karısının bluzuyla iki pantolonunu vermeye gelmiş. | Open Subtitles | يَتوقّفُ في لتَسليم زوجتِه البلوزة واللباسين الداخليين. |
Testere karısının eşyalarını kesmekten körlenmişti. | Open Subtitles | السلسلة كَانتْ مملّةَ مِنْ القطع فوق أشياءِ زوجتِه. |
Neler yaptığını bilmene rağmen gitmesine izin verdin ve o da karısını öldürdü. | Open Subtitles | ومع ذلك، أنت تعرِف ما الذي فعله وتركته يذهب، وقام هو بِقتلِ زوجتِه |
Sakat bir adamın, çağırdıkça yanına koşan ve karısını beceren bir erkek. | Open Subtitles | أركض عند نداءِ رجل مَشْلُول وأمارسُ الجنس مع زوجتِه |
Bunu eski karısı ile paylaşmak istemedi. | Open Subtitles | هو لَمْ يُردْ إلى تشاركْ به مع زوجتِه السابقةِ. |
Ya onu ilişkisini karısına söylemekle tehdit ettiyse? | Open Subtitles | الذي إذا هدّدتْ بإخْبار زوجتِه هم هَلْ كُنْتُ المُعَاشَرَة؟ |
Detroit'deki karısından mı? | Open Subtitles | ربما تعرف موقعه. مِنْ زوجتِه في ديترويت؟ |
Belki de Eşi bu yüzden öldürüldü. | Open Subtitles | حَسناً، ذلك قَدْ يَكُون الذي حَصلَ على زوجتِه قَتلَ. شكراً. |
Ve yıllar sonra,... ..şöminenin başında eşinin elini tutarken. | Open Subtitles | إلى الأعماقِ الأوسعِ إلتزامِ، ووسَنَوات مِنْ الآن، هو قَدْ يَجْلسُ مَع زوجتِه بالنارِ، يَحْملُ يَدَّها، |
Elindeki seçeneklere göre ya bana saldırmaya devam edecekti ya da karısının hastane faturalarını ödeyecekti. | Open Subtitles | هوووجهَمَعإختيارمنكِلاالعيشِ مُهَاجَمَتي أَو أَدْفعُ ثمن صحةَ زوجتِه. |
Ortalığı yıkıyor. O zaman karısının buz kıracağıyla öldürüldüğü doğru. | Open Subtitles | ذلك يَعْني بأنّه كَانَ يُخبرُ الحقيقةَ حول زوجتِه |
Dizlikler, karısının külleri ağzına tıkılırken sabit dursun diye kullanılmış. | Open Subtitles | وسادات الركبةَ إستعملتْ لسَيْطَرَة عليه بينما هو كَانَ يَخْنقُ على بقايا زوجتِه. |
Tanrı'ya şükür ki karısının ameliyatı iyi geçmiş. | Open Subtitles | الحمد لله أن عملية زوجتِه قد نجحت, اليس كذلك ؟ |
Söyle ona... karısının ölümünün sebebi sen olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبِره... أخبِره بأنّك أنت من تسبّب بقتلِ زوجتِه |
Başkan Clinton'ın karısını büyük bir politika programının başına geçirmesi çok riskli bir iş. | Open Subtitles | هو عملُ خطرُ جداً الذي الرّئيس كلنتن عَمِلَ، لوَضْع زوجتِه مسؤولة عن بَعْض برنامجِ السياسةِ الكبيرِ. |
John Muhammad eski karısını öldürmek istiyordu, ama öldürürse birinci derece şüpheli olacağını biliyordu. | Open Subtitles | جون محمد أرادَ لقَتْل زوجتِه السابقةِ، لَكنَّه عَرفَ إذا هو عَمِلَ، هو سَيَكُونُ المشتبه الرئيسي، |
Onu hastaneden aldın ve gitmesine izin verdin. Neler yaptığını bilmene rağmen gitmesine izin verdin ve o da karısını öldürdü. | Open Subtitles | ومع ذلك، أنت تعرِف ما الذي فعله وتركته يذهب، وقام هو بِقتلِ زوجتِه |
Sağımda, karısı koridorda bekleyen bir polis, cebinde çocuklarının resimleri. | Open Subtitles | على حقِّي , l يَرى a شرطي مَع زوجتِه في المدخلِ، وصور أطفالِه. |
Öyleyse bu karısına söylediği ikinci yalan. | Open Subtitles | لذا هو إثنان لإثنان على الأكاذيبِ إلى زوجتِه. الموافقة. |
Detroit'teki karısından mı? | Open Subtitles | ربما تعرف موقعه. مِنْ زوجتِه في ديترويت؟ |
Eşi Hamida tarafından onun için yaptırıldı. | Open Subtitles | تم بناءه مِن قِبل زوجتِه حميده. |
Aynı şeyi yaşayan bir, adama geçiş dönemini atlatması için eşinin fotoğraflarını etrafta tutmasını söylediniz İyi fikirdi. | Open Subtitles | أخبرتَ هذا الرجلِ الذي كَانَ يَذْهبُ خلال نفس الشيءِ بأنّه يَجِبُ أَنْ يَبقي صورَ زوجتِه حول للمُسَاعَدَة بالإنتقالِ. ذلك كَانَ a فكرة جيدة. |
Böylece karısıyla konuşsun. Bunu yaşam kanıtı olarak kabul edebiliriz. | Open Subtitles | ـ ـ ـ إذاً هو يُمْكِنُ أَنْ يَتكلّمَ مع زوجتِه ونحن سَنَقْبلُ ذلك كبرهان الحياةِ |
Tegmen Manion'un karsnn yasadg sorunu tarif etmek için gerçekte kullandg sözleri... bize söyler misiniz? | Open Subtitles | اتُخبرُ المحكمةَ الكلمات الفعلية التي اسستخدمها ماتيؤن ... ليصْف المشاكل التي واجهتها زوجتِه |