Kulede bir sürü tüfek ve cephane var ama tek makineli silah var. | Open Subtitles | هناك الكثير من البنادق والزخيرة ...في ذلك البرج و لكن يوجد رشاش واحد |
Okuldan dönmekte olan bir küçük kıza karşı makinalı tüfek kullandın. | Open Subtitles | لكنك أطلقت النار على فتاة صغيرة بواسطة رشاش وهي عائدة من المدرسة |
Gözüme karabiber spreyi bile sıkmadı. | Open Subtitles | او تسحب رشاش الرزاز اللعين , او شىء مثل ذلك |
Çantana yeni bir sprey daha koydum. | Open Subtitles | وضعت لك قنينـة جديدة من رشاش الفلفل في حقيبتك |
Birine tüfek dayadığınız zaman tam beline doğru tutmayın. | Open Subtitles | عندما تضعين مدفع رشاش على أحد ما لا تضعيه ملاصقاً لظهره |
Tanıklar maskeli adamın Thompson makineli tüfek kullandığını ve insan hayatını hiçe sayarak ateş açtığını söylediler. | Open Subtitles | شاهد قال أن الرجل المقنع كان مسلحاً بمسدس رشاش وبإهمال لحياة البشر أطلق النيران |
Sadece elimle daha önce hiç makineli tüfek tutmamıştım. | Open Subtitles | أنا أفهم إنها فقط أني لم أملك سلاح رشاش يدوي أبداً |
Anlıyorum. Sadece elimle daha önce hiç makineli tüfek tutmamıştım. | Open Subtitles | إنها فقط أني لم أملك سلاح رشاش يدوي أبداً |
Bütün gün odasında oturup saç spreyi kokluyor. | Open Subtitles | إنه فقط يجلس في غرفته طوال اليوم و يتنشق رشاش الشعر. |
Bu feromon spreyi olmalı. İşe yarıyor. | Open Subtitles | لا بد انه رشاش الهرمون , لقد نجح |
Onların nazal spreyi için bir slogan bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول العثور على شعار رشاش للأنف |
sprey peynir, ünlü aile geleneği aeresol peynirinden. | Open Subtitles | رشاش جبنة, من العائلة الشهيرة للجبنة المدخـّنة |
sprey lazım. Bir arkadaşıma danışsam... | Open Subtitles | سأحتاج إلى رشاش أعتقد أنه يجب علي استشارة |
Eğer işleri böyle yürüttüğünüzü bilseydim, Lanet olasıca bir Uzi sokmasını söylerdim! | Open Subtitles | لو انى عرفت الطريقة التى يُدير بها رجالك الأشياء لكنت أخبرته أن يجلب معه سلاح رشاش على الطائرة |
Eğer kullanırsan ve bu silah biber gazı ise rüzgara karşı sıkmadığından emin olsan iyi edersin. | Open Subtitles | وإن فعلت وصادف ان يكون السلاح رشاش الفلفل من الافضل عليك التأكد من انك تطلقه بإتجاه الرياح |
Güç gösterisinin yeterli olacağını sanıyorduk ki makineli tüfekle açılan ateşi işittim ve yaralı veya ölmekte olan bir adamın çığlıklarını duydum sonra anladım ki işler ciddileşecekti." | Open Subtitles | ظننا أنّ كل ما في الأمر حاجتهم إظهار بعض القوة ثم سمعت دوي إطلاق مدفع رشاش وصراخ رجل قد تعرض لإصابة أو أنّه يحتضر |
Şansın varmış, böcek spreyini getirmemişim | Open Subtitles | أنت صرصار الحظ الخاص بها . أنت محظوظ اننى لم احضر رشاش الحشرات |
Sivil halkın olduğu bir tünelde otomatik silahlarla dehşet saçmış. | Open Subtitles | لقد أرهب نفقاً مليئاً بالركاب بسلاح رشاش آلي |
Hayır. Gerçek bir komünist AK 47 taşır. | Open Subtitles | خطأ الشيوعي المخلص يحمل رشاش كلشن |
O koltukta oturan adamım Amerikan Ordusu içindeki en iyi topçuydu. | Open Subtitles | كأن لدي أفضل رشاش في كل الجيش على هذا المقعد |
İki tarafta, 30 mm'lik birer Mitralyöz var. | Open Subtitles | وجهاز رشاش مزدوج سعة 30 ملى متر للطلقات يستخدم للهجوم |
Gidip Albay Adachi'ye başka bir makineliye ihtiyacımız olduğunu bildir. | Open Subtitles | اذهب وبلغ العقيد (اداتشي) أننا بحاجة لمدفع رشاش آخر |