tahminlerinden bile önce, daha hızlı eriyor. | Open Subtitles | ذوبان الثلج يظهر تشاؤما أكثر مما يبديه العلماء فلا تتخيلوا كيف قد يكون الأمر بعد مرور عشر سنوات |
Buzların erimesiyle oluşan sular denize karışıp erimeyi hızlandırıyor. | Open Subtitles | تنساب مياه الذوبان من الأرض لتختلط بالبحر مما يسرع من ذوبان القشرة الجليدية فوق البحر |
Sadece yaz aylarında, denizdeki buzlar eriyince düzenli olarak kendileri avlanırlar. | Open Subtitles | بينما في الصيف فقط وبعد ذوبان الجليد يبدءون في اصطياد فرائسهم بأنفسهم |
İlkbaharda hayvanlar güneyden gelerek erimeyle ortaya çıkacak olan zengin otlar için hazırlanıyorlar. | Open Subtitles | ،في كل ربيع ترحل الحيوانات من الجنوب كي تستعد لقدوم المراعي الغنية التي سيميط ذوبان الربيع اللثام عنها |
..binlerce yılda oluşmuş buz kütlelerini eritiyor! | Open Subtitles | تسبب ذوبان الجليد الذى دام ألف عام |
Bence bizim ikizimiz kaçırıldığında yarattığı ısı o camın erimesine sebep oldu. | Open Subtitles | أظن أنّه حين كانت التوأم تختطف، سببت الحرارة التي ولدتها ذوبان النافذة بشكل طفيف. |
Heyecanlı, sıcak, eriyik. | Open Subtitles | ممتعة , ساخنة , ذوبان لكن فى نهاية اليوم |
Bu erimeyen kar projesi dev bir talih kuşu olabilir. | Open Subtitles | الآن، وهذا غير ذوبان الثلوج المشروع يمكن أن يكون المفاجئة واسعة النطاق. |