Avcılar istekleri için her türlü şeyi elde ederler. | Open Subtitles | إنَّ المُطاردين قد يفعلون أي شيء للحصول على رغبتهم |
Anladığımız kadarıyla bombayı kendileri durdurmak istiyorlar. | Open Subtitles | افضل ما نستنتحه هو رغبتهم في تأمين القنبلة |
Hissedarların arasında oylama yaptık eğer istedikleri parayı verirsek senle ya da sensiz şirketi bize satmayı kabul ettiler. | Open Subtitles | ،عرضنا ذلك على مساهميك وقد أبدوا رغبتهم في البيع بِكَ أو بدونكَ إذا كان السعر مناسباً |
Dostluk maçı oynamak istediklerini ifade ettiler. Kazanmalarına izin verelim! | Open Subtitles | وعبروا عن رغبتهم للعب مباراة ودية لذلك دعوهم يتغلبون عليكم |
İnsanların söylediği gibi başka bir dünyayı ilginç kılan, onlardaki paranormal şeylerle uğraşma isteği. | TED | الجاذبية الذي يتمتع بها العالم الآخر حسب ما يقولونه، تعد جزءًا من رغبتهم في تفسير هذه الأمور الخارقة. |
Onların yaşamaya olan arzularını daha fazla ölüm için kullanıyor. | Open Subtitles | يستخدم رغبتهم بالحياه ، لجلب المزيد من الموتى. |
Debbie, insanları isteklerini karşılamayan bir yerde yaşamaya zorlayamazsın. | Open Subtitles | ديبي, لا يمكنك اجبار احدهم حتى يعيشوا في مكان ما ضد رغبتهم |
Kendi rızaları dışında götürüldülerse,.. ...ben tek bir mücadele işareti bile görmüyorum. | Open Subtitles | ،إذا أُخِذوا ضدّ رغبتهم لا أرَ علامة واحدة للمقاومة |
Onların istekleri şimdi nehrin iki tarafı için de kanun. | Open Subtitles | رغبتهم تعد الأن كبيرة جدا على واجهتي الوادي معا |
Kendi ağızlarından da duyduğumuza göre bu insanlar kendi istekleri dışında birer canavara dönüştürülüyorlar. | Open Subtitles | بعد ما رأيته بنفسي يتم تحول هؤلاء الناس إلى وحوش ضد رغبتهم |
Bu bir cadının yapabileceği en büyük kötülüktür... ..istekleri dışında birini öldürmek. | Open Subtitles | هذا هو الاذى الحقيقي الذي يمكن للساحرات تأديته ليقتلوا عن بُعد بلا شيء سوى رغبتهم |
Bizden, radyasyonu nötralize edecek bir sistem yaratmak üzere bize yol göstermek istiyorlar. | Open Subtitles | كانت رغبتهم أنيوفروالناجهاز.. من شأنه أن يزيل الإشعاع.. |
Yani eserlerini herkesin görmesini istiyorlar. | Open Subtitles | مما يعنى رغبتهم برؤية الجميع لعملهم اليدوى |
Tabii ki yeteneğin sayesinde seni işe almak istiyorlar. | Open Subtitles | بالتأكيد مهارتك هي سبب رغبتهم في توظيفك، |
Çünkü, bütün erkeklerin istedikleri her şeyi sikme güdüsüyle hareket ettikleri doğruysa neden onun bu şekilde büyümesini isteyeyim ki? | Open Subtitles | لأنه إذ كان صحيح فأن جميع الرجال مصيرين وفق رغبتهم لمضاجعة اي شيء يريدونه إذا لما قد أرغب في ان يكبر ويصبح مثل ذلك؟ |
Seni neden öldürmek istedikleri konusunda bir fikrin var mı? | Open Subtitles | ألديك أي فكرة عن سبب رغبتهم بقتلك؟ |
Ben de böyle dedim ama anlamadığım şey neden bu kadar çok istedikleri. | Open Subtitles | الشيءالذيلا يمكننياستيعابه... هو رغبتهم الملّحة بالحصول عليها بالمقام الأول |
Belki biz de onu çocukların üzerinde kullanıp göle girmek istediklerini geçici olarak unutturabiliriz. | Open Subtitles | ربما يجب أن نستخدمها على الأطفال، لنجعلهم ينسون رغبتهم في السباحة لفترة مؤقتة |
Gelirler ve kalın ve yumuşak_BAR_bir biftek istediklerini söylerler. | Open Subtitles | يأتون للمطعم و يتكلمون عن مدى رغبتهم فى قطعة لحم طرية |
Annenin insanlara istediklerini yaptırmak gibi mükemmel bir gücü vardı. | Open Subtitles | كانت لأمك موهبة حقيقة في جعل الناس يقومون بأي شيء ضداً على رغبتهم. |
İktidardaki cunta toprak reformu vaatleri hakkında ve ordu içindeki yarı-askeri denen bazı özel kuvvetleri kontrol isteği konusunda iyi niyetlere sahip. | Open Subtitles | المجلس العسكري لديه نوايا طيبة بشأن وعودهم باستصلاح الاراضي و رغبتهم في السيطرة علي ما يسمي قوات شبه عسكرية في الجيش |
Onlar da seferimize katılma arzularını dile getirdiler. | Open Subtitles | هم أيضاً عبروا عن رغبتهم في المشاركة معنا |
Şimdi onlarla birlikte olduğuma göre, isteklerini yerine getirmek istiyorum. | Open Subtitles | وبما أني سأبقى معهم الى الأبد أضع رغبتهم للانتقام في الاعتبار |
Bu kapıdan tek çıkış yolumuz, bizi ne kadar öldürmek istiyorlarsa, seni o kadar istemiyor olmaları olacak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة التي سنخرج بها عبر الباب الأمامي هي أن لا يرغبوا بقتلكما أكثر من رغبتهم بقتلنا |