| Savcı tek başına yaşıyormuş. Karısı üç yıl önce ölmüş. | Open Subtitles | القاضي يعيشُ بمفردهِ لقد توفيت زوجتهُ منذُ ثلاثةِ أعوامً مضت |
| Karısı da emlakçıymış, muhtemelen ilk işleriydi. | Open Subtitles | زوجتهُ وكيلة عقارات، او ربما فضلوا الخيار الاول. |
| Diğer taraftan Karısı bambaşka bir hikaye. | Open Subtitles | لكن زوجتهُ على الجهة الأخرى إنها قصةٌ مختلفة |
| Bates'in karısını intihara sürüklediğini ve hapiste çürümesi gerektiğini düşünebilir. | Open Subtitles | قد تعتقد بأنهُ دفع زوجتهُ للإنتحار، ويستحقُ أن يتعفن في السجن |
| Herhalde babam ve yeni eşi onlara geçmesinden korktular. | Open Subtitles | أعتقد بأن والدي وَ زوجتهُ الجديدة .يخافون من فرصة إصابتهم بالمرض |
| Dizüstünü ve saati açıklayabilir, ama Karısının mücevherlerini açıklayamaz. | Open Subtitles | ربما يكون قادر على شرح امر الساعة والحاسوب ولكن لن يستطيع ذلك،مع مجوهرات زوجتهُ |
| Seni öldürmek istiyorum... ama senin ölümün Yixue'yu karısına ve çocuklarına kavuşturmaz. | Open Subtitles | أريدُ أن أقتلَك لكنَ قتلكَ لَن يُعيدَ (إيسي) إلى زوجتهُ و ابنَه |
| Karısı kaybolmuş bir adam böyle pişmiş kelle gibi sırıtır mı ayol? | Open Subtitles | انظروا لتلك الإبتسامة، من رجلاً زوجتهُ مفقودة |
| Karısı adamlarla beraberken dışarıda otururlar. | Open Subtitles | هو يظل واقفاً في الخارج بينما زوجتهُ في الداخل معهُ. |
| Her salı gecesi Karısı briç oynarken gittiği aynı yerde. | Open Subtitles | في نفسِ المكانِ الذي يتواجدُ فيه كلَّ يوم ثلاثاءٍ بينما تلعبُ زوجتهُ لعبة الورق |
| Karısı Tanrının eşi gibiydi, ve o tüm sabahını vaizci ile geçirdi... | Open Subtitles | زوجتهُ راهبه وهي تمضي جلّ صباحها مع الواعظ |
| Karısı onu bırakıp banka hesabını boşalttı. | Open Subtitles | زوجتهُ هجرته، وأخذت كلّ ما في حسابه البنكّي. |
| Karısı ölmüş olabilir ama adam hâlâ hayatta. | Open Subtitles | زوجتهُ ماتت , بينما هو حيٌ يرزق |
| Karısı kardeşindeymiş. | Open Subtitles | زوجتهُ كانت في بيت أختها تلك الليلة |
| Onun gerçek Karısı öldü. | Open Subtitles | زوجتهُ الحقيقة تُوفيتْ, هل تعلمين هذا؟ |
| Karısı o etkinlikleri çok sevdiğini söyledi. | Open Subtitles | اجل ، زوجتهُ قالت انهُ يحبُ هذه الأحداث |
| Biz yokken sadece karısını meşgul etmen için sana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا فقط أحتاج منك أن تبقي زوجتهُ مشغولة بينما نحن في الخارج |
| Parası olsaydı kızının üniversite harcını ödeyebileceğini düğününü yapabileceğini ve karısını ağır işlerde çalıştırmayacağını söyledi. | Open Subtitles | إذا كان لديهِ هذا المال، كان ليعتني بمصاريف تعليم إبنته ،و الزفاف، و زوجتهُ لم تكُن لِــتَمُرّ بهذه الصعوبات هذا ما قالهُ |
| karısını zinayla itham eden bir koca tüm köy ahalisinin öfkesini üzerine çekebilir. | Open Subtitles | ... الرجل يتهم زوجتهُ بالفاحشه وذلك يثير غضب . أهل القريه |
| Karısının öldüğü ufak çaplı bir uçak kazası geçirmiş. | Open Subtitles | لقد كان في حادث تحطم طائرة قُتل فيه زوجتهُ |
| Bob, karısına ve çocuklarına veda öpücüğü verir. | Open Subtitles | (بوب) قبّل زوجتهُ و أولادهُ قبلة الوداع. |