"رأوه" - Translation from Arabic to Turkish

    • gördükleri
        
    • gördü
        
    • gördüklerini
        
    • gören
        
    • gördüler
        
    • görmüş
        
    • gördüğünü
        
    • gördüğü
        
    • gördüklerinin
        
    • görenler
        
    • görmüşlerdir
        
    • görmüşler mi
        
    İlk gördükleri bendim, ilk nişan aldıkları bendim, ilk vurdukları da bendim. Open Subtitles كان اول شئ رأوه واول شئ صوبوا نحوه كنت اول شخص اصيب
    Hatta bazılarını gördükleri şeylerle baş edemeyip kendi hayatlarına bile son verdi. Open Subtitles بل ان بعضهم قتلوا أنفسهم لأنهم لم يقدورا التعامل مع ما رأوه.
    Bir sürü insan kardeşinizi gördü ya da gördüğünü iddia etti. Open Subtitles حسنا , كثير من الناس رأوه أو أدعو أنهم رأوه. تلك هي المشكلة.
    Polis merkezindeyken, birdenbire polis memurunun öldürülmesiyle ilgili gördüklerini bir bir anlatmaya gönüllü oluvermişler. Open Subtitles عندما كانوا في مقر الشرطة قرروا فجأة بالتطوع كل هذه المعلومات عن ما رأوه عن قتل رجل الشرطة
    Ayrıca göldeki setin orada... onu konuşurken gören eroinman Vernon Bundy de var. Open Subtitles ما زال لدينا المنافق , فيرنون بندي الذي رأوه يتحدث في جدار البحر
    - Neden? Onu en son canlı olarak burada gördüler. Open Subtitles آخر مرة رأوه به حياً كانت هنا أستطيع تفهم ذلك
    Oradan geçenler adamın mor ve yeşil haplar içtiğini görmüş. Open Subtitles قال الشهود أنّهم رأوه يبتلع حبوب لونها بين الأخضر والأسود
    Bu sırada, kameranın solunda oturan iki Danimarkalı genç, gülmekten kırılıyorlar. Bu durumun hayatlarında gördükleri en komik şey olduğunu düşünüyorlar. TED الآن في هذا الوقت، الشابان الدنماركيان اللذان على يسار الكاميرا يتداعيان من الضحك. يعتقدان أنه أكثر شيئ مضحك رأوه على الإطلاق.
    Doktorlar iproniazitin ruhsal durum geliştirici etkisini gördüklerinde, gördükleri şeyin farkına varmadılar. TED عندما رأى الأطباء هذا التأثير للإيبرونيازيد في تحسين الحالة المزاجية. لم يدركوا تماماً ما رأوه.
    Tsarnaev özür diledi ama jüri onun yüzüne baktığında, tek gördükleri donuk bir ifadeydi. TED نطق سارنييف ببعض كلمات الاعتذار. ولكن عندما نظر المحلّفون إلى وجهه، فإنّ جلَّ ما رأوه كان عبارة عن وجه محدّقٍ جامد.
    Her zamanki gibi, insanların çoğu gördükleri rüyadan sonra çıldırıyorlar. Open Subtitles نفس الأشياء القديمة دائماً ، الكثير جداً من الناس يصيبهم الجنون بسبب حلم مجنون رأوه
    Bana hayatlarında gördükleri en aptal insanmışım gibi bakıyorlar. Open Subtitles لعلها تعني أنني أكبر أحمق رأوه في حياتهم
    O'nu davasına sımsıkı bağlı, ahlaki zorunluluk hissetmesinden ötürü adil görmediği yasaları çiğnemeye kararlı biri olarak gördü. Open Subtitles ‫و أظنهم رأوه شخصا ملتزما، بدافع أخلاقي، ‫بمخالفة القانون للتغلّب على قانون رآه شوارتز ظالما
    Herkes Openshaw'ın ofisinden alınan ürünlere bakıp bir yığın zehirli oyuncak gördü. Open Subtitles كل الآخرين رأوه يصادر المخزون من شركة أوبنشو ورأو أنها مجرد ألعاب مسمومة
    Jüriye gördüklerini göz ardı etmelerini emrediyorum. Open Subtitles أطلب من هيئة المحلفين أن يهملوا ما رأوه توا.
    Ya da gördüklerini sandıklarını dinlemek. Open Subtitles الإصغاء لما رآه الناس أو ما ظنّوا أنهم رأوه في ليلة البارحة
    Senatörü gören bütün Gizli Servis ajanları gerekiyor. Open Subtitles انا بحاجه الى كل العملاء الذى رأوه على قيد الحياه
    Bu transgenic'in ayırtedici özellikleri görgütanıkları ve onu ilk gören üç cesur genç adam tarafından verilen bilgilerle çizildi. Open Subtitles تم رسمه بحسب وصف الشهود العيان الثلاثة الشجعان الذين رأوه أولاً
    "Onun kaçtığını gördüler - Bekçisini boğdu!" Open Subtitles لقد رأوه يلوذ بالفرار بعد قيامه بقتل الحارس
    Oradan geçenler adamın mor ve yeşil haplar içtiğini görmüş. Open Subtitles قال الشهود أنّهم رأوه يبتلع حبوب لونها بين الأخضر والأسود.
    gördüğünü anlatan herkesin sözlerine güvenemeyiz. Open Subtitles أعني، لا يمكننا تصديق كلام الناس عندما يتحدثون عما رأوه
    Ordaki herkesin gördüğü tek şey-- hiç deneyimi olmayan bir ev kadını olduğumdu. Open Subtitles كل ما رأوه أعضاء المجلس هو ربة منزل ربة المنزل تلك تقف هناك بلا أي خبرة
    Şaşırtıcıolanise gördüklerinin hoşuna gitmesiydi. Open Subtitles .. وقد دُهشوا عندما اكتشفوا أنهم أحبوا ما رأوه ..
    - Kız ölmeden önce onu yurtta görenler var. Open Subtitles هناك شهود رأوه بغرفة مهجعها قبيل وقوع الجريمة مباشرة.
    Çevresindeki insanlar kötüleştiğini görmüşlerdir. Open Subtitles حسنا الناس من حوله رأوه يتدهور
    Onu genç bir kadınla görmüşler mi sor bakalım. Open Subtitles اسألهم إذا ما رأوه مع امرأة شابة فحسب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more