-Onu bu sabah gördüm. -Ben de sizi gördüm televizyonda. | Open Subtitles | ـ لقد رأيته هذا الصباح ـ وأنا رأيته على شاشة التليفزيون |
Bilmiyorum. Onu bu sabah gördüm ve selam verdim. Yanımdan geçip gitti. | Open Subtitles | لا أعرف، رأيته هذا الصباح وألقيت عليه التحية فتجاهلني |
Şey, onu bu sabah gördüm ve kalan fotoları beraber basıyoruz. | Open Subtitles | حسنا ، رأيته هذا الصباح ونحن نطبع بقية الصور. |
Odanın fotoğraflarını çekmeden önce bu sabah görmüştüm fakat resimde bu yok. | Open Subtitles | رأيته هذا الصباح قبل أن نصور الغرفة لكنه غير موجود في الصورة. |
Onu daha bu sabah görmüştüm. | Open Subtitles | لقد رأيته هذا الصباح |
Onu daha bu sabah gördün. | Open Subtitles | لقد رأيته هذا الصباح |
Bu sabah gördüğüm, ağını ören... Örümcek gibi çalışacağım. | Open Subtitles | وسأعمل مثل العنكبوت الذى رأيته هذا الصباح يبنى شبكته. |
Hayır, onu daha bu sabah gördüm. Gayet iyi. | Open Subtitles | كلا ، رأيته هذا الصباح وهو بخير |
Onu bu sabah gördüm ve bana, odasına adım atarsam tatlı minik yüzüme kötü şeyler olacağını söyledi. | Open Subtitles | ... لقد رأيته هذا الصباح , و قال إذا خطوت غرفتـه شيء سيء سيحدث لوجهي الجميل الصغير |
Onu bu sabah gördüm. | Open Subtitles | . رأيته هذا الصباح |
Onu daha bu sabah gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيته هذا الصباح. |
Daha bu sabah gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيته هذا الصباح |
Onu bu sabah gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيته هذا الصباح |
Onu daha bu sabah gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيته هذا الصباح. |
bu sabah gördüm. | Open Subtitles | رأيته هذا الصباح. |
Evet, bu sabah görmüştüm. | Open Subtitles | حسنًا، أجل، رأيته هذا الصباح. |
Bu sabah gördüğüm sunumun akıcılığından çok memnun kaldım. | Open Subtitles | أنا سعيد للغاية بالاتجاه الذي رأيته هذا الصباح. |