Senin inancına bağlı, Tanrı'nın adamı olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقدُ أنكَ رجلُ دين، و أنتَ مُخلصٌ لدينِك |
Selam, habersiz uğradığım için özür dilerim ama senin gecelerin adamı olduğunu bildiğim için ayakta olacağını düşündüm. | Open Subtitles | مرحبا, أعتذر عن قدومي دون اتصال, لكن منذ أن أعلم بأنك رجلُ الليل, خلتُ بأنكَ قد تكون مستيقظاً |
Ama koca adamsın. Bisikletle pizza dağıtıyorsun. | Open Subtitles | ولكنك رجلُ بالغ تسلم طلبات البيتزا على دراجة |
Bulunması zor bir adamsın. Biliyor musun ha? | Open Subtitles | أنت رجلُ من الصعب إيجادك أتعلم هذا، أيها المحطم؟ |
Bağlandı çünkü bir kez kötü bir erkek onu yakaladı, bağladı... | Open Subtitles | هي مَرْبُوطةُ الأن عندما حَصلَ رجلُ بخيل عليها، رَبطَها |
Birkaç gün önce evimde başka bir adam vardı. | Open Subtitles | كان هناك رجلُ آخرُ في بيتي قبل إثنان يوماً. |
Eğitim almayan mütevazi bir adamım, ve benim hayatım buna değmez. | Open Subtitles | فأنا رجلُ بسيط وغير مُتعلم وحياتى لا تساوي الكثير |
Görünüşe göre muhafızlar Morton Danvers adındaki bir adamı Atlanta'dan buraya getiriyorlarmış. | Open Subtitles | . يبدو , بأن الرجل , كان يُقيل رجلُ مضطرب اسمه , دينفورد مورتون . من اتالنتا |
İç güdülerim hükümetin, masum bir adamı öldürdüğünü söylüyor. | Open Subtitles | يَقُولُ وترُي الحكومةَ قَتلَ رجلُ بريءُ. |
Bir adamı tıpkı bir orospu gibi uzanırken görmek ne kadar iğrenç! | Open Subtitles | كل ما باشوفة بقرف رجلُ هناك مثل العاهرة |
Senden utanıyorum. Yaşlı bir adamı kötüye kullandığın için. | Open Subtitles | من العار عليكم أن تعذبوا رجلُ ُ مسن |
Ve sen de işler yolunda gitmediği için öfke nöbetleri geçiren hassas yaşlı bir adamsın! | Open Subtitles | وإنكِ رجلُ مترهل ساذج لديه نوبةُ غضب ! لأنه لن يسلك طريقه |
Ve sen de işler yolunda gitmediği için öfke nöbetleri geçiren hassas yaşlı bir adamsın! | Open Subtitles | وإنكِ رجلُ مترهل ساذج لديه نوبةُ غضب ! لأنه لن يسلك طريقه |
Bulunması zor bir adamsın Ajan Hanna. | Open Subtitles | أنتَ رجلُ يصعبُ العثورُ عليه أيُّها # العميلُ/ هـانـا # |
Siz ikiniz için epey zor olmalı 50'lerde, beyaz bir kadın ve siyah bir erkek. | Open Subtitles | لابد أنه كان صعب امرأة بيضاء و رجلُ أسود في الخمسينات |
Bir erkek, erkek olmanın ne demek olduğunu bilirdi. | Open Subtitles | بأن رجلُ عرف ما هو الشيء الذي يجعله رجلاً |
Artık bir erkek yaşadığı zorluklara göğüs geremez oldu. | Open Subtitles | رجلُ لا يمكن ان يصمد طويلا في الظلم الذي يحيط به كان يتطرأ الى المحاكم و المحامين |
Bilge bir adam; dün bana aslında sevdiklerimiz için savaştığımızı söylemişti. | Open Subtitles | رجلُ حكيم أخبرنى مرة ، بالأمس حيث واقع الأمر أننا نحارب من أجل من نُحب. |
Aptal bir adam bekliyordum, ama bir baktım... | Open Subtitles | كنت قادماً أتوقع رجلُ غبي لكن بدلا من ذلك |
bir adam sikini sokmaması gereken bir yere soktuğu her sefer nasıl karışık oluyor ya? | Open Subtitles | لما كل مرة يقوم فيها رجلُ بممارسة الجنسِ مع الشخص الخطأ، يضحى الأمرُ معقداً؟ |
Ben hassas ve duygusal bir adamım... duyduğum şiir yüreğimi parçaladı. | Open Subtitles | أَنا آسفُ. أَنا رجلُ حسّاسُ و عاطفيُ... وذلك الجزءِ حول خطّافِ الخِرافَ فقط مزّقَ قلبِي |
Ben hassas ve duygusal bir adamım duyduğum şiir yüreğimi parçaladı. | Open Subtitles | أَنا آسفُ. أَنا رجلُ حسّاسُ و عاطفيُ... وذلك الجزءِ حول خطّافِ الخِرافَ فقط مزّقَ قلبِي |
Ben şablonların adamıyım, Müfettiş. | Open Subtitles | أنا رجلُ يتبع المعايير، أبها المحقق |