"زميلتي" - Translation from Arabic to Turkish

    • arkadaşım
        
    • meslektaşım
        
    • ortağım
        
    • arkadaşımın
        
    • ortak
        
    • arkadaşı
        
    • partnerim
        
    • ortağımın
        
    • ortağımla
        
    • arkadaşıma
        
    • meslektaşımla
        
    • arkadaşımı
        
    • arkadaşımdan
        
    - Çalışma arkadaşım, düğmeye bastı. - Sakın, bir daha tekerrür etmesin. Open Subtitles زميلتي في العمل ضغطت على الزر لا تدعي هذا يحدث مرة أخرى
    Ev arkadaşım tatlarının cennetten düşme birer parça gibi olduğunu söyledi. Open Subtitles زميلتي في الغرفة وتقول أنها طعم مثل قطرات صغيرة من السماء.
    Emory Üniversitesinden meslektaşım Helen Mayberg ile bu konuda çalıştık. TED هذا العمل تم بالتعاون مع زميلتي هيلين مايبرغ من جامعة إيموري
    meslektaşım Suzanne King, bu annelerin çocuklarını 15 yıl boyunca takip etti. TED وتابعت زميلتي سوزان كينغ أطفال هؤلاء الأمهات لمدة خمسة عشر عامًا.
    Ben detektif Morris. Bu da ortağım detektif Baker. Open Subtitles أنا المحقق موريس وهذه زميلتي المحققة باركر
    Benim ortağım olsaydın sana âşık olurdum. Open Subtitles إذا كنتِ زميلتي سينتهي بي المطاف واكون معك في علاقة
    İş arkadaşım olsa da, günün sonunda daima benim küçük kızım olacak. Open Subtitles على الرغم من انها زميلتي ستبقى دائما فتاتي الصغيره اولاً وانا والدها
    Bunun sonucunda öğle yemeği arkadaşım ve ben bazı çok önemli şeyleri kavramış olduk. Bunlardan sadece birini sizlerle paylaşacağım. TED زميلتي وانا تعرفنا على خفاياً مهمة جداً وسوف اشارككم بواحدة منها
    Radar benim iş arkadaşım Olivia'nın altındaki gizli dev su havuzunu ortaya çıkardı, ayaklarının 7 kat aşağısında. TED والرادار قد كشف بركةً كبيرة من الماء السائل. مخفيةً تحت زميلتي أوليفيا, سبعة قصص تحت قدميها
    Oda arkadaşım Bayan Otis, onun ailesini ziyaret edebileceğimi söyledi. Open Subtitles زميلتي,مدام اوتيس, قالت اني استطيع زيارة عائلتها..
    - Oda arkadaşım ona bayılıyor. - Dave Garroway nasıI biri? Open Subtitles زميلتي بالغرفةٌ مولعةٌ به وتريد منك أن تعرّفها عليه
    meslektaşım az önce inanılması güç bir yeteneği olduğunu söyledi. Open Subtitles أعلمتني زميلتي للتو أن لديها موهبة منفردة
    Bu örnek vakayı, meslektaşım Dr. Moira McTaggert gönderdi. Jones. Open Subtitles هذه الحالة المرضية ارسلت الي من قبل زميلتي د.مويرا ماكتاغرت, يا جونز
    Ama, fazla test göz çıkarmaz diye meslektaşım bir test daha yapmak istiyor. Open Subtitles ولكن .. زيادةً في الحرص زميلتي تريد من نفسها ان تجري لكَ فحصاً آخر
    Ama, fazla test göz çıkarmaz diye meslektaşım bir test daha yapmak istiyor. Open Subtitles لكن و لتوخي الحذر الشديد زميلتي قررت أن تأخذ على عاتقها القيام بفحص أخر
    Ve sonra göt suratlı erkek arkadaşım, Bobby beni laboratuvar ortağım ile aldatmıştı. Open Subtitles وعندها ، ذلك صديقي بوبي قام بخيانتي مع زميلتي في المختبر
    ortağım güvenilecek bir kadındır. Open Subtitles زميلتي امراه و هي موثوق بها تماما
    Eski ortağım neredeyse bir büyükanne sayılır. Open Subtitles زميلتي السابقة بالمعمل تعتبر جدة
    Projeyi tamamlamak için arkadaşımın yüzünü ödünç aldım, ödevimi sundum ve bu sorunu başkasının çözeceğini varsaydım. TED لكني استعنت بوجه زميلتي بالسكن لكي أنهي المشروع، وقدمت المَهًمّة، ووجدت أن شخصا آخر قد حل هذه المشكلة.
    Günaydın ortak. Open Subtitles صباح الخير ، زميلتي
    Başkan Joo'nun Tae Gong Shil'i var ya. Ayrıca onlar sınıf arkadaşı. Open Subtitles و تاي يي ريونغ و تاي غونغ شيل كانتا زميلتي دراسة
    Balo'da partnerim olur musun? Open Subtitles هل يمكنك أن تكون زميلتي في الرقص؟
    Yeni ortağımın sebep olduğu nezaket eksikliği için özür dilerim. Open Subtitles يجب أنْ أعتذر عن عدم إحترام زميلتي الجديدة
    Aslında benim ortağımla tanışsan iyi olacak. Onu seversin. Open Subtitles أتعرف ، يجدر بك أن تلتقي زميلتي ، ستعجبك
    Bir yanlış anlaşılma olduğunu düşünerek arkadaşıma sordum, dediğimi onayladı, bu kampta ortaokul eğitimi için fon sağlanmamış. TED واعتقدت حينها بوجود سوء فهم ما لذلك التفتّ إلى زميلتي وأكدّت لي بأنه لا تمويل للتعليم الثانوي في هذا المخيم.
    Bu hususta, saygıdeğer meslektaşımla kovuşturma konusunda hemfikirim. Open Subtitles في هذه أنا أتفق مع زميلتي الفاضلة من الإدعاء العام
    Derse giderken oda arkadaşımı yere yatırıp, üzerine işediler. Open Subtitles اه، تم دفع زميلتي في الغرفة على الأرض وداسوا بأقدامهم مجرد محاولة للحصول على الدرجة.
    Ben oda arkadaşımdan kopya çekmesem Biyokimya'yı geçemezdim bile. Open Subtitles لم أكن أستطيع المرور من اختبار البيولوجيا والكيمياء دون أن أضطر للغش من زميلتي في السكن.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more