Herkes kendisinin zevkli olduğunu düşünür ama, herkesin zevki yoktur. | Open Subtitles | الجميع يظن أن ذوقه رفيع لكن لا يمكن أن تكون جميع الأذواق رفيعة |
Bir adamı saç uzunluğu ya da müzikal zevki ile yargılamam. | Open Subtitles | أنا لا أحكم على رجل بطول شعره أو ذوقه الموسيقي |
Beyaz da gönderin, her zaman damak zevki berbat birileri çıkar. | Open Subtitles | إرسل نبيذا أبيض أيضا، فهناك دوما شخص ما ذوقه سيء. |
Adı değişir, fakat beğenileri değişmek. | Open Subtitles | اسمه سيتغير ولكن ذوقه لن يتغير |
Herkesin beğenileri farklıdır! | Open Subtitles | كل واحد لديه ذوقه الخاص |
zevkini beğenirim. Hatta giysilerini bile ödünç alırım. | Open Subtitles | يعجبنى ذوقه ، حتى أننى أحياناً أقترض ملابسه |
Kendine özgü zevkleri var. | Open Subtitles | هو له ذوقه الخاص |
Şirket isimlerini DSC sitesinden almış, sonra da zevkine uyan birini bulana dek ofislerini gözlemiş. | Open Subtitles | لديه اسماء الشركات من لائحة الجبهة اذن فقد راقب المكاتب حتى وجد ما يراقب ذوقه |
Bruce'un boktan bir müzik zevki vardı ama bu kadarı da abartı. | Open Subtitles | بروس كان ذوقه سيئاً بالموسيفى و لكن من المستحيل |
Yıldönümleri yaklaşıyor, ve berbat bir zevki olduğunu biliyor yani anlayacağın, güzel bir şey almak için beni de yanında götürdü. | Open Subtitles | انها ذكراهم السنوية وهو يعلم بأن ذوقه سيء لذلك هو أخذني معه لأساعده في شراء شيئا جميلا |
Son çıktığım çocuk şimdi tam bir serseri olduğunu anladım, ama müzik zevki hoşuma gidiyordu. | Open Subtitles | اخر رجل واعدته ادركت ذلك الان لقد كان طائشاً ولكن تقريباً كنت احب ذوقه بالموسيقى |
Ve ne yazık ki, kitap zevki de ucuz. | Open Subtitles | و ذوقه في الكتب شعبي بشكل محزن |
Charlie'nin zevki hakkında şüpheye düştüm çünkü Brooke Shield tarzında vurucu ve klasik bir güzelliğin var senin. | Open Subtitles | حقاً مما يجعلني أشك في ذوقه لانكِ مذهلة وجمالكِ طبيعي مثل "بروك شيلدز" "ممثلة وعارضة أزياء أمريكية" |
Evet, beğenileri epey ince. | Open Subtitles | حسناً، إن ذوقه محدد للغاية |
Hannibal, ince beğenileri ve kurnazlığının bireysel takdirinde kaybolabilir. | Open Subtitles | ...قد يضل (هانيبال) سبيله في زهوه بذاته على حساب ذوقه المرهف ودهائه |
Uyku düzenini ne yemeyi sevdiğini sanat zevkini, ipek çarşaf aşkını ve en sevdiği müziği öğrendi. | Open Subtitles | عادات نومه ماذا يحب ان يأكل ذوقه الفني حبه للحرير موسيقاه المفضله |
Uyku düzenini ne yemeyi sevdiğini sanat zevkini, ipek çarşaf aşkını ve en sevdiği müziği öğrendi. | Open Subtitles | وأنماط نومه ومايحب أن يأكله ذوقه في الفن وحبه للأقمشة الحريرية والموسيقى التي يُحبها |
Görünüşe göre Wilson pizza zevkini geliştirmiş. | Open Subtitles | من الواضح أنّه قد حسّن ذوقه في البيتزا |
Hayır. Kendine özgü zevkleri var. | Open Subtitles | هو له ذوقه الخاص |
Bir noktada zevkleri değişmeli. | Open Subtitles | في مرحلة معينة سيتغيّر ذوقه |
Yani kart dükkânı sahibinin, adamın zevkine uygun biri olmadığından eminim. | Open Subtitles | أقصد بأني متأكدة تماما أن ذوقه ليس مقتصرا على صاحبات محلات البطاقات |