Birleşik Devletler yeniden öne geçebilmek adına bilim adamlarından medet umuyordu. | Open Subtitles | لجأت الولايات المتحدة إلى علمائها لاستعادة زمام المبادرة |
Anlıyorum. Ama birileri bu çalışma için öne çıkmalıydı ve bunu duymaktan nefret ettiğini biliyorum ama- | Open Subtitles | لقد فهمت، ولكن يجب على شخص ما أخذ زمام المبادرة في هذه الورقة. |
Bu çalışmada ben öne çıkmalıyım çünkü önemli ve zekice bir şey yazdım. | Open Subtitles | حسنٌ، يجب علي أخذ زمام المبادرة على الورقة... لأني كتبت شيئاً ذكياً ضخماً، |
Galiba Jackie ve Howard'ın öncülük etmesine izin vermelisin. | Open Subtitles | حسنا، أعتقد أنه يجب عليك السماح لجاكي وهوارد أخذ زمام المبادرة |
Senin yapman gerekenler, önümüzdeki altı ayı kendini geliştirmekle geçir yüksek önemdeki davalara öncülük et, kamu görevlisi olarak saygınlığını arttır. | Open Subtitles | إذن هذا شيء أحتاج أن تقومي به... أمضاء الأشهر الستة المقبلة ببناء نفسك، أخذ زمام المبادرة في القضايا البارزة، |
Aynı zamanda, Müttefikler inisiyatifi de kaybediyordu. | Open Subtitles | كان يعنى أيضاً أنه الحلفاء الغربيين فى تلك اللحظة قد فقدوا زمام المبادرة |
Giysinin bu inisiyatifi kullanacağını umuyorum. | Open Subtitles | أتمنى أن تقوم البدلة بأخذ زمام المبادرة من تلقاء نفسها |
Pekala Cobra öne geç. | Open Subtitles | حسنا، كوبرا، دعونا نرى ما draufhaben. أخذ زمام المبادرة. |
Brezilya 1-0 öne geçiyor. | Open Subtitles | البرازيل تأخذ زمام المبادرة 1-0 |
Brezilya 1-0 öne geçiyor. | Open Subtitles | البرازيل تأخذ زمام المبادرة 1-0 |
Dini liderlerin ve dini toplulukların, bu ülkenin ve dünyanın umutsuzca ihtiyaç duyduğu ruhsal ve kültürel değişimde öncülük yapma zamanları geldi -- sevgiye, adalete, eşitliğe ve herkes için haysiyete doğru bir değişim. | TED | لقد حان الوقت للقادة الدينيين وقادة الطوائف الدينية أخذ زمام المبادرة في التحول الروحي والثقافي الذي يحتاجه هذا البلد والعالم بشدة -- تحول نحو الحب، نحو العدالة ونحو المساواة ونحو الكرامة للجميع. |