"زلق" - Translation from Arabic to Turkish

    • kaygan
        
    • kaygandı
        
    • Yolların
        
    • kurnaz
        
    • kaypak
        
    • kayıyor
        
    • kaygandır
        
    • kaygansın
        
    • kayganmış
        
    • riskli
        
    Kırılgan ve korkmuş bir haldeyken çok kaygan bir yerde kendini toparlamaya çalıştı. Open Subtitles كانت خائفة و ضعيفة حاولت أن تبقي على هدوءها في مكانٍ زلق جداً
    Sadece az önce bahsettiğimiz karakteri aldık, kaygan bir yüzeye koyduk ve ortaya çıkan sonuç budur. TED علينا فقط أن نأخذ هذا الشخص الذي تحدثت عنه نضعه على سطح زلق ، وهذا هو ما تحصل عليه
    Bundan daha hızlı gidemezler efendim. Yol çok kaygan. Open Subtitles لا استطيع أن اسير بسرعة اكبر من هذه سيدي الطريق زلق
    Ama asla daha iyi olamadım çünkü orası çok kaygandı. Open Subtitles و لهذا لم أحاول مطلقاً أن أفعل شيئاً متقدماً لأن المكان زلق هناك
    Yolların akıntısı gibi. Open Subtitles "... كمُنحدر زلق"
    -Biliyorum ama yollar ne kadar kaygan olsa da, kadını kurtarmalıyız. Open Subtitles اعرف , ولن لا بد من انقاذها لا يهم كم الطريق زلق
    Buz kaygan. Maymunların ne yapacağı belli olmaz. Open Subtitles الجليد زلق جدا، والقرود كلها غير عقلانية.
    O kadar kaygan ki parmaklarımı zorla çevresinde gezdirebiliyorum. Open Subtitles أنه زلق للغاية بالكاد أكاد إحاطته بأصابعي
    Burası kaygan olabilir. Open Subtitles راقبي خطواتك هنا، بيتسي هذا الإسمنت قد يصبح زلق جدا
    Deniyorum ama bu kahrolası şey çok kaygan. Open Subtitles أنا أحاول ذلك ولكن هذا الشيء زلق جدا كايت : من الصعب عليك كسب فتاه بهذه الطريقة
    Ben anlamaz mıyım sanıyorsun, "kaygan zemin". Open Subtitles أنا لا أعرف حول هذا الشيء. إنه منحدر زلق
    Beni uyarmışlardı ama su çok sıcaktı ve sabun da çok kaygan. Open Subtitles لكن الماء كان حار جداً و الصابون كان زلق للغاية
    Savaşmaya hazır değillerse, ne halt yerlerse yesinler. Bu ülkenin kaygan bir yokuşta baş aşağı kaymasına izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن أسمح لهذه البلاد بأن تسحب لأسفل منحدر زلق
    - Kesinlikle. Bu cep amcığını sikmek, aynı kaygan altından bir kızı sikmek gibi. Open Subtitles مضاجعة ذلك المهبل الجيبي كمضاجعة فتاة مصنوعة من ذهب زلق
    Havuzun yüzeyi çok kaygan, ayrıca şuradaki boneli yaşlı bayan, sanki birazdan bu havuzda nalları dikecekmiş gibi görünüyor efendim. Open Subtitles سطح حمام السباحة هذا زلق للغاية، وتلك العجوز بقبعة السباحة، يبدو وكأنها ستموت في حمام السباحة يا سيدي.
    Güzelce tutunamıyorum. Pantolonun çok kaygan. Open Subtitles لا أستطيع أن أحكم المسك بنطلونك زلق جداً
    Çok kaygandı. Open Subtitles لقد كان زلق جدا
    Yolların akıntısı gibi. Open Subtitles "... كمُنحدر زلق"
    Parfüm kullanan kurnaz görünüşlü bir vekilden teklif aldılar. Open Subtitles قبلوا عرضًا من نائب زلق الشعر يضع عطرًا
    Ajay Khan, annemin Amerikalı kuzeninin her zaman söylediği üzere kaypak oluyor. Open Subtitles أجاي خان هو ما ابنه عم والدتي الأمريكية اعتادت أن تسميه "شخص زلق"
    Yani maske yana kayıyor falan. Bazen zar zor görüyorum. Open Subtitles القناع زلق قليلاً، بالكاد يمكنني رؤية شيء
    Adımlarınıza dikkat edin, buraları çok kaygandır. Open Subtitles سيكون عليكما الإحتراس لخطواتكما إن المكان زلق للغاية فى الأسفل
    Seni çıkartacağım. Gel, temizsin. Çok kaygansın. Open Subtitles تعال، جميع جسمك نظيف أنت زلق جداً، دعنا نذهب
    Haklıydınız Bayan Peri. Çok kayganmış. Ne oldu? Open Subtitles ؟ أنتــي على حق سيدة بيري انه زلق جداً ماذا حدث؟
    Ara sıra içmek neyse, ama patronunla arkadaş olmak işte bu biraz riskli. Open Subtitles بعض الأحيان الشراب لا بأس به ولكن أن تصبح صديق لرئيسك هو منحدر زلق جداً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more