Fırtına kilerinde biraz konserve yiyeceğim var, belki bir şişe şarap bile vardır. | Open Subtitles | . . هناك بعض الطعام المعلب في مخزن العواصف و ربما زجاجة نبيذ |
Masada oyun oynuyor. Evet lütfen bir şişe şarap daha. | Open Subtitles | العاب الكومبيتر على مائدة الطعام نعم رجاءا زجاجة نبيذ اخرا |
Evet, sana bir akşam yemeği hazırlayıp güzel bir şişe şarap almak istemiştim. | Open Subtitles | أجل , أردت أن أعد لكِ عشاء و أجلب لكِ زجاجة نبيذ أنيقة |
Böyle hissetmemin başka bir nedeni var. Geçen gece fevkalade bir Şarap içtim. | Open Subtitles | هناك سبب آخر يجعلنى أشعر أننى على خير ما يرام زجاجة نبيذ رائعه الليله الماضيه |
Büyük boy bile olmayan Şarap şişesi yüzünden tartışmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن نتجادل , حتى على زجاجة نبيذ على الأقل |
Bu Cuma günü, güzel bir şişe şarap açmanızı ve bu iki insanın şerefine içmenizi istiyorum. | TED | وهذه الجمعه, أريد من كل منكم جذب زجاجة نبيذ جيد جداً, وأريدكم شرب النخب علي شرف الشخصين الآتيين. |
Geçen akşam bir şişe şarap için bayağı yaygara kopardı. | Open Subtitles | أثار جلبة كبيرة حول زجاجة نبيذ تلك الليلة |
Kıyıda köşede para kaldıysa bir şişe şarap alabiliriz. | Open Subtitles | إذا تبقت أي نقود، فقد نستطيع شراء زجاجة نبيذ. |
Peki bunu bu gece mi yapmalıyım yoksa bir şişe şarap daha söyleyeyim mi? | Open Subtitles | هل عليَ القيام بذلك الليلة أو ينبغي عليَ أن أطلب زجاجة نبيذ أخرى؟ |
Bak, çekinip bir şey söyleyemedin ama sonuçta güzel bir şişe şarap aldık. | Open Subtitles | لقد فقدت عصبيتك لكننا حصلنا على زجاجة نبيذ |
Tanrım. Bir şişe şarap istiyorum. Bir kutu bira açmalıyım. | Open Subtitles | يا إلهى أنا أردت فقط زجاجة نبيذ كان على فتح زجاجة بيرة |
Günü atlatalım, gece olduğunda bir şişe şarap açar konuşuruz, tamam mı? Tamam. Kulağa hoş geliyor. | Open Subtitles | دعينا نتجاوز هذا اليوم، وبعدها في الليل سنفتح زجاجة نبيذ ونتناقش الأمر، إتفقنا؟ |
Bir şişe şarap için 500 dolar demek, tam olarak 480. | Open Subtitles | وكأنه يدفع 500 دولاراً في زجاجة نبيذ ثمنها 480 دولاراً |
Bunun 4,000 dolarlık bir Şarap olduğunun farkında mısın? | Open Subtitles | أنت تدركين أن هذه زجاجة نبيذ ثمنها 4000 دولار حقاً ؟ |
Evde açılmış ya da boş bir Şarap şişesi bulan oldu mu? | Open Subtitles | هل وجد أحدهم زجاجة نبيذ مفتوحة او فارغة بالمنزل؟ |
Hayır, ona bir şişe şarapla gitmek istiyordun. Onu becermek istedin. | Open Subtitles | لا, أنت أردت الذهاب إليها مع زجاجة نبيذ لكي تضاجعها |
bir şişe zinfandel şarabı yollarım, 5 dakika bekler ve saldırırım. | Open Subtitles | وارسل لهم زجاجة نبيذ ابيض وانتظر 5 دقائق ثم اذهب واقدم لهم نفسى |
Benimse bir şişe şarabım ve bebek bakıcım var.. | Open Subtitles | كلا، أنت ستغادر لدي زجاجة نبيذ و حاضنة أطفال |
Ve birisi, kurbanımıza Şarap şişesini fırlatmış. | Open Subtitles | حسناً إذاً هناك شجار وشخص ألقى زجاجة نبيذ على الضحية |
Ben şey, bu gece kalktım. Bu gece kalktım, ve... Masanın üstünde duran Şarap şişesine baktım, sevgilim için hazırlamıştım... ve sadece dedim ki, "S.ktir et, biliyorsun, ben... | Open Subtitles | بقيت انتظر الليلة ونظرت إلى زجاجة نبيذ على الطاولة ثم قلت له لا أريد هذه القارورة |
Sence dünyadaki en pahalı Şarap şişesinin fiyatı nedir? | Open Subtitles | هل تدركين ما هي أغلى زجاجة نبيذ سعراً بالعالم؟ |
Başka çiftlerle ev tutup beyaz şarabına oyun mu oynuyorsun? | Open Subtitles | ومن ثم تلعب لعبة "سكاتروجريز" مقابل زجاجة نبيذ أبيض؟ |