"ردع" - Translation from Arabic to Turkish

    • durdurmaya
        
    • engel
        
    • caydırıcı
        
    • durdurma
        
    • durdurabiliriz
        
    • mani
        
    • durduramam
        
    • caydırıcılık
        
    • durduramazsın
        
    Burada suç ortağını durdurmaya çalışan bir vatandaşın konserve kutusuyla saldırıya uğramasını görüyoruz. Open Subtitles ترون متفرّجاً يحاول ردع الشريك إلا أنّه هوجم بالسلع المعلّبة
    Onu durdurmaya çalıştık ama başaramadık. Open Subtitles حاولنا ردع الفتى ولكنه كان عنيداً
    Çünkü engel olmak istediğimiz, bize zarar veren insanlar başka insanlara da zarar verecek. Open Subtitles لأننا نود ردع الناس الذين يؤذوننا، والذين سيؤذون أناسًا آخرين؟
    Silahlar caydırıcı olarak kullanılabileceği gibi pazarlık kozu da olur. Open Subtitles يمكن أن تستخدم كوسيلة ردع أو ورقة مساومة.
    Hayır. Bebeğimi tehdit eden kadını durdurma çabası bu! Open Subtitles -لا، بل ردع الامرأة التي هدّدت طفلتي
    Ama o uçağı durdurabiliriz. Open Subtitles لكن ، بإمكاننا ردع تلك الطيارة
    O adamı durdurmaya çalışırken neredeyse ölüyordum. Open Subtitles كدت أموت وأنا أحاول ردع ذلك الرجل
    Kendimi durdurmaya çalışıyorum ama başaramıyorum. Open Subtitles تعلم، حاولت ردع نفسي ولكن لم أتمكن
    Neden geldiğimizi unutmayın ama. Savage'ı durdurmaya geldik, yavaşlatmaya değil. Open Subtitles تذكر أن سبب مجيئنا لهنا هو ردع (سافاج)، لا إبطاؤه
    İnsanlar bunu durdurmaya çalışmıyor mu? Open Subtitles -الناس لم يحاول ردع هذا الأمر؟
    Kurapika, beni durdurmaya çalışma. Eğer bu piç kurusu Gon'a bir şey daha yaparsa... Üzgünüm, Gon, ama kendimi tutamıyorum. Open Subtitles (كورابيكا)، لا تحاول ردعي، لو فعل ذلك الوغد شيئاً آخر بـ (جون)، فلن أتمكن من ردع نفسي.
    - ...durdurmaya çalışmak için. Open Subtitles لأحاول ردع الخطر
    Anlaman mümkün değil. Kendime engel olamıyorum. Ben... Open Subtitles لا تعرفين كم, لا يمكنني ردع نفسي أريد,
    Ama digerleri kendilerine engel olamayabilir. Open Subtitles لكن آخرون لن يستطيعوا ردع أنفسهم
    caydırıcı olarak kullanılabilecekleri gibi pazarlık kozu da olabilirler. Open Subtitles يمكن أن تستخدم كوسيلة ردع او ورقة مساومة
    Afrika Ulusal Kongresi üyeleri doğada gözden uzakta bir yerde dinlenebileceğini ve eski sağlığına tekrar kavuşabileceğini düşündüler ve aslanların basın ve paparazzi için iyi bir caydırıcı olduğu da doğrudur. TED اقترح بعض أعضاء المؤتمر الوطني الافريقي أنه في الأدغال سيحظى مانديلا ببعض من الوقت ليستريح و يستعيد قواه بعيدا عن الأضواء، ومن المعلوم أن الأسود تميل إلى ردع الصحافة و المصورين بشكل جيد.
    - Müthiş bir durdurma gücü var. Open Subtitles -لذلك الشيء قوة ردع كبيرة
    O iblisi bulursak Valentine'ı durdurabiliriz. Open Subtitles إن استطعنا العثور عليه، نستطيع ردع "فالنتاين".
    Hisara daha fazla adamın çıkmasına mani olursak bu işi kontrol altında tutabiliriz. Open Subtitles ولو تمكنا من ردع أي أحد هناك فسنتمكن من وضع هذا بأيدينا ...
    Bunu ben durduramam, biz yönetenler değiliz yalnızca hizmetkarlarız sizi ancak ebeveyn olma acısından kurtarabilirdim. Open Subtitles لا يمكننى ردع ذلك نحن لسنا أسياداً لكن مجرد خدم لكن يمكننى إعفاءكما من ألم الأبوة
    Hatta sabıkası olmamasına rağmen hapis cezasından vazgeçmemelerinin sebebinin bu davanın caydırıcılık teşkil etmesi için olduğunu söylediler. Open Subtitles ‫عن الدفع بجناية و المطالبة بالسّجن ‫هو أنهم أرادوا استخدام هذه القضية كقضيّة ردع. هم أخبرونا بذلك
    Bir Azrail'i tamamen durduramazsın. Open Subtitles لا نستطيع ردع حاصد أرواح للأبد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more