- Bıktım bu saçmalıktan. O da senin gibi geçimini sağlamaya çalışıyor. | Open Subtitles | لقد سئمت هذا الهراء، إنه يحاول أن يكسب رزقه فحسب، مثلك تماماً. |
Yüce Tanrım. Bıktım bu boktan. Fasulyeden gına geldi. | Open Subtitles | بحقّ المسيح، سئمت هذا القرف، إنّي لا أطيق الفاصولياء. |
Bıktım bu kafesten Bıktım sahnede olmamaktan | Open Subtitles | سئمت هذا القفص، سئمت عدم الظهور على المسرح |
Ringde, ring dışında, düşüşün boyunca. Ve yoruldum. | Open Subtitles | في الحلبة، وخارجها أثناء فترة الانهيار، ولقد سئمت هذا. |
Bıktım bundan. | Open Subtitles | لقد سئمت هذا الهراء |
Frank, bıktım usandım bundan. | Open Subtitles | فرانك قد سئمت هذا |
Bıktım bu işten! Sen iş bul! | Open Subtitles | سئمت هذا الهراء |
Bıktım bu saçmalıktan. | Open Subtitles | لقد سئمت هذا الهراء |
Bıktım bu pislikten! | Open Subtitles | سئمت هذا الوضع! |
Biliyor musunuz, Bıktım bu işten. | Open Subtitles | لقد سئمت هذا |
Artık savaşmak istemiyorum. Bu işten yoruldum. | Open Subtitles | لا أريد القتال أكثر من ذلك لقد سئمت هذا |
Sen, gözlerinle. Bundan yoruldum artık. | Open Subtitles | أنت، الأمر واضح من عيونك لقد سئمت هذا |
Bu fakir yaşamdan yoruldum. | Open Subtitles | لقد سئمت هذا النوع من الحياة |
Bıktım bundan! | Open Subtitles | سئمت هذا الأمر! |
Bıktım bundan! | Open Subtitles | "لقد سئمت هذا!" |
bıktım usandım, Boof. Bu kadar sıradan olmaktan bıktım. | Open Subtitles | سئمت هذا يا (بووف) سئمت من كوني ضعيف |
Bu Nuck sorunlarından bıktım usandım. | Open Subtitles | لقد سئمت هذا الهراء! |
- Hayır anne, bıktım usandım. | Open Subtitles | -كلا، أمي، سئمت هذا . |