Bu gölün dibinde Tanrıyı gördüğünü iddia etti. | Open Subtitles | و حدثت له حادثة التنوير حيث زعم انه راى الله فى قاع هذه البحيرة |
İnsanların alt kişiliklerini görebildiğini iddia etti mi? | Open Subtitles | هل زعم انه يستطيع رؤية الشخصيات الباطنة للناس؟ |
Bu kitapla diğer alemlere gidebildiğini iddia etmiş. | Open Subtitles | زعم أنه بهذا الكتاب، يمكنه الانتقال لتلك العوالم |
Omni Shoreham Otel'inin mini barları olmadığını iddia ediyor. | Open Subtitles | لقد زعم أن أومني شوريهام ليس لديه ثلاجة حتى |
Kullanılmamış bir film negatifi üzerine konsantre olarak zihninde gördüğü şeyleri fotoya dökebileceğini iddia ediyordu. | Open Subtitles | وقد زعم أنه بالتركيز على الجزء الغير متعرض للضوء من النيجاتيف, يمكن أن يقوم بعرض ما يتخيله في عقله في الصور. |
Ya firarı da sahteyse tıpkı deliliğin de sahte olması gibi? | Open Subtitles | ماذا إذا زوّر هروبه مثلما زعم جنونه ؟ |
Bu adı sadece yetenekli bir müzisyen olduğu için değil iddiaya göre iki rakip bilgi kaynağını piyano teliyle öldürdüğü için aldı. | Open Subtitles | ليس فقط لانه موسيقى موحوب ولكن أيضًا لانه زعم انه قتل اثنين من المنافسين بسلك بيانو |
Ancak o benim fantezi kurduğumu iddia etti ve ceza olarak beni yatağa bağladı. | Open Subtitles | . لكنّه زعم أنّني واهمة كنوعٍ من العقاب لأنّي كنت مقيّدة |
Savunma makamı bunların kadını tekrar hayata döndürmek için uğraşırken olduğunu iddia etti. | Open Subtitles | زعم الدفاع أن ذلك حصل حين حاول إعادة إحيائها |
Kızına uyku hapı verdiğini de iddia etti. | Open Subtitles | ولقد زعم أيضاً أنه اعطى ابنته دواءاً منوماً |
Hatta Emma'nın terfi almak için onun hakkında yalanlar uydurduğunu bile iddia etti. | Open Subtitles | أجل لقد زعم بأنها رتبت أكاذيب عنه للحصول على العمل |
İnşaat işçisi kızıl saçlı bir kızın onu bayıltıp, soyup sonra da bunu bıraktığını iddia etti. | Open Subtitles | زعم عامل بناء أن فتاة صهباء أسقطته أرضاً وسرقته وتركت هذا |
Muhbiriniz Starkwood'un biyolojik silah almaya çalıştığını iddia etmiş. | Open Subtitles | لقد زعم مخبرك بأن "ستاركوود" كانت تحاول اقتناء سلاحاً بيولوجي |
Muhbiriniz Starkwood'un biyolojik silah almaya çalıştığını iddia etmiş. | Open Subtitles | لقد زعم مخبرك بأن "ستاركوود" كانت تحاول اقتناء سلاحاً بيولوجياً |
Bir tanık, üç gözlü bir yaratık olduğunu iddia etmiş. | Open Subtitles | زعم شاهد واحد أن المخلوق له ثلاث عيون |
Uzaylılar tarafından 2 kez kaçırıldığını iddia ediyor. | Open Subtitles | زعم بأنه تعرض للأختطاف من قبل كائنات فضائية مرتين. |
Nia, Bay Zimmerman Trayvon Martin'in şüpheli göründüğünü iddia ediyor. | Open Subtitles | (نيا) زعم السيد (زيمرمان) أن (ترايفون مارتِن) بدا مثيرًا للريبة |
Kız sinirlenmiş, onun arabasını almış. Matthew bu olaydan sonra kızı görmediğini iddia ediyor. | Open Subtitles | غضبت وأخذت سيارتها، و(ماثيو) زعم أنه لم يرها مرة أخرى بعد ذلك |
Sinemanın ortasında kızıl saçlı bayanın telefon ettiğini iddia ediyordu, ben de kontrol ettim. | Open Subtitles | زعم رؤية مرأة بشعر أحمر تجري إتصالاً في نصف الفيلم وسوف أتحقق منه |
Starkwood'un Pentagon yetkililerine şantaj yaptığını suikast planlarına bulaştıklarını iddia ediyordu. | Open Subtitles | لقد زعم بأن "ستاركوود" تبتز وزارة الدفاع الأمريكية وبأنهم متورطين بمكائد الاغتيال |
Babam onları gördüğünü iddia ediyordu. | Open Subtitles | زعم أبي أنه قد رآهم |
Ya firarı da sahteyse tıpkı deliliğin de sahte olması gibi? | Open Subtitles | ماذا إذا زوّر هروبه مثلما زعم جنونه؟ |
O zaman iddiaya göre tansiyon haplarından birini aspirinle değiştirdi. | Open Subtitles | عندها زعم انها بدلت واحدا من ادويته لضغط الدم بحبوب الاسبرين |
- "İddiaya göre" demen gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أليست هناك كلمة " زعم " في الجملة ؟ |