Hindistan Rezerv Bankasına giderken onbeş kadın bana eşlik etti. | TED | رافقتني خمس عشرة امرأة إلى البنك الاحتياطي الهندي. |
Hikayeler bana eşlik eder; varoluş yapıştırıcısı gibi parçalarımı ve hafızamı bir arada tutarlar. | TED | لقد رافقتني القصص, وحافظت على أجزائي وذكرياتي معا, كغراء وجودي. |
Eğer bu tarafa gelirsen, sana kazandıklarını anlatmak bana büyük zevk verir. | Open Subtitles | للقيام بعملك كله وبعملي كله وإن رافقتني من هنا فيسيعدني أن أخبرك أكثر عما ربحت |
Öyle mi? Pekala tamam ama sen de benimle gelirsen? Sen olmadan bunların hiçbirini yapamazdım, evlat. | Open Subtitles | حسناً، لكن فقط لو رافقتني فلم أكن لأحظى بأيّ من هذا لولاك |
Gereken şeyi almak için bugün benimle gelir misin? | Open Subtitles | هلّا رافقتني اليوم لنحضر ما نحتاجه؟ |
Bir saniye benimle gelir misiniz lütfen? | Open Subtitles | هلا رافقتني للحظة، من فضلك؟ |
Pekala. Benimle ofise kadar gelebilir misiniz, bayım? | Open Subtitles | يبدو صحيحاً هلا رافقتني إلى المكتب يا سيدي؟ |
Son günlerde bana güvenilir bir şekilde eşlik etmenin bir göstergesi olarak... kapımı aralık bıraktım. | Open Subtitles | تركت بابي مفتوحاً قليلاً وهذا يشير إلى ثقتي بك والتي اكتسبتها بجدارة في الأيام القليلة الماضية لأنك رافقتني بإخلاص |
Acaba bana bugünkü kutlamalarda eşlik eder misin? | Open Subtitles | كنت أتسائل إذا رافقتني إلى الإحتفالات اليوم. |
Buraya bana eşlik etmene sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك رافقتني كل هذه المدة.. |
Aria eve kadar eşlik etse sorun olmaz değil mi? | Open Subtitles | هل تمانع اذا رافقتني آريا الى الغرفه؟ |
Hanımım bana eşlik ederlerse... | Open Subtitles | إذا رافقتني سيدتي. |
Benimle gelirsen hayatınızı nasıl kurtardığımızı açıklamaktan mutluluk duyarım. | Open Subtitles | إن رافقتني فسيسرّني أن أوضّح كيف أنّنا أنقدنا حياتك |
Kuzenimin düğününe benimle gelirsen sana adresini veririm. | Open Subtitles | سأعطيك العنوان إذا رافقتني لحضور زفاف قريبتي |
Karışık bir durum ama eğer benimle gelirsen açıklayabilirim. Sadece bana güvenmeni istiyorum. | Open Subtitles | الأمر معقّد لكنْ أستطيع تفسيره إنْ رافقتني أريدكِ أنْ تثقي بي وحسب |
Ama benimle gelirsen hayatımın geri kalanını bunu düzeltmek için harcayacağıma söz veriyorum. | Open Subtitles | لكن إن رافقتني أعدك بأنني سأمضي بقية حياتي في تصويب الوضع |
Benimle gelirsen, bir daha asla yalan söylemek zorunda kalmazsın. | Open Subtitles | إن رافقتني فلن تضطرّ للكذب ثانيةً |
- benimle gelir misiniz, bayım? | Open Subtitles | -هلاّ رافقتني سيدي؟ |
benimle gelir misin, Josh? | Open Subtitles | هلا رافقتني يا (جوش)؟ |
- Evet. Benimle gelebilir misiniz lütfen? Yardımınız gerekiyor. | Open Subtitles | هلاّ رافقتني من فضلكَ، نقدّر مساعدتكَ |