180 cm boyunda, 80 kilo, kahverengi saçlı, mavi gözlü. | Open Subtitles | 6أقدام ، 180 رطل ، شعر بني ، عينان زرقاوان |
mavi gözlü sarışın bir kız mıydı? Boş ver. O kızı tanırım, hiç sempatik biri değildir. | Open Subtitles | فتاه شقراء صغيرة ذات عينان زرقاوان أنا أعرفها ، إنها ليست ملائمة لمزاجك |
Gözleri öyle mavi ki öyle tuhaf, korkmuş... | Open Subtitles | عينا هذا الرجل زرقاوان جداً غريبة ،خائفة |
Altın dansçının parlak, kırmızı yeleleri, mavi gözleri ve mor benekleri vardı. | Open Subtitles | راقصة ذهبية ذات عرف فرس أحمر مضئ و عينان زرقاوان |
Hayır, gün ışığında maviler. Göreceksin bak. | Open Subtitles | لا ، إنهم زرقاوان في ضوء النهار ، ستري ذلك |
Uzunsun, evlisin yakışıklısın, aptal sayılmazsın, ve de mavi gözlüsün. | Open Subtitles | طويل، متزوج, وسيم ولست مغفلًا جدًّا, وتملك عينان زرقاوان. |
1,95 boy, siyah saçlar, mavi gözler... içki, sigara kullanmiyor ve hep dogru söylüyor. | Open Subtitles | وله شعر أسود وعينان زرقاوان لا يشرب النبيذ ولا يدخن ويقول الحقيقة |
Hep annem gibi mavi gözlü olmayı isterdim ama onlar Margaret'te. | Open Subtitles | لطالما أردتهما زرقاوان كأمي لكن... . ابنتي حصلت على هذا اللون |
Sarışın ve mavi gözlü homoseksüellerin başına avluda neler geldiğini biliyorsundur. | Open Subtitles | أنت تعرف ماذا يحدث لشخص أشقر ذو عينان زرقاوان هناك |
- Avrupalı, erkek 50'lilerinde, 1.80 boyunda mavi gözlü. | Open Subtitles | ذكر أوروبي في الخمسينات، وحوالي 180 سم و80 كلغ، عينان زرقاوان |
Ebeveynlerinin ikisi de Meksika kökenli, yine de sen Norveç'liler kadar mavi gözlerinle duruyorsun. | Open Subtitles | ابواك من اصل مكسيكي لكن عيناك زرقاوان مثل مضيق بحري نرويجي |
Ebeveynlerinin ikisi de Meksika kökenli, yine de sen Norveç'liler kadar mavi gözlerinle duruyorsun. | Open Subtitles | ابواك من اصل مكسيكي لكن عيناك زرقاوان مثل مضيق بحري نرويجي |
Hayatımda bu kadar acayip mavi göz görmedim. Göl gibi sanki. | Open Subtitles | أكثر عينان رأيتهما رعباً, كبحيرتان زرقاوان |
Şu boylarda, tarçın rengi saçları ve solgun bir ten rengi ve mavi gözleri var... | Open Subtitles | هي بهذا الطول لديها شعر بلون القرفة ووجهها شاحب وعينان زرقاوان |
- Esmer, güzel, dantelli üst giyen. Siyah ceketli, parlak mavi gözlü. | Open Subtitles | فاتنة سوداء الشعر ذات سترة قيطانية، ومعطف أسود، وعينان زرقاوان وهّاجان. |
Sonuçta, mavi gözlü ve öyle kalacak. | Open Subtitles | ومع ذلك فعيناها زرقاوان وستظلان كذلك |
Hastanede resepsiyonist, sarı saçlı, mavi gözlü, çıplakken 47 kilo, pijamalarıyla uyur, birinci sınıf bir aşçı ve o soru sormaz! | Open Subtitles | شقراء ، وذات عينان زرقاوان ووزنها الصافي 105 رطل وتنامبالبيجاما! وطاهية من الدرجة الأولي و لا تطرح العديد من الأسئلة |
Çünkü mavi gözlerin ve saçının parlaklığı, güneşle rekabet ediyor. | Open Subtitles | ( لأن عينيكِ زرقاوان) (و لمعان شعركِ ينافش أشعة الشمس) |
mavi gözlerin, içinde yüzdüğüm büyülü havuzlar gibi. Çok güzel değil mi? | Open Subtitles | "عيناك الجميلتان بحيرتان زرقاوان أغوص في أعماقهما دائما" |
Dün, tam da bu saatte mavi bir şapka ve palto giymiş genç ve güzel bir kadının trenden indiğini gördünüz mü acaba? | Open Subtitles | هل رأيت امرأة تخرج من القطار، امرأة جميلة... ترتدي معطفاً وقبعة زرقاوان |
- Hayır, maviler. | Open Subtitles | لا، إنهم زرقاوان |
Şaka maka bebeğin gözleri maviydi. | Open Subtitles | لست أمزح، فعيناها زرقاوان |