Anlıyorum, sanırım nikotin bandı değişim zamanımız geldi. | Open Subtitles | أظن أنه حان الوقت لتغيير رقعة النيكوتين لأحدهم. |
Evet, ama nikotin bandı başına 7 ila 22 miligram kimseyi öldürmez. | Open Subtitles | نعم، لكن سبعة إلى 22 ملليغرامِ لكلّ نيكوتينِ رقعة غير كاف لقَتْل شخص ما. |
Savaşması için bir yama indirebilirsin ama Truva atını içeren de bu yama. | Open Subtitles | يمكنك تحميل رقعة لمكافحة تشغيله، ولكن هذهالرقعة هي التي تحتوي على حصان طروادة |
Ormandaki bir yama yandığında yangının arazinin tamamına sıçramasını engelliyordu. | TED | احتراق رقعة من الغابة ساعد على منع تدفق الحريق عبر المناظر الطبيعية |
Şimdi o göz bandını bir daha takmayacağına söz ver bana. | Open Subtitles | الآن يجب أن تعدي أنك لن ترتدي رقعة العين تلك مجدداً |
Sizi yavaşlatmak için üzerinize o kadar çok adam gelecek ki, kafanızda hedef tahtası varmış gibi hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | سيكون هنالك الكثير من الناس يهجمون عليك لـ إبطائك ستشعر وكأن رقعة التصويب فوق رأسك |
Bu çok kötü, çünkü göz bandı takıyor olsaydı Shelia'nın 32 yaşında olduğuna inanabilirdi. | Open Subtitles | هذا سيىء للغاية , لأنه اذا ارتدى رقعة على عينة ربما كان ليصدق ان شيلا فى ال 32 |
Neden küçük bir göz bandı örüyorum sandın? | Open Subtitles | لماذا تعتقد أنني أحيك رقعة عينِ صَغيرةِ؟ |
Umarım gözünde korsan bandı takılıdır, böylece kadın, yarım hayalkırıklığı yaşar. | Open Subtitles | لنامل ان تكون لها رقعة عين لتكون نصف مخيبة |
Göz bandı değil bu. Zaman yanlış gitti. Bazılarımız bunu fark etti. | Open Subtitles | ليست رقعة عين لقد حصل خطأ في الزمن، و قد لاحظ ذلك بعضنا |
Beni öteki taraftan buraya yollayan göz bandı takan ana okulu arkadaşımdan bahsetmiştim ya sana hani? | Open Subtitles | أخبرتكِ عن صديقي الصغير من الحضانة الذي رأيته يضع رقعة على عينه والذي ردّني إلى الحياة؟ |
Fakat bu sefer, burda sarı renkli olarak gördüğünüz kaygan bir yama yerleştirdik. | TED | ولكن هذه المرة أضفنا رقعة زلقة التي ترونها بالأصفر هناك |
yama filan düşünmeden önce sen bunu düşün, evlat. | Open Subtitles | عدا أننا سنعيد تعديل وجهك مجاناً فكر بهذا يا فتي، قبل أن تفكر بأي رقعة |
Görsel işareti normalde boğazındaki buruşuk deri olan belli olmayan bir yama parçasıdır. | Open Subtitles | إشارتهم البصرية هي عادة رقعة غير جلية لجلد منكمش على الحنجرة. |
O aptal göz bandını takmalıydım. | Open Subtitles | كان علي فقط أن أضع رقعة العين تلك |
Kötü büyücünün koruyucu büyüleri, bildiğiniz her büyüyü bozar, bu yüzden çaresizlikle yakındaki tek nesneyi ona fırlatırsınız: Pisagor’un lanetli satranç tahtası. | TED | تصد تعاويذ حماية الساحر الشرير كل تعويذة تعرفها، لذلك في حالة اليأس، ترمي الشيء الوحيد الذي يمكن الوصول إليه: رقعة الشطرنج الملعونة من فيثاغورس. |
Senin yani görünüşün olabilir. Gözüne de bir bant takarsan. | Open Subtitles | قد يكون مظهراً جديداً لك، يمنكك أن تضع رقعة على عينك |
Ve kullanacağımız kaynaklar sahip olduğumuz 2-boyutlu bir alan değil. | TED | و الموارد التي نستخدمها ليست رقعة أرض ثنائية الأبعاد نمتلكها |
Bu göz yaması, erkeksi sporumu yaparken aldığım yaranın üzerini kapatıyor. | Open Subtitles | رقعة العين هذه صادف وأنها تغطي إصابة رياضية رجالية جداً |
Hemen suyun kenarında, bir parça çimenin üzerinde bir dalgıç kıyafeti buldu. | TED | فوجد على رقعة من الحشيش، أمام حافة المياه، بدلة غوص. |
Satranç tahtasını fark edilmeden yeniden düzenleyebilecek kadar zeki. | Open Subtitles | تعرف وظيفتها جيدًا حادة بالدرجة الكافية لتستطيع ترتيب رقعة الشطرنج بدون إثارة الريبة. |
Shelley Winters. "Winchester 73", "A Place in the Sun", "Patch of Blue".. | Open Subtitles | وينشستر'73. مكان في الشمس رقعة زرقاء |
Göz bandın var. Göremeyeceksin! | Open Subtitles | -ليس لديكِ إحساس بالإرتفاع, فلديكِ رقعة على عينكِ |