"سألتنى" - Translation from Arabic to Turkish

    • sorarsan
        
    • sordu
        
    • sormuştun
        
    • soracak
        
    • sordunuz
        
    • sorduğunu
        
    • sorarsanız
        
    • sorduğun
        
    • sorduğunda
        
    • sorgulamıştın
        
    Bir daha bana bunu sorarsan çürümüş vücudumu göstereceğim sana. Open Subtitles لو سألتنى ذلك مرة أخرى, سوق أظهر بعض اللحم الرثة
    Bana sorarsan, kitaplıktan daha fazlasını isteyen bir şirket. Open Subtitles إذا سألتنى.. فإنها كانت تفضل شركه أكثر من مكتبه
    Noel günü ona bir arp aldım. Ne olduğunu sordu. Open Subtitles إشتريت لها قيثارة لعيد الميلاد, سألتنى ماذا كانت
    Her zaman Ross'un çekici olduğunu düşünürdü ve bana onu ayarlayabilirmisin diye sordu. Open Subtitles مع صديقتى بونى انها دائما تذكر ان روس لطيف و سألتنى اذا من الممكن ان ارتب ميعاد معه
    Sen ve Phil Constantino arasındaki farkı görüp göremediğimi sormuştun. Open Subtitles لقد سألتنى إذا كنت لا استطيع التفريق بينك وبين كونستنتينو
    Ne öğrendiğimi soracak olursan, emin olmadığımı söylerim. Open Subtitles وأذا سألتنى ماذا تعلمت سوف أخبرك أنى لست متأكد
    İyi ki bana bunu sordunuz, Lloyd çünkü elimde iki tane yirmi dolarlık var ve iki tane onluk cüzdanımda. Open Subtitles أنا مسرور للغايه أنك سألتنى هذا يا لويد لأنه تصادف أن معى ورقتين من فئة العشرين وإثنان من فئة العشره هنا داخل محفظتى
    Son sorduğunu beş geçiyor adamım. Open Subtitles خمس دقائق بعد أخر مرة سألتنى فيها أيها الرجل
    Bana sorarsanız, olasılığın hırsızın lehine olduğunu söylerdim. Open Subtitles إذا سألتنى سأقول أن الأحتمالات فى صف اللص
    Bana sorarsan, kahrolası sandviçi bir güzel yiyecek. Open Subtitles لو سألتنى لأخبرتك ان القرد كان سيأكل السندويتش بمفرده
    Bana sorarsan, kahrolası sandviçi bir güzel yiyecek. Bir adam koşarak buradan geçti mi? Open Subtitles لو سألتنى لأخبرتك ان القرد كان سيأكل السندويتش بمفرده
    Lucy, eğer bana soru sorarsan, onu cevaplayacağım hem de dürüstçe. Open Subtitles لوسى ، اذا سألتنى سؤال سأجيبه و سأجيبه بصدق
    Açıkça sordu. İnkar edemedim. Bilirdi. Open Subtitles لقد سألتنى بكل صراحه و انا لم استطع الانكار ، كان يجب ان تعرف
    Dükkandaki kadın bu kartın davetiyelerle aynı olmasını ister miyim, diye sordu. Open Subtitles المرأه التى فى المتجر سألتنى لو اريد البطاقات على شطل الأشجار لتتماشى مع الدعوات
    Biraz eğlenmek için kalmak isteyip istemeyeceğimi sordu. Open Subtitles ولقد سألتنى إذا ما كنت أريد المكوث وأن نمرح سويا
    SAT'dayken ne yaptığımı sormuştun ya? Open Subtitles أتذكر عندما سألتنى ماذا كنت أفعل و أنا فى البحرية ؟
    Sana bir uçak maketi yaparken yardım ediyordum, ve sen bana savaş hakkında sorular sormuştun. Open Subtitles لقد كنت أساعدك فى بناء نموذج لطائره وقد سألتنى عن الحرب
    Denizden o kadar uzaktayken neden ağ yaptığımı sormuştun. Open Subtitles سألتنى لماذا اصنع شبكة بعيدا عن البحر
    Bana soracak olursanız, tüm samimiyetimle diyebilirim ki herkesin keyfi yerinde. Open Subtitles وإذا سألتنى سوف أخبرك بصراحة الجميع بخير هل انت تشعر بالجوع ؟
    3 defa sordunuz. Niçin sürekli tekrarlıyorsununz? Open Subtitles لقد سألتنى عن هذا ثلاث مرات لماذا تجعلنى اكرر كلامى
    Son sorduğunu beş geçiyor adamım. Open Subtitles خمس دقائق بعد أخر مرة سألتنى فيها أيها الرجل
    Bana sorarsanız boşa vakit harcıyorum. Open Subtitles أعتقد اننى أضيع وقتى إذا سألتنى
    Bana iş teklifini reddettiğimde sorduğun soruyu hatırlıyor musun? Open Subtitles هل تتذكر السؤال الذى سألتنى أياه؟ عندما عرضت على هذه الوظيفه وانا لم اردها؟
    Katilin kim olduğunu bilip bilmediğimi sorduğunda, sana gerçeği tam olarak açıklamadım. Open Subtitles عندما سألتنى, من عساه يكون القاتل لم اخبرك تماما بالحقيقة
    Beni bir ceset için sorgulamıştın. Open Subtitles لقد سألتنى بخصوص جثة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more