bacaklarını açtı ve yok etmek istermiş gibi ekrana işedi. | Open Subtitles | تباعد بين رجليها و تتبول على الشاشة كما لو كانت تريد أن تنجسه |
Altı ay önce, bir kadını öldürüp, bacaklarını kestiğime inanmıştın. | Open Subtitles | منذ ستة أشهر كنت متأكدا من أنني قتلت امرأة, وبترت رجليها |
Anneleri, kar altında geçen beş ayın ardından gerinerek bacaklarını açıyor. | Open Subtitles | أمهم تمدد رجليها بعد خمسة أشهر من البقاء تحت الجليد. |
bacakları, tam olarak Bacaklarının kalçasıyla birleştiği alan. | Open Subtitles | أرجلها وبالضبط في مكان إلتقاء رجليها ظهرها. |
Yerel işletmelerden biri tekrar kendi ayakları üstünde durmaya çabalayan bir aileye yardım edebilir. | Open Subtitles | كما تعلم، من أحد الشركات المحليين ربما يمكن أن يساعد هذه العائلة للوقوف رجليها |
Bir örümceğin çocuklar bacaklarını kopardıktan sonraki hâli gibi. | Open Subtitles | كعنكبوت ذات أرجل طويلة بعد أن يقتلع الأطفال رجليها |
bacaklarını iyileştir ki yürüyebilsin ama yüzündeki kesik ve çürüklere, gemiye dönene kadar dokunma. | Open Subtitles | عالج رجليها لتتمكن من السير لكن أبقِ على الجرح الغائر و الكدمات على وجهها إلى حين عودتها للسفينة |
İyi şanslar! O sözde iffetlinin bacaklarını açmanın kolay olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | حظ سعيد ، لكنى أعتقد أن تلك الفتاه لن تفتح لك رجليها بسهوله |
Yine de Monica Penny bacaklarını açtığında hissedeceklerimden kanım donuyordu. | Open Subtitles | كنت متحجره عن شعوري عندما تفتح مونيكا رجليها |
Ve, evet, o bir zamanlar jimnastikçiymiş ve hâlâ bacaklarını kafasının arkasına uzatabiliyor. | Open Subtitles | و نعم لقد كانت رياضية و مازال بإمكانها وضع رجليها وراء رأسها |
Amerikan Tıp Derneğinin sadece ilaç firmaları için yağlı bacaklarını açmaya can atan paragöz fahişeler olduklaınıda sen söyledin. | Open Subtitles | وقلت ان الجمعية الطبية الامريكية مثل العاهرات الجشعات التي على استعداد ان تفتح رجليها لشركات الادوية الكبرى |
- Sana onun bacaklarını vermeleri hayret verici. | Open Subtitles | من المدهش أنهم استطاعوا إعطائك رجليها |
Onu cenaze arabasına koyalım! bacaklarını tut! | Open Subtitles | أدخليها إلى العربة احملى رجليها |
Aynı zamanda bacaklarını oynatmakta zorlanıyor. | Open Subtitles | وكانت تعاني من صعوبة بتحريك رجليها |
Leslie Winkle'ın bacaklarını traş etmeye başladığını duydum. | Open Subtitles | سبق أن لاحظت أن" لازلي وينكل " بدأت تحلق شعر رجليها |
Görünüşe göre Küçük J. her şeye rağmen bacaklarını ayırmamış. | Open Subtitles | يبدو أن الصغيرة (جي) لم تفتح رجليها بعد كل هذا |
Spor yapmalı ama onun bacakları benimkilerden daha kaslı duracak kadar fazla değil. | Open Subtitles | تحب الرياضة .. ولكن ليس لدرجة ان رجليها تكون كأن بهم عضلات اكثر مني |
Eteğini kaldırmış, bacakları açmış, bluzu göğüs uçlarına kadar açıkta mutfak masasında oturuyor mu diye mi soruyorsun? | Open Subtitles | وجلست على منضده المطبخ وتفتح رجليها وتفتح البلوزة حتى ثدييها؟ |
Neden Bacaklarının arasına fener tutmayı sormuyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تسألها بأن تضيئ ضوئك هذا إلى ما بين رجليها ؟ ؟ |
Peter Singer : Wang Yue’nin yanından geçip giden başka kişiler de vardı ve bir sokak temizlik görevlisi olaya dikkat çekmeden önce çocuğun Bacaklarının üzerinden ikinci bir minibüs daha geçti. | TED | ساروا بجانب وانغ يوي، ثم سارت عربة فان ثانية فوق رجليها ، قبل تفعيل الإنذار من قبل منظف الشوارع . هرع بها إلى المستشفى، لكن متأخرا. كانت قد فارقت الحياة. |
Sonra da kendi ayakları üzerinde durması için bu koca dünyaya sal. | Open Subtitles | ثم أرسليها إلى العالم الكبير العريض لكي تقف على رجليها. |