Sonra açıklarım. Olduğun yerde kal sen! Sakın bir yere gitme. | Open Subtitles | سأشرح لك لاحقاً, ابقي في مكانك لا تتحركي, انا اتي اليك |
Başka seçeneğim yoktu. Sonra açıklarım her şeyi. Sen sadece uzak dur. | Open Subtitles | لم يكن عندي خيار, سأشرح لك في وقت آخر أبقي خارج الموضوع |
Söz veriyorum sonra her şeyi açıklayacağım ama şimdi acil durum planını uygulamalısın. | Open Subtitles | أعدك سأشرح كل شئ فيما بعد لكن الأن يجب أن تتبعي خطة الطوارئ |
Her şeyi açıklayacağım ama önce bu ufaklığın yönünü değiştirmek zorundayım. | Open Subtitles | سأشرح كل شيء ولكن أولاً يجب أن نغير هذا تغيير طفيف |
Ayıldığında, ona ne yapmaya çalıştığımı anlatırım. Eminim ki Gwen'i görmeyi kabul eder. | Open Subtitles | وعندما يصحو، سأشرح له ما نحاول فعله حينها سيرغب في رؤية غوين بالتأكيد |
Ben ne olduğunu açıklarım, siz de en iyisinin ne olduğuna karar verirsiniz. | Open Subtitles | سأشرح له مالذي حدث و أنتما الاثنان بإمكانكما أن تقررا ما هو الافضل |
Yani, ne için ki? Sonra açıklarım, ama korkarım ki size haksızlık ettim. | Open Subtitles | سأشرح لك فيما بعد ولكنني أخشى أن أكون ظلمتك |
Sonra açıklarım. Lütfen ona burada olduğumu söyleme. | Open Subtitles | سأشرح لك لاحقاً رجاءً , لا تخبره أننى هنا |
Sonra açıklarım Prenses, ama önce çıkıp gidelim buradan. | Open Subtitles | سأشرح لاحقًا يا أميرة لكن الآن دعينا نخرج من هنا |
Daha sonra açıklarım. | Open Subtitles | و إليشيا , البقاء بعض الوقت . سأشرح الأمر لاحقاً |
Buradaki çoğu insan gibi ben de, dünyada bıraktığım etkiyi azami düzeye çıkarmak istiyorum. Bu yüzden size neden oradaki ekibe katıldığımı açıklayacağım. | TED | إنني كالكثير من الناس هنا، حسناً، أريد أن أزيد من تأثيري على العالم إلى أقصى الحدود، لذلك سأشرح لماذا انضممت إلى ذلك الفريق. |
Bu ne demek açıklayacağım. Üç eğilime bakıyoruz. | TED | سأشرح ماذا يعني ذلك , نحن نبحث في ثلاث إتجاهات مختلفة. |
Daha sonra da neden açıkladığımı açıklayacağım. | TED | وفي النهاية سأشرح لكم لماذا قمت بشرحها. |
Sana sonra her şeyi açıklayacağım ama hemen şimdi buradan gitmek zorundayız. | Open Subtitles | سأشرح لك لاحقا, ولكن الآن, يجب ان نهرب على الفور |
Şimdi, bakın, ben size bir şey açıklayacağım ve de anlamadığınız bir ayrıntıyı, beni istediğiniz an durdurabilirsiniz. | Open Subtitles | والآن سأشرح لك أمراًَ وعندما لا تفهم أوقفني |
Bunları siz gelince anlatırım. | Open Subtitles | . سأشرح لك الأمر عندما تحضر كم سيستغرق هذا ؟ |
Anneme, gitmeden önce görüşmenizin imkansız olduğunu anlatırım ve, zamanı gelince de sevgiline bir mesaj yollarım. | Open Subtitles | سأشرح لأمى لماذا ذهبت دون أن تودعها سأوصل رسالة لصديقتك حينما أجد أن الوقت قد صار مناسبا |
Anneme, gitmeden önce görüşmenizin imkansız olduğunu anlatırım ve zamanı gelince de sevgiline bir mesaj yollarım. | Open Subtitles | سأشرح لأمي لماذا ذهبت دون أن تودعها سأوصل رسالة لصديقتك حينما أجد أن الوقت قد صار مناسبا |
açıklayabilirim. Beni içeri davet et ve herşeyi anlatayım. | Open Subtitles | يُمكننيتفسيرذلك،فقطقوميبدعوتى للدخول ، و سأشرح لكِ كلّ شيء. |
Size bir şeyi açıklayayım. Bakın, biz buna kuş dersi deriz. | Open Subtitles | سأشرح الأمر أختاه بالنسبة لنا هذه الحصة تعني وقت الفراغ الطائر |
Madem bu kadar uzun süre dayandın, ne yaptığımı anlatayım. | Open Subtitles | لأنّنا بقينا هنا لفترة أطول، سأشرح لكِ ماذا كنت أفعل. |
Sen ve Zina teyzenizden döndüğünüz zaman, bu sözlerin neden saçma olduğunu izah edeceğim. | Open Subtitles | الآن أنت و زينا عليكما الذهاب لزيارة العمة و لكن عندما تعود، سأشرح كل شيء لك |
Planımı açıklayım. Nehirdeki dönemeçleri tek tek saydım. | Open Subtitles | سأشرح خطتي، لقد أحصيت إنحناءات النهر |
Bunu şu anda nasıl açıklayacağımı bilmiyorum, ama bu demek değildir ki, denemekten vazgeçeceğiz. | Open Subtitles | لا أعلم كيف سأشرح ذلك الآن، ولكن هذا لا يعني أننا سنتوقف عن المحاولة. |
Zira size de Anlatacağım üzere, en küçük ve en büyük ölçekteki sorular aslında birbirleriyle oldukça ilintili. | TED | لأنه ، كما سأشرح لكم ، الغموض حول الأشياء المتناهية الصغر والأحجام الكبيرة في الحقيقة مترابطان جدا. |
(Gülüşmeler) Herkese işlerin sandığım ya da planladığım gibi gitmediğini nasıl açıklayacaktım? | TED | (ضحك) كيف كنت سأشرح للجميع أن الأمور لم تسر حسب افتراضي أو خطتي؟ |