Ama yarın TED'de harika bir günü anlatmanızı istesem, bunu tane tane, gerçekçi bir netlikte anlatabilirsiniz. | TED | و لكن إن طلبت منك أن تصف يوماً رائعاً في تيد غداً، يمكن أن تصفه بوضوح عملي و دقيق. |
Suşi, İtalyan. Chinatown'da harika bir yer biliyorum. | Open Subtitles | . سوشي ، إيطالي . أعرف مكاناً صغيراً رائعاً في الحي الصيني |
Eğer beraber yemek yiyeceksek Brooklyn'de harika bir Rus Restaurantı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف مطعماً روسيّاً صغيراً رائعاً في بروكلين |
Ve, bence, birgün harika bir baba olacak. | Open Subtitles | وأنني أظن بأنه سيكون أباً رائعاً في يوم ما |
Doğru, dün gece aklıma harika bir söz geldi. | Open Subtitles | صحيح، قرأت قولاً رائعاً في السرير ليلة البارحة |
En başta bizi harika bir çift yapan şeyi yeniden oluşturmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لنعيد تأسيس ما جعلنا زوجاً رائعاً في الأصل. |
Bazı cinlerin çok katlanılmaz oldukları kesin ama bir zamanlar çok harika bir tanesini tanıdım. | Open Subtitles | طبعاً بعض المردة لا يطاقون لكنّي عرفت مارداً رائعاً في السابق |
Okulda harika bir gün geçirirsin umarım. | Open Subtitles | أتمنى لكِ يوماً رائعاً في المدرسة. |
harika bir gün olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | يبدو أني سأقضي يوماً رائعاً في المكتب |
Staten Island'a harika bir yer buldum. | Open Subtitles | في الواقع لقد وجدت للتو "مكاناً رائعاً في حيّ "جزيرة ستاتن |
Sen harika bir aşıktın. | Open Subtitles | لقد كنت رائعاً في الجنس |
Çin Mahallesinde harika bir gün daha gibi görünüyor. | Open Subtitles | شكرا لك يا (كايتي) يبدو (يوما رائعاً في (تشاينا تاون |
Gülüyorum! harika bir Zeta kızı olurdu. | Open Subtitles | يمكنها أن تكون فرداً رائعاً في "زيتا". |
Times'da harika bir inceleme okumuştum ve sana mail atmak istemiştim ama övgü maillerinden bıkmışsındır artık diye düşündüm. | Open Subtitles | "كان يوجد نقداً رائعاً في صحيفة "تايمز و أردتُ كتابة رسالةُ الكترونية لكَ ولكن أنا متاكدة أنكَ على الأرجح حصلتَ على ما يكفي من تلك رسائل |
Richard ve ben harika bir takımız. | Open Subtitles | أشكّل و"رتشارد" فريقاً رائعاً في العمل... |