"رأسهِ" - Traduction Arabe en Turc

    • kafasına
        
    • kafasında
        
    • kafasının
        
    • kafasını
        
    • başının
        
    • kafadan
        
    Yine de, elimizden gelen her şeyi yapmalıyız o şeyi kurtarmak için o ilahi hak ve tarihi kafasına yerleştirilen şeyi. Open Subtitles على الرغم من هذا، نحن يَجِبُ أَنْ إعملْ كلّ ما يمكن عمله لتَوفير الشيءِ ذلك الحقّ المقدّسِ والتأريخِ وَضعَ على رأسهِ.
    Step dansı kıyafetiyle etrafında, dans edip, kafasına tehlikeli düşünceler düşürülmesini istemezdim. Open Subtitles رقص ' حول في ملابسِ الحنفيةِ، وَضْع ' أفكار خطرة إلى رأسهِ.
    Oradaki kafasında beyaz örtü olan genç adam ölmüş Open Subtitles ذلك الشابِّ هناك بذلك القماش الأبيض على رأسهِ ميتُ
    Annemin erkek arkadaşlarından biri onu dövmeye başlamıştı bende bir şişe aldım ve onu kafasında parçaladım. Open Subtitles إحدى أمِّي بَدأَ صديقها بضَرْبها وأنا فقط رفعتُ القنينة وكَسرتْها على رأسهِ.
    kafasının kontrol edildiğinden emin olun. Open Subtitles تأكّدْ بإِنَّهُ يَحْصلُ على رأسهِ ذو مربعاتِ.
    Kameranın yerleştiriliş şekline göre, bu şekilde sadece kafasının arkasını görüntüleyebilirler. Open Subtitles مِنْ تنسيبِ تلك آلةِ التصوير، إحتمالات يَنْظرُ هم فقط سَيُصبحونَ خلف رأسهِ.
    Odamda çalıştığımda Eddie kafasını yastığa gömdü. Open Subtitles أُزاولُه وإدي يَنتهي دَفْن رأسهِ تحت الوسادةِ.
    Öne ve arkaya basınç yap, ayaklarını yukarıda tut ve bunu başının altına koy. Open Subtitles هناك كثيراً دمّ! سلّطتْ جبهةُ وظهرُ ضغطِ، عيش سيقانه فوق ووَضعتْ هذه تحت رأسهِ.
    Senin yaşındayken, dedenin kafadan hesap yapamadığını öğrendiğimde kendimi kötü hissetmiştim. Open Subtitles شاهدْ، متى أنا كُنْتُ حول عُمرِكَ، شَعرتُ سيئَ حقيقيَ حول التَعَلّم بأنّ جدّكَ لا يَستطيعُ يَعمَلُ رياضياتُ في رأسهِ.
    Ön tekeri bir top mermisi gibi patlamış ve motorun gidonları direkt kafasına saplanmış. Open Subtitles إطاره الأمامي فجّرَ مثل قذيفة مدفع وحانات مقبضه ذَهبتُنّ مباشرة خلال رأسهِ.
    Babamı öldüren adamı bulduğumda inan bana tek istediğim kafasına bir kurşun sıkmaktı. Open Subtitles عندما قابلتُ الرجلَ الذي قتلَ والدي ثق بي ، الشئ الوحيد الذي اردتُ فعلهُ هوَ وضعُ رصاصةٍ في رأسهِ
    Khan, ölümcül saldırıdan dolayı aldığı 10 yıllık cezasını tamamlarken, hapishanede düzenlenen bir boks maçında kafasına aldığı darbeyle komaya girmişti. Open Subtitles لإزالَة زَوجِها عَن آلَة دَعم الحياة خان الذي كانَ يُمضي حُكماً لعَشرةَ سَنوات بتُهمَة الاعتداء دخَلَ في غَيبوبَة بعدَ أن ضُرِبَ على رأسهِ
    Ve kafasında bu ilişkiyi gittikçe daha da ilerletiyormuş. Open Subtitles ويَحْصلُ على أكثر فأكثر عميق , هذا علاقةِ الحبّ في رأسهِ.
    Seni sevmeyen adamın kafasında sorun vardır. Open Subtitles حسناً، أي شخصٍ لا يحبكِ يحتاج لفحصِ رأسهِ
    kafasında şöyle bir fikir var, bizim birlikte olduğumuzu düşünüyor ki bu çok çılgınca çünkü ben evliyim. Open Subtitles انه لديه فكرةِ في رأسهِ بأنّنا لدينا قضية من نوع ما... ايكون مجنونُ...
    Muhtemelen hâlâ içinde tutuyor. Büyük ihtimalle mermi hâlâ kafasının içinde. Open Subtitles أكثر مِنْ المحتمل الرصاصة ما زالَ في رأسهِ.
    Tanrım, kafasının içi bir Escher tablosu gibi olmalı. Open Subtitles يا الهي، داخل رأسهِ يَجِبُ أَنْ يَكُونَ مثل رسم إيشر.
    - Nedir? Will Beckford'un kafasının arkasında bir çürük vardı. Open Subtitles وليز بيكفورد عِنْدَهُ كدمة خلف رأسهِ.
    - Onun da mı kafasını keseceksiniz? Open Subtitles وأَضِعُه خارج بؤسِه. أنت سَتَقْطعُ ذلك رأسهِ مِنْ، أيضاً؟
    kafasını vurmuş, bir kaç kaburgası kırık. Open Subtitles هناكَ صدمه كبيرة في رأسهِ وحطمَ بعضَ الأضلع
    Pistin ortasında durmuş ve bir 747 başının üstünden uçmuş. Open Subtitles وَقفَ على الممر وتَركَ الطائرة a 747 تمر من فوق رأسهِ.
    başının altına koyun. Open Subtitles ضِعْ هذا تحت رأسهِ.
    Babamın softball oynayamadığını ve dedemin kafadan hesap yapamadığını öğrendim. Open Subtitles أنا فقط إكتشفتُ الأَبَّ سيئ في softball وجدّ لا يَستطيعُ يَعمَلُ رياضياتُ في رأسهِ. تلك الأشياءِ لَيستْ مهمةَ.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus