Ağırlık, hareket ettiği sırada bacak kemiklerine farklı açılardan gelecek. | TED | الوزن سيكون على عظم الساقين في زوايا مختلفة كلما تحرك. |
Sanırım okulda yapmıştık. Derece açı birimiydi. | Open Subtitles | أعتقد بأننا فعلناها في المدرسة كان لديك زوايا بدرجات |
köşe başına kadar yaklaşmış birisi tarafından şaşırtılmaktan hiç hoşlanmazsınız. | TED | لا تريد أن تفاجأ من أحد يأتي من خلف زوايا الأسياب. |
İlk defa köşeleri olmayan bir küvete girdim. | Open Subtitles | هذه أول مرة أكون في مغطس لا يوجد فيه زوايا |
Süper Göz'üm Uydu Yusufçuklar sayesinde her açıdan hedefimi izlememi sağlıyor. | Open Subtitles | عيني الخارقة تخوّلني ملاحظة الهدف من زوايا عدّة عبر يعاسيبي الراصدة. |
ön taraftaki kamerayı görebilirsiniz. Çoklu bakış açıları, seyretme noktaları, açıları, dokuları topluyoruz. | TED | يمكنكم رؤية الكميرا في المقدمة. نحن نجمع عدة زوايا وجهات النظر، زوايا، وأنسجة. نعود بكل هذه البيانات |
Kahramanlarımdan biri, Aphex Twin, kulüplerin karanlık köşelerinde mükemmel bir şekilde saklandı. | TED | و"أفيكس توين" الذي أعتبره من العظماء قام بإخفائها في زوايا المسرح المظلمة. |
açılar dar ama bu gözetleme kameralarının geniş açılı mercekleri var. | Open Subtitles | الزاوية الضيقة, ولكن كاميرات المراقبة تلكَ لها عدسات ذات زوايا أوسع. |
İki cesette de farklı mesafelerden ve açılardan atılmış kurşunlar var. | Open Subtitles | أجل، كلا الجثتين تلقت عدة رصاصات من زوايا و مسافات مختلفة. |
Biz aynı taraftaydık, kötü polislerle savaşıyorduk ama farklı açılardan bakıyorduk. | Open Subtitles | إننا بنفس الجانب، نحاربُ الشرطيين الفاسدين لكننا ننطلق من زوايا مختلفة. |
Bîrunî dört nicelik ölçtü, üç açı ve biri mesafe. | Open Subtitles | قاس "البيروني" أربعة مقادير ،ثلاث زوايا ومسافة استخدم زاويتين والمسافة |
Bir sürü köşe ve girintiden oluşuyor. | Open Subtitles | تجد ان كلها تحتوى على زوايا صغيرة ومظلمة |
Ve birlikte çalıştıkları zaman, ağız köşeleri yukarı doğru hareket eder. | Open Subtitles | ،وعندما تعملان في توافق ،فإن زوايا الفم تتحرك إلى الأعلى |
halkaları farklı açıdan göreceğimizi çıkartabildi. | TED | نحن سنرى زوايا الحلقات من زوايا مختلفة. |
Bu yapıdaki her eleman özgün mesafeye ve boyuta sahip ve tüm bağlatıların açıları da özgün. | TED | كل واحد من العناصر في هذا الهيكل على مسافه و بعد متفردين ، وجميع زوايا الروابط متفردة أيضاً. |
Sokak köşelerinde, eğer mümkünse, kaçının Bay Cyclops. | Open Subtitles | فى زوايا الشوارع ؟ اذا أمكن تجنبوا مسيو سايكلوب |
Farklı açılar ve perspektifler hakkında daha açık konuşmamı ister misin? | Open Subtitles | هل لي أن أكون أكثر دقة حول زوايا مختلفة، وجهات نظر؟ |
Büyük Okyanus'un her bir köşesinden gelen dört okyanus akıntısının kesiştiği yerdedir. | Open Subtitles | ظهروا في تقاطع الطرق من تيارات محيط أربعة كنست فيه من كلّ زوايا المحيط الهادي |
Ortadan dört köşeli, yarısı içeriye ve tekrar yarısı içeri. | Open Subtitles | أربع زوايا إلى المركزِ، ثمّ مناصفةً، ونِصْف ثانيةً. |
Düzleştirilmiş çizgiler, düzeltilmiş köşeler ve elbette çok çok önemli, toplu taşıma haritasını olası hale getiren coğrafi çarpıtma. | TED | خطوط مستقيمة جدا، زوايا مرتبة و بالتأكيدو على قدر كبير من الأهمية هذا التشوه الذي يجعل خرائط المواصلات العامة محتملة |
Yani köşelere sahip olmak için para ödemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | أقصد ، لا يتوجّب عليك دفع أي مبلغ لشراء أية زوايا |
Homes ve Avenue köşelerini tutarlardı. | Open Subtitles | فسيرغبون في السيطرة على زوايا المنازل والجادات |
Onları kasabanın her bir köşesine yığmaya çalıştılar ama cenazeciler gelinceye kadar ölüler sokaklarda kaldı. | Open Subtitles | حاولوا أن يجمعوهم من كل زاوية من زوايا القرية ولكن جثث الموتى بقيت في الشوارع حتى أتى الحانوتيون |
Zihninin en karanlık köşesini aydınlatmak için zihninin parlayan ışığını kullan böylece belki, senden ve hatta kendinden, delicesine sakladığı şeyi bulabilirsin. | Open Subtitles | قم بتسليط ضوء تعاطفك على زوايا عقله المظلمة وربما وقتها ستجد ما الذي يجعله.. بحاجة ماسة للبقاء مختبئاً منك، ومن نفسه |