Gerçekten cenazeye gelmek istiyordum ama onun mesajını hiç almadım. | Open Subtitles | لقد اردت المجيئ للجنازة حقا لكني فقط لم اتلقى رسالته |
Gerçekten cenazeye gelmek istiyordum ama onun mesajını hiç almadım. | Open Subtitles | لقد اردت المجيئ للجنازة حقا لكني فقط لم اتلقى رسالته |
mesajı iletir iletmez salya sümük ağlamaya başladı ve kaçtı. | Open Subtitles | انفجر هذا واحده في البكاء وهرب والثاني قام بتسليم رسالته |
Ama bu onun sadece var olma sebebi değil aynı zamanda mesajı idi. | TED | ولكن المحور ليس فحسب ما كان يهدف اليه .. بل رسالته |
Merhaba, dost canlısı komşu seni arıyor. Bugün bıraktığım 3.mesaj bu. | Open Subtitles | مرحبا، هذا جارك المترصد اللطيف وهو يترك رسالته الثالثة لهذا اليوم |
Bana göre belkide, son mektubunda dediği gibi, vahşi bir hayvana evrilmeyi istiyordu. | Open Subtitles | اردا ربما ان يتحول الى حيوان بري كما كتب هنا في رسالته الاخيرة |
mektubunu aldım. Bir gün daha bekleyemezdim. | Open Subtitles | عندما تلقيت رسالته لم أستطيع الانتظار يوم واحد |
mesajını dünyaya iletip iletemedi mi bilemiyorum ama ben mesajını kesinlikle aldım. | TED | الآن لا أعلم إن كانت رسالته قد وصلت للعالم أم لا. ولكنها قد وصلت لي بالتأكيد. |
Evet. Havari John Mark kıyamet mesajını iletirken ben de oradaydım. | Open Subtitles | نعم, لقد كنت حاضراً لسماع القديس يوحنا مرقص يسلم رسالته لنهاية العالم. |
Ben Tanrının mesajını vurduğu bir davulum. | Open Subtitles | انا الرسول الرب الذى لن يهزم وتضيع رسالته |
Kendi mesajını verecek kadar yüce değil mi? | Open Subtitles | الاتعتقدى انه قادر بما فيه الكفايه ليوصل رسالته بنفسه |
Amerikan başkanının ay sonuna kadar mesajını alacağına dair söz verdim. | Open Subtitles | أنّ الرّئيس الأمريكيّ سيتلقّى رسالته قبل نهاية الشّهر |
mesajı, hatırladığım kadarıyla, sevgi ve nezaket doluydu. | Open Subtitles | و اعطانى عنوانه فندق لانجهام و رسالته على ما اتذكر, كانت تفيض بالحب و العطف |
mesajı sonunda alanı geçtiğinde, onu kurtarmaya geldim. | Open Subtitles | عندما اندلعت أخيرا رسالته من خلال جئت لإنقاذه. |
Ancak Eric Stark ve onunki gibi gruplar çok güçlü bir mesaj dağıtıyorlar. | Open Subtitles | لكن إيريك استارك مثل جماعات أخرى ينشر رسالته بقوى |
Sonra da fark ettin ki babamın verdiği asıl mesaj sevgiymiş. | Open Subtitles | إذن ، لقد عرفت أن رسالته الحقيقية هي الحب |
mektubunda Noel'den birkaç gün önce mutlaka geleceğini yazmıştı. Belki de bineceği gemi geciktiği için treni kaçırdı. | Open Subtitles | لقـد أكـّـد في رسالته أنه سيأتي قبـل عـيــد الميــلاد بيومين |
mektubunda kanserinin kötüleştiğini söylemişti. Kanserinin ölümcül olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | ذكرتْ رسالته أنّ السرطان قد ساء قال أنّ السرطان في مرحلته الأخيرة |
Gizlice odasına girip mektubunu aldığını söyleyeceksin. | Open Subtitles | ستتسلّلين، و تخبرينه أنّكِ استلمتِ رسالته. |
mektubu okumanı ve onu çağırmanı istiyorum. Kazmana yardım edeceğim. | Open Subtitles | هيا أُريدك أن تقرئي رسالته وتتصلي به سأساعدك في الحفر. |
Son mesajında bir virüs yakaladık. | Open Subtitles | في رسالته الأخيرة إلينا ، ذكر شياءاً ما عن فيروس |
Madem hala siber tuzağı kullanarak iletişim kurabiliyoruz bu mesaja cevap vermemiz lazım. | Open Subtitles | ما زلنا نستطيع التواصل داخل الحلقة الرقمية لذا علينا الرد على رسالته النصية. |
Bugün, o mesajın kafa karışıklığı olduğunu öne sürüyorum. | Open Subtitles | اليوم ، أدركت بأن ارباكنا هي مغزى رسالته. |
Yazdığı son mektupta... çok üzgün olduğunu çünkü beni hamile göremediğini yazmış. | Open Subtitles | في رسالته الأخير كان قد كتب بأنه حزين لأنه لن يراني وأنا حامل |
İlk Mesajının ne olduğunu kim söyleyebilir? | Open Subtitles | من بإمكانه إخباري ما كانت رسالته الأولى؟ |