Yine de, elimizden gelen her şeyi yapmalıyız o şeyi kurtarmak için o ilahi hak ve tarihi kafasına yerleştirilen şeyi. | Open Subtitles | على الرغم من هذا، نحن يَجِبُ أَنْ إعملْ كلّ ما يمكن عمله لتَوفير الشيءِ ذلك الحقّ المقدّسِ والتأريخِ وَضعَ على رأسهِ. |
Step dansı kıyafetiyle etrafında, dans edip, kafasına tehlikeli düşünceler düşürülmesini istemezdim. | Open Subtitles | رقص ' حول في ملابسِ الحنفيةِ، وَضْع ' أفكار خطرة إلى رأسهِ. |
Oradaki kafasında beyaz örtü olan genç adam ölmüş | Open Subtitles | ذلك الشابِّ هناك بذلك القماش الأبيض على رأسهِ ميتُ |
Annemin erkek arkadaşlarından biri onu dövmeye başlamıştı bende bir şişe aldım ve onu kafasında parçaladım. | Open Subtitles | إحدى أمِّي بَدأَ صديقها بضَرْبها وأنا فقط رفعتُ القنينة وكَسرتْها على رأسهِ. |
kafasının kontrol edildiğinden emin olun. | Open Subtitles | تأكّدْ بإِنَّهُ يَحْصلُ على رأسهِ ذو مربعاتِ. |
Kameranın yerleştiriliş şekline göre, bu şekilde sadece kafasının arkasını görüntüleyebilirler. | Open Subtitles | مِنْ تنسيبِ تلك آلةِ التصوير، إحتمالات يَنْظرُ هم فقط سَيُصبحونَ خلف رأسهِ. |
Odamda çalıştığımda Eddie kafasını yastığa gömdü. | Open Subtitles | أُزاولُه وإدي يَنتهي دَفْن رأسهِ تحت الوسادةِ. |
Öne ve arkaya basınç yap, ayaklarını yukarıda tut ve bunu başının altına koy. | Open Subtitles | هناك كثيراً دمّ! سلّطتْ جبهةُ وظهرُ ضغطِ، عيش سيقانه فوق ووَضعتْ هذه تحت رأسهِ. |
Senin yaşındayken, dedenin kafadan hesap yapamadığını öğrendiğimde kendimi kötü hissetmiştim. | Open Subtitles | شاهدْ، متى أنا كُنْتُ حول عُمرِكَ، شَعرتُ سيئَ حقيقيَ حول التَعَلّم بأنّ جدّكَ لا يَستطيعُ يَعمَلُ رياضياتُ في رأسهِ. |
Ön tekeri bir top mermisi gibi patlamış ve motorun gidonları direkt kafasına saplanmış. | Open Subtitles | إطاره الأمامي فجّرَ مثل قذيفة مدفع وحانات مقبضه ذَهبتُنّ مباشرة خلال رأسهِ. |
Babamı öldüren adamı bulduğumda inan bana tek istediğim kafasına bir kurşun sıkmaktı. | Open Subtitles | عندما قابلتُ الرجلَ الذي قتلَ والدي ثق بي ، الشئ الوحيد الذي اردتُ فعلهُ هوَ وضعُ رصاصةٍ في رأسهِ |
Khan, ölümcül saldırıdan dolayı aldığı 10 yıllık cezasını tamamlarken, hapishanede düzenlenen bir boks maçında kafasına aldığı darbeyle komaya girmişti. | Open Subtitles | لإزالَة زَوجِها عَن آلَة دَعم الحياة خان الذي كانَ يُمضي حُكماً لعَشرةَ سَنوات بتُهمَة الاعتداء دخَلَ في غَيبوبَة بعدَ أن ضُرِبَ على رأسهِ |
Ve kafasında bu ilişkiyi gittikçe daha da ilerletiyormuş. | Open Subtitles | ويَحْصلُ على أكثر فأكثر عميق , هذا علاقةِ الحبّ في رأسهِ. |
Seni sevmeyen adamın kafasında sorun vardır. | Open Subtitles | حسناً، أي شخصٍ لا يحبكِ يحتاج لفحصِ رأسهِ |
kafasında şöyle bir fikir var, bizim birlikte olduğumuzu düşünüyor ki bu çok çılgınca çünkü ben evliyim. | Open Subtitles | انه لديه فكرةِ في رأسهِ بأنّنا لدينا قضية من نوع ما... ايكون مجنونُ... |
Muhtemelen hâlâ içinde tutuyor. Büyük ihtimalle mermi hâlâ kafasının içinde. | Open Subtitles | أكثر مِنْ المحتمل الرصاصة ما زالَ في رأسهِ. |
Tanrım, kafasının içi bir Escher tablosu gibi olmalı. | Open Subtitles | يا الهي، داخل رأسهِ يَجِبُ أَنْ يَكُونَ مثل رسم إيشر. |
- Nedir? Will Beckford'un kafasının arkasında bir çürük vardı. | Open Subtitles | وليز بيكفورد عِنْدَهُ كدمة خلف رأسهِ. |
- Onun da mı kafasını keseceksiniz? | Open Subtitles | وأَضِعُه خارج بؤسِه. أنت سَتَقْطعُ ذلك رأسهِ مِنْ، أيضاً؟ |
kafasını vurmuş, bir kaç kaburgası kırık. | Open Subtitles | هناكَ صدمه كبيرة في رأسهِ وحطمَ بعضَ الأضلع |
Pistin ortasında durmuş ve bir 747 başının üstünden uçmuş. | Open Subtitles | وَقفَ على الممر وتَركَ الطائرة a 747 تمر من فوق رأسهِ. |
başının altına koyun. | Open Subtitles | ضِعْ هذا تحت رأسهِ. |
Babamın softball oynayamadığını ve dedemin kafadan hesap yapamadığını öğrendim. | Open Subtitles | أنا فقط إكتشفتُ الأَبَّ سيئ في softball وجدّ لا يَستطيعُ يَعمَلُ رياضياتُ في رأسهِ. تلك الأشياءِ لَيستْ مهمةَ. |