"سأذهب لأحضر" - Translation from Arabic to Turkish

    • alacağım
        
    • Gidip
        
    • almaya gidiyorum
        
    • getireceğim
        
    • çağırayım
        
    • almaya gideceğim
        
    • getireyim
        
    • getiriyorum
        
    Evet, tamam. Ben Gidip ne olduğunu bilmediğimiz kitabı alacağım. Open Subtitles أجل، سأذهب لأحضر الكتاب أنا لا أعرف عنْ ماذا يدور
    Biraz kahve alacağım. Sen de istermisin? Open Subtitles لن ندعه يبقى عندنا ، أليس كذلك ؟ سأذهب لأحضر بعض القهوة
    Gidip sana soğuk su getireyim Melly. Open Subtitles سأذهب لأحضر لكِ بعض الماء البارد يا مللي
    Biraz çiçek almaya gidiyorum, sevgilim. 20 dakika içinde dönerim. Open Subtitles سأذهب لأحضر بعض الورود يا عزيزي، ساعود بعد 20 دقيقه
    Şu brandayı katla. Ben Gidip diğer sandığı getireceğim. Open Subtitles أطوي هذا الغطاء سأذهب لأحضر باقي الأشياء
    -Sen yap. Ben Sully i çağırayım. -Tamam Open Subtitles اسأل انت، سأذهب لأحضر صولي حسنا
    Emektar pançomu giyip bize dondurma almaya gideceğim. Open Subtitles سأذهب لأحضر معطفي الوفي وبعد ذلك سأذهب لأجلب بعض البوظة لنا
    Kanı senin evinin yerinde. Karavanı getireyim. Sen etrafı temizle. Open Subtitles و دمها على أرضيتك سأذهب لأحضر الـ فان، فلتنظف هنا
    İçecek bir şeyler alacağım Bir şey istiyor musun? Open Subtitles سأذهب لأحضر شراباً لنفسي، هل تريد أي شيء؟
    Evet, önemli değil. Kızlara özgü şeyler alacağım. Open Subtitles نعم نعم ليست مشكلة سأذهب لأحضر المادة البناتية
    Gidip saç boyası alacağım ve saçların tıpkı benimkiler gibi siyah olacak. Open Subtitles سأذهب لأحضر صبغة للشعر عندها ستحصل على شعر أسود مثلي
    Gidip biraz daha tutkal alacağım. Onlara bir saniyeliğine göz kulak olur musun? Open Subtitles سأذهب لأحضر مزيداً من الغراء ، هلا راقتبهم قليلاً ؟
    - Hayır, ama Gidip bir manto alayım. - Çiçek odasında bir yığın yağmurluk var. Open Subtitles كلا , سأذهب لأحضر معطفى هناك كومة من المعاطف فى غرفة الزهور
    - Gidip yardım getireceğim. - İyi misin tatlım? Open Subtitles ــ سأذهب لأحضر المساعدة ــ هل أنتِ بخير يا عزيزتي؟
    Eğer insanları koklamaya başlayacaksan, ben tuzlu kraker almaya gidiyorum. Open Subtitles حسنا ، إذا كنت ستبدأ بشم الناس سأذهب لأحضر قطعة بسكويت مملح ساخنة
    Tamam. Ben sana biraz kahve almaya gidiyorum. Open Subtitles حسنا، سأذهب لأحضر لك القليل القهوة.
    O kızları getireceğim... ve insan gibi sohbet edeceğiz. Open Subtitles سأذهب لأحضر هؤلاء الفتيات الى هنا ونقوم بمحادثتهن كما يفعل البشر
    George, Kramer! Bay Fields'e göz kulak olun. Taksi çağırayım. Open Subtitles (جورج)، (كرايمر)، اعتنيا بالسيد (فيلدس)، سأذهب لأحضر سيارة أجرة
    Hey millet, Bira almaya gideceğim Sizler birşey istiyor musunuz? Open Subtitles سأذهب لأحضر بيرة أيريد أحدكم شيئاً
    Eğer olmasaydı ayakta olmazdım. Biraz getiriyorum hemen. Open Subtitles إذ لم تكن موجودة لن أكون واقفة هنا, سأذهب لأحضر بعضًا منها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more