"ساءت" - Translation from Arabic to Turkish

    • kötüleşti
        
    • kötüye
        
    • ters
        
    • kötüleşirse
        
    • kötü giderse
        
    • kötüleştiğinde
        
    • kötü gitti
        
    • kötüleşmiş
        
    • kötüleşiyor
        
    • daha kötü
        
    • daha beter
        
    • sarpa sararsa
        
    • kötü gittiğinde
        
    • daha da
        
    İşler iyice kötüleşti. Halka açıklanmadı ama Palmer görevden alındı. Open Subtitles لقد ساءت الأمور أكثر لقد أقيل الرئيس بالمر من منصبه
    Hızlı, kolay, çirkin plânın işler kötüye giderse işe yarayacağını biliyorum. Open Subtitles الخطة السريعة والبسيطة والقبيحة التي أعرف أنّها ستنجح لو ساءت الأمور.
    Suçlular, işler ters giderse diye çoğu kez güvenli bir mesken belirlerler. Open Subtitles المجرمين في العادة يبقون مقرات امنة ليرجعون له في حالة ساءت الأمور
    Ama işler iyice kötüleşirse bu kart ile beni arayabilirsin. Open Subtitles ولكن إن ساءت الأمور، استعمل هذه البطاقة للاتصال بي، اتفقنا؟
    İşler kötü giderse kaçın. Open Subtitles بالمناسبة إذا ساءت الأمور، إنطلقوا فقط، مفهوم؟
    Hastaya MPA için vermiştik ama durumu kötüleştiğinde, uygulamaya son verdik. Open Subtitles عالجناه بذلك بسبب التهاب الأوعية المصغرة لكن عندما ساءت حالته أوقفناها
    Daha kötüye gitti, aslında çok daha kötüleşti. TED بل ساءت حالتها، وفي الحقيقة، أسوأ بكثير.
    - Kalbindeki şey, o kusur en sonunda kötüleşti ve şimdi ameliyat etmek zorundalar. Open Subtitles الضعف لقد ساءت الامور والان عليها القيام بعملية
    TM olduğunu düşünerek antiviral verdim ama daha da kötüleşti. Bakteriyel enfeksiyon? Open Subtitles خلتُه إلتهاب النخاع المستعرض فبدأتُ معه بمضادّات الفيروسات لكن حالته ساءت
    Fakat daha çok para getirmeye, daha fazla kaynak yatırımı yapmaya başladığımızda herşey kötüye gitti, iyiye değil. TED ولكن عندما بدأ دفق الاموال يزداد وبدأ الاستثمار يتطور بسرعة ساءت الامور كثيراً .. ولكن لماذا ؟
    İşler o kadar kötüye gitti ki, bir çok şekilde saklanmak zorunda kaldım. TED ساءت الأمور جداً لدرجة أنني أُضطررت لإخفاء نفسي
    Eğer ters bir şey olursa, düşer ya da yaralanırsanız, sakın arkaya bakmayın. Open Subtitles إذا ساءت الأمور لو تعرضتم للأصابة أو سقطم, لا تعودوا للخلف.
    Bir şeyin ters gitme durumunda yedek teçhizatları yoktu. Open Subtitles لم يعد لديهم احتياطى متبقى فى حال ما اذا ساءت الأمور
    İşler ters gitseydi günah keçisi siz olacaktınız, Mösyö Carter. Open Subtitles إن ساءت الأمور، أنت يا سيد "كارتر" ستكون كبش الفداء
    Bu yüzden sadece şunu bilmeni istiyorum, bu işler bir şekilde daha kötüleşirse kamerayı bulaştırmak istemiyorum. Open Subtitles لذلك أنا أقول لك إن ساءت الأمور أو تزداد سوءاً بأي شكل من الأشكال, فأنا لا أريد أمر التصوير هذا فأنا لا أريده أن يغضب
    Durum benim için ne kadar kötüleşirse, senin için o kadar iyileşir. Open Subtitles كلما ساءت الأمور تجاهي كلما كانت أفضل لك
    İşler kötü giderse kaçın. Open Subtitles بالمناسبة إذا ساءت الأمور، إنطلقوا فقط، مفهوم؟ ماذا؟
    İşler kötüleştiğinde çoğu insan gitti. Open Subtitles حسنًأ، حينما ساءت الأمور.. رحل الكثير من الأشخاص
    Sonra 1632'de Galileo için her şey kötü gitti. Open Subtitles و في عام 1632 ساءت الأمور كثيرا مع جاليليو
    3 ay önceki tomografiden beri durumu hızlı bir şekilde kötüleşmiş. Open Subtitles الحالة ساءت منذ أخر فحص شامل لها منذ 3 شهور
    Yeşile maruz kalınca durumu gittikçe kötüleşiyor. Open Subtitles وكلما زاد تعرضة للصخور الخضراء كلما ساءت حالته
    Aylardır buraya gelmek sadece aramızın daha kötü olmasına sebep oldu. Open Subtitles حضرنا إليك لأشهر و لقد ساءت الأمور أكثر بيننا
    Doktorlar bana 7 yıl boyunca lapa diyeti uygulayıp durdu ama midem daha beter oldu. Open Subtitles لقد جعلني الطبيب لا آكل سوى العصيدة لسبع سنوات ساءت حالة معدتي أكثر
    Eğer işler sarpa sararsa kaçmak için orayı tercih ederdim. Open Subtitles حيث إذا ساءت الأمور نستطيع أن نأخذ هذا المسار
    İşler kötü gittiğinde, hazırlıklı olmayı seviyorum. Open Subtitles في حال ساءت الأمور، أفضّل أن أكون مستعدّاً
    Ve daha da kötüsü Kont bize sahte para vermiş. Open Subtitles لقد ساءت الامور ، لقد اعطانا الكونت مالاً مزيفاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more