| Bu basit çiftçilerle barış konuşmak için bir buluşma ayarladım senin için. | Open Subtitles | لقد رتبت اجتماعاً من أجل عقد صفقة سلام مع هؤلاء الفلاحين الساذجين |
| Eddie'nin Tino'yla buluşmasını ben ayarladım yargıç hakkında bildiklerini Eddie'ye anlatsın diye. | Open Subtitles | انني رتبت اللقاء بين ادي و تينو ليخبره بما عرفه عن القاضي |
| Her şeyi ayarladım, amcan seni bekliyor, sana Münih'te bir iş bulmuş. | Open Subtitles | ولكنني رتبت كل شيء عمك ينتظرك في ميونخ ولقد وجد لك وظيفة. |
| Ya da onu soğuk kanlılıkla öldürmek için mi görüşme ayarladın demeliyim. | Open Subtitles | أو هل يجدر بي أن أقـول أنك رتبت لقتلـه بدم بـارد ؟ |
| Krauss kendisi ve diğerleri için iade edilmeleri zor bir yer olan Buenos Aires'e denizaltıyla güvenli geçiş ayarladı. | Open Subtitles | رتبت لمرور آمن من نفسه، كراوس، وغيرها إلى بوينس آيرس بواسطة غواصة، حيث أنها ستكون في مأمن من التسليم. |
| Ama şimdi ne yapmamız gerektiğini biliyoruz, ve ben şimdiden herşeyi hazırladım. | Open Subtitles | حسنا، الآن نعلم ماذا علينا أن نفعل و أنا رتبت لكل شيء |
| Dinle, eğer yapacak işin yoksa, Sam için şu şeyi ayarlamıştım. | Open Subtitles | إسمعي إذا لم يكن لديك عمل آخر فيما بعد فأنا رتبت شيئاً لـ سام |
| Ve iyi niyet göstergesi için de, size çamaşırhanede bir iş ayarladım. | Open Subtitles | بالواقع، كعرض ذي حسن نية أولي، لقد رتبت لك العمل في الغسيل. |
| Gerek yok.Bu gece için çok özel bir program ayarladım. | Open Subtitles | لا حاجة. لقد رتبت معاملة خاصة جدا بالنسبة لنا الليلة. |
| Dragoons'un bu tarafında bir görüşme ayarladım. | Open Subtitles | لقد رتبت الموعد على هذا الاساس من ناحية الفرسان |
| Griffin'e gelsin diye tüm bunları ben ayarladım. | Open Subtitles | رتبت الامر لكى يجبر على القدوم إلى جريفين |
| Her şeyi ayarladım. Yeri yıkadım, yatağı düzelttim. | Open Subtitles | لقد نظفت كل الفوضى لقد غسلت الأرض و رتبت السرير |
| Sana bir daire, bir araba ve istediğin zaman her istediğini yapacak dükkanlar ayarladım. | Open Subtitles | نعم سأفعل و لذلك لقد رتبت لك ان يصبح لديك شقة و سيارة |
| Albert Gölü'nde bir av kampına uçak ayarladım. | Open Subtitles | لقد رتبت لك ان تطير الى معسكر صيد فى بحيره البرت |
| Pazartesi gecesi onunla motelde bir görüşme ayarladın. | Open Subtitles | في ليلـة الإثنيـن , لقد رتبت لأن تقابليـه في الموتيـل |
| Bu tüberküloz testlerini olabilecek en mantıksız zamana ayarladın. | Open Subtitles | لقد رتبت فحوص السل تلك في أكثر وقت غير منطقي |
| - Çok eğlenceliydi. - Aslında Penny ayarladı. | Open Subtitles | لقد كان ممتع كثيرا بينى التى رتبت كل ذلك |
| Bu testi ben hazırladım, Böylece senin adam mı, efsane mi ...olduğunu kendi gözlerimle görmek istedim.. | Open Subtitles | رتبت هذا الأختبار لأرى بعيني إن كنت رجل أم أسطورة |
| Bu yüzden güzel kızlarımdan biriyle ona bir randevu ayarlamıştım. | Open Subtitles | لذلك رتبت لـه موعـداً مـع احدى الفتيات الجميـلات |
| Helen, Amthor'la bana ve iki şamar oğlanına bir tanışma randevusu ayarlamış. | Open Subtitles | لقد رتبت هيلين لى موعدا مع امثور وبعض رجاله الأشرار |
| Dönemlerine göre düzenlenmişlerdi. Sonra ben onları kompozitöre göre düzenledim. | Open Subtitles | كان يتم تصنيفها من قبل فترة ثم رتبت من قبل ملحن |
| Dr Phillips'le çocuk hastanesi için ayarlama yaptım. | Open Subtitles | لقد رتبت مع د.فيلبس لحفلنا التأبينى الصغير من أجل الاطفال |
| Çocuklar için ufak bir gezi planladım ve seni orada görmek isteriz, koç. | Open Subtitles | لقد رتبت رحلة ميدانية للشباب ونود أن نراك هناك أيها المدرب |
| Bu benim için önemli sayıIır. Çok fazla insan gelecek... - ... artık hepsini organize ettim. | Open Subtitles | الأمر مهم بالنسبة لي، فالعديد من الناس قادمون وقد رتبت للأمر كله للتو |
| Kasabaya döndüğünü duyduğumda, ilişkimizin nasıl olacağı konusunda bir senaryo kurdum kafamda. | Open Subtitles | حين سمعت عن عودتك للبلدة رتبت قصة سيناريو لكيف ينجح الأمر بيني وبينك |
| Bu küçük kaçamağınızdan sonra Derek ile mutfakta buluşmayı ayarladınız böylece ona dersini verebilecektiniz. | Open Subtitles | وبعد ممارستك الجنسية الصغيرة انت رتبت لديريك ان يقابلك فى المطبخ لتتمكن من تلقينة درساً صغيراً |
| Her şeyi hazırlamıştım. Köyün yarısı orada benimleydi. | Open Subtitles | كنت قد رتبت كل شىء ولكن نصف سكان القرية كانوا معى |
| Aramamın sebebi ayarladığım teslimat hiç elime geçmedi. | Open Subtitles | السبب من وراء اتصالي... الشحنة التي رتبت لها لم تصلني أبداً |