"سأذهبُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • gideceğim
        
    • Gidip
        
    • giderim
        
    • gelirim
        
    • geleceğim
        
    • geliyorum
        
    • gideyim
        
    Tek umursadığım şey bu gece gideceğim caz klübü Open Subtitles كلّ ما يهمّني هو أيّ نادي جاز سأذهبُ لهُ الليلة
    Gizli bir yere gideceğim ve kimsenin orada sigara içmediğinden emin olacağım. Open Subtitles أنا سأذهبُ إلى مكان سري وتأكد بأن لا أحد يدخن هناك
    Şimdi Gidip karımla buluşacağım, ama senden bahsetmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles سأذهبُ لمُقابلة زوجتي الآن و لكني لا يُمكنني الانتظار لأُخبرها عنكِ
    Tamam. Ben Gidip hangi kapıların kapalı olduğuna bakayım. Open Subtitles حسناً، سأذهبُ لرؤيةِ أيّةِ أبوابٍ يفتحها هذا.
    Ama Hernandez'i öldürürsem, ya tecride ya da idama giderim. Open Subtitles لكني إن قَتَلتُ هيرنانديز سأذهبُ إلى الانفرادي أو وَحدَة الإعدام
    Eğer istersen seninle beraber gelirim, ama teslim olman lazım. Open Subtitles سأذهبُ مَعكَ لو أرَدت لكن عليكَ أن تُسَلِّم نفسَك
    Bak, eve patenle geleceğim demiştim, ve öyle yapacağım. Open Subtitles اسمعي، قلتُ أنّي سأذهبُ للبيت على المزلاج، و هذا ما سأفعله.
    Ne olur olmaz, seninle geliyorum. Open Subtitles عظيم, سأذهبُ معك في حال حدث شئ ما
    İlk ben gideceğim ve "yumurta sizin" diyeceğim, bütün kasaba o kapıdan geçecek ve son olarak sen de yumurtayla çıkacaksın. Open Subtitles سأذهبُ أولاً و أخبرهم بأنها هناك. طالما سمحوا بكل البلدة للخروج. أنتِ آخر شخص و ستأتين بالبيضة.
    Eve gideceğim ve gecenin kalanını sıcak bir küvette yatarak geçireceğim. Open Subtitles سأذهبُ للمنزل وأقضي اليوم بأكمله أتبلّل في حوض إستحمامٍ دافئ.
    Efendi Wang Shik Ryeom'u görmek için Seokyung'a gideceğim. Open Subtitles سأذهبُ إلىَ السيوكيونغ لأرىَ اللورد وانغ شيك ريوم.
    O halde seni öldürdükten sonra gideceğim yer orası. Open Subtitles إذن سأذهبُ إلى هناك بمجرد أن أنتهى من قتلُكَ...
    Konsere yalnız gideceğim sanırım. Open Subtitles أظن أنني سأذهبُ إلى ذلك الحفل لوحدي
    Yarın belediye başkanını görmeye gideceğim. Open Subtitles سأذهبُ لرؤيةِ رئيسِ البلديّةِ غداً
    Hayir, Gidip bunu Saul'a gösterecegim. Anlaşma koparmaya çalişacagim Open Subtitles لا، سأذهبُ لأشغلُ هذا لسول لأرى إن أراد أن نتفق
    Spor malzemeleri dükkanına Gidip topları ölçeceğim. Open Subtitles سأذهبُ إلى متجرِ السلع الرياضيّة و أقيس الكرات
    Ben de oraya giderim, öbür tarafa, beni göremeyeceği bir yere. Open Subtitles إذن سأذهبُ إلى الجانِب الآخَر حيثُ لا يرانى.
    Endişelenme. Zorlanırsam amcama giderim. Open Subtitles لا تقلقي, إذا ساء الأمر سأذهبُ للعيشِ مع خاليّ.
    Öyleyse hemen kalkıp giderim! Open Subtitles لأنكَ لو كنتَ كذلك، سأذهبُ من هنا حالاً
    Sen de içeceksen gelirim. Open Subtitles إذا كنت تُريدين واحد، أنا سأذهبُ معك
    Buraya arabam ve elimde bir parça iple geleceğim. Open Subtitles هل تعلموا ما سأفعل , سأذهبُ و أشتري شاحنة. و معها حبل,
    Jung, oraya geliyorum. Open Subtitles جونغ، سأذهبُ أولاً
    Ben de gideyim bari. Open Subtitles إذن٬ أنا سأذهبُ أيضًا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more