"زهرية" - Translation from Arabic to Turkish

    • pembe
        
    • vazo
        
    • vazoya
        
    • çiçek
        
    • Vase
        
    • Vazon
        
    • vazoda
        
    • vazosunu
        
    • vazom
        
    • saksı
        
    • vazosu
        
    • kavanoz
        
    • çiçekli
        
    Cesetlerin bulunduğu yerlere pembe haçlar koymak pek işe yaramıyor. Open Subtitles لا يتضح إيعاطئهن لصِلّبان زهرية أتى بأيّ نتيجة على الإطلاق
    Fakat, bir şekilde, siz de biliyorsunuz, bu benim size bakıp pembe bir bluz giymiş hoş zeki bir hanımefendi görmemle aynı şey. TED لكن بطريقة، تعلمون، إنها بنفس الطريقة إذا نظرت لكم وأرى شابة يافعة مشرقة ترتدي بلوزة زهرية.
    Burada iki farklı profil var, siyah veya beyaz bir vazo ortada. TED هناك صورة شخصين لونهم أسود , أو زهرية بيضاء في المنتصف
    Geçen sene sizin çalışanlarınızın birinden bir vazo almıştır Open Subtitles اشتريت زهرية من هناك فى العام الماضى من احد العاملين لديك
    Öyle mi? Ama aptal bir vazoya milyonlarca dolar döküyorsun. Open Subtitles أوه، لكنّ يمكن إنفاق الملايين من الدولارات على زهرية غبية؟
    Ama bu durum, pembe şeylerle dolu çantadan bu hoşlanmama durumu, çocuğumun dünyasındaki fazla feminen şeyleri reddettiğimi keşfetmemi sağladı. TED ولكن بهذا الموقف، نفوري من حقيبة مليئة بأغراض زهرية أجبرني على مواجهة رفضي للأشياء الأنثوية في عالم طفلتي.
    Benim de bir tenim vardı fakat pembe değildi. TED اذ انني انسانة ايضاً ولكن لم تكن بشرتي زهرية
    Ayaklarımda damarlar var, ve dopuğum, pembe, anladınız, ve benim aşil tendonum -- birazcık oynuyor. TED فهذه العروق هنا على القدم .. وهذا حذائي .. اترون انها زهرية .. وهي تتحرك قليلا
    Sonra çocuklarımız pembe derili, düzgün dişli ve her elinde beş parmak olan ucubelere dönerler. Open Subtitles ثم أطفالنا سيكونون مسوخ مريعون ذوي بشرة زهرية بلا ملامح وخمسة أصابع بكل يد
    pembe güller. Pembeden nefret ederim! Resepsiyonda büyük ekran televizyon! Open Subtitles ورود زهرية ، أنا أكره اللون الزهري تلفاز كبير في حفل الإستقبال
    Sıradaki, bayanlar ve baylar, bir porselen vazo. Open Subtitles طالما أنك في حدود الميزانية التالي، أيها السيدات والسادة زهرية خزف
    Bazen baş ucuna bir vazo içerisinde taze çiçekler bile koyar. Open Subtitles وأحياناً ، ستضع لك زهرية بها أزهار قد قطفت للتو..
    Plastik bir soytarı, zevksiz bir vazo ve "İri Ayvalar"ın bir sayısı. Open Subtitles A مهرج البلاستيك. زهرية سيئة للغاية في الذوق. ونسخة من تلزم جانب الصمت الكبير ".
    - Haftalardır taslak yapmadım. - Bırak dikizlemeyi. vazo falan çiz. Open Subtitles -لم ارسم منذ اسابيع توقف عن النظر، ارسم زهرية
    Kirlilerinizi çamaşır sepetine koymak yerine, vazoya koyardınız. Open Subtitles بدلاً من وضع ملابسك في السلة، تضعها في زهرية
    Amazon Nehri Kenarındaki kışlama alanlarından uzaklaşmış ve bitkin düşmüş kuşlar için yabani çiçek tohumlarıyla doldurulmuş bir göçmen kuş yemliği. Open Subtitles إنها كعكة شحم للطيور المغردة المهاجرة وإنها محمولة ببذور زهرية برية للطيور لكي يقضوا حاجتهم في أغصان الأشجار
    O Snow Vase yeminini yerine getiren savaşçı ve onu Demir Düzen'e göre yetiştiren kadına kefaret getiren kişi. Open Subtitles إنها - زهرية الثلج المحاربة التي أوفت بعهدها
    Ben buraya cd ler ve kitaplar hakkında bile savaşmaya geldim ve sen bana savaşı kristal vazoda sunuyorsun. Open Subtitles , أنا جئت للشجار حول الأقراص و الكتب و أدخل إلى حرب على زهرية من الكريستال
    Eğer odanın ortasında yakalamaca oynarken annenin vazosunu kırarsan oyuna devam edebilirsin. Open Subtitles إن كنت تلعب بغرفة المعيشة و كسرت زهرية أمك
    Kırık bir vazom var. Open Subtitles لدي زهرية مكسورة.
    "Dur bakalım koç, " dedim. Kafama saksı atmıştı ama adam kıyak biriydi. Open Subtitles قلت , ويحك يا رجل , ثم ألقى علي زهرية و لكنه كان هذا رائعا
    Bir Bakara vazosu! Open Subtitles أوه ، زهرية القمار
    Elimizde mısır, kapaklı bir kavanoz, bir parça çatı kaplaması... ve elektrik kablosu var. Open Subtitles إذن, لدينا ذهرة الذرة, زهرية ماسونية قطع من معدن تزيين السقف وسلك كهربائى ،كيف يتم عمل مفجر بتلك الادوات؟
    Eminim gittiği yerde çiçekli elbise yoktur. Open Subtitles أراهن أنها لن تجد أية أثواب زهرية حيثما ستذهب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more