Kırılgan ve korkmuş bir haldeyken çok kaygan bir yerde kendini toparlamaya çalıştı. | Open Subtitles | كانت خائفة و ضعيفة حاولت أن تبقي على هدوءها في مكانٍ زلق جداً |
Sadece az önce bahsettiğimiz karakteri aldık, kaygan bir yüzeye koyduk ve ortaya çıkan sonuç budur. | TED | علينا فقط أن نأخذ هذا الشخص الذي تحدثت عنه نضعه على سطح زلق ، وهذا هو ما تحصل عليه |
Bundan daha hızlı gidemezler efendim. Yol çok kaygan. | Open Subtitles | لا استطيع أن اسير بسرعة اكبر من هذه سيدي الطريق زلق |
Ama asla daha iyi olamadım çünkü orası çok kaygandı. | Open Subtitles | و لهذا لم أحاول مطلقاً أن أفعل شيئاً متقدماً لأن المكان زلق هناك |
Yolların akıntısı gibi. | Open Subtitles | "... كمُنحدر زلق" |
-Biliyorum ama yollar ne kadar kaygan olsa da, kadını kurtarmalıyız. | Open Subtitles | اعرف , ولن لا بد من انقاذها لا يهم كم الطريق زلق |
Buz kaygan. Maymunların ne yapacağı belli olmaz. | Open Subtitles | الجليد زلق جدا، والقرود كلها غير عقلانية. |
O kadar kaygan ki parmaklarımı zorla çevresinde gezdirebiliyorum. | Open Subtitles | أنه زلق للغاية بالكاد أكاد إحاطته بأصابعي |
Burası kaygan olabilir. | Open Subtitles | راقبي خطواتك هنا، بيتسي هذا الإسمنت قد يصبح زلق جدا |
Deniyorum ama bu kahrolası şey çok kaygan. | Open Subtitles | أنا أحاول ذلك ولكن هذا الشيء زلق جدا كايت : من الصعب عليك كسب فتاه بهذه الطريقة |
Ben anlamaz mıyım sanıyorsun, "kaygan zemin". | Open Subtitles | أنا لا أعرف حول هذا الشيء. إنه منحدر زلق |
Beni uyarmışlardı ama su çok sıcaktı ve sabun da çok kaygan. | Open Subtitles | لكن الماء كان حار جداً و الصابون كان زلق للغاية |
Savaşmaya hazır değillerse, ne halt yerlerse yesinler. Bu ülkenin kaygan bir yokuşta baş aşağı kaymasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أسمح لهذه البلاد بأن تسحب لأسفل منحدر زلق |
- Kesinlikle. Bu cep amcığını sikmek, aynı kaygan altından bir kızı sikmek gibi. | Open Subtitles | مضاجعة ذلك المهبل الجيبي كمضاجعة فتاة مصنوعة من ذهب زلق |
Havuzun yüzeyi çok kaygan, ayrıca şuradaki boneli yaşlı bayan, sanki birazdan bu havuzda nalları dikecekmiş gibi görünüyor efendim. | Open Subtitles | سطح حمام السباحة هذا زلق للغاية، وتلك العجوز بقبعة السباحة، يبدو وكأنها ستموت في حمام السباحة يا سيدي. |
Güzelce tutunamıyorum. Pantolonun çok kaygan. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أحكم المسك بنطلونك زلق جداً |
Çok kaygandı. | Open Subtitles | لقد كان زلق جدا |
Yolların akıntısı gibi. | Open Subtitles | "... كمُنحدر زلق" |
Parfüm kullanan kurnaz görünüşlü bir vekilden teklif aldılar. | Open Subtitles | قبلوا عرضًا من نائب زلق الشعر يضع عطرًا |
Ajay Khan, annemin Amerikalı kuzeninin her zaman söylediği üzere kaypak oluyor. | Open Subtitles | أجاي خان هو ما ابنه عم والدتي الأمريكية اعتادت أن تسميه "شخص زلق" |
Yani maske yana kayıyor falan. Bazen zar zor görüyorum. | Open Subtitles | القناع زلق قليلاً، بالكاد يمكنني رؤية شيء |
Adımlarınıza dikkat edin, buraları çok kaygandır. | Open Subtitles | سيكون عليكما الإحتراس لخطواتكما إن المكان زلق للغاية فى الأسفل |
Seni çıkartacağım. Gel, temizsin. Çok kaygansın. | Open Subtitles | تعال، جميع جسمك نظيف أنت زلق جداً، دعنا نذهب |
Haklıydınız Bayan Peri. Çok kayganmış. Ne oldu? | Open Subtitles | ؟ أنتــي على حق سيدة بيري انه زلق جداً ماذا حدث؟ |
Ara sıra içmek neyse, ama patronunla arkadaş olmak işte bu biraz riskli. | Open Subtitles | بعض الأحيان الشراب لا بأس به ولكن أن تصبح صديق لرئيسك هو منحدر زلق جداً |