Suçlular, işler ters giderse diye çoğu kez güvenli bir mesken belirlerler. | Open Subtitles | المجرمين في العادة يبقون مقرات امنة ليرجعون له في حالة ساءت الأمور |
Eğer işler ters gittiyse ve çocuğu öldürdüyse cesedi gündüz vakti dışarı çıkarır mı? | Open Subtitles | ،إذا ساءت الأمور وقتل الصبي يريد أحذ الجســم في وضح النهار ؟ |
Evet. Eğer işler kötü giderse, karnının arkasına saklanabilirsin. | Open Subtitles | أجل، إذا ساءت الأمور فيمكنك الإختفاء خلف بطنها |
Dan küçükken apandisi alındığında bir şeyler ters giderse diye bir miktar kan saklamıştım. | Open Subtitles | عندما كان دان طفلا إستخرجت زائدته الدودية أودعت بعض من دمه في حالة لو ساءت الأمور |
Hızlı, kolay, çirkin plânın işler kötüye giderse işe yarayacağını biliyorum. | Open Subtitles | الخطة السريعة والبسيطة والقبيحة التي أعرف أنّها ستنجح لو ساءت الأمور. |
Mevzu sarpa sarınca ailesi kapıyı zorlamış. | Open Subtitles | لقد اقتحم الوالدان الباب بعد أن ساءت الأمور. |
Buna gerek yok. İçerideki durum kötüleşirse çok yakında birbirimizin gırtlağına sarılırız zaten. | Open Subtitles | لسنا في حاجة لهذا، إن ساءت الأمور بالداخل فسنهاجم بعضنا البعض قريبًا |
Eğer işler kötü gidiyorsa, düzeltebilmeliyiz, ailemiz için daha iyi olanını yapabilmeliyiz. | Open Subtitles | تعرفين، إذا ساءت الأمور يمكننا أن نغيرها ... بوسعنا أن نحسن أوضاع عائلتنا |
İşler ters giderse kimsenin izimi bulmasını istemiyordum. | Open Subtitles | ولا أريد أن يستطيع احد تعقبني إذا ساءت الأمور |
İşler ters giderse kimsenin izimi bulmasını istemiyordum. | Open Subtitles | ولا أريد أن يستطيع احد تعقبني إذا ساءت الأمور |
Şundan da eminiz ki işler ters gittiğinde insanları öldüren yalnız siz değilsiniz. | Open Subtitles | إننا متأكدون أيضاً بصورة معقولة أنك لم تكن الشخص الذي يتجول ليقتل الناس عندما ساءت الأمور. |
İkinci Dünya Savaşı sırasında memleketlerinde işler kötü gitmiş bu yüzden koyun yetiştirmek için buraya gelmişler. | Open Subtitles | ، لقد ساءت الأمور بموطنهم ، إبّان الحرب العالميّة الثانية . لذلك قدموا إلى هنا كي يربّوا الماشيّة |
İşler kötü gittiğinde onlar bizden uzaklaştı. | Open Subtitles | ♪ التي تركتها تبتعد عننا ♪ ♪ عندما ساءت الأمور ♪ |
Muhtemel iyi olur. Seni gittikten sonra burada bazı şeyler ters gitmeye başladı. | Open Subtitles | هذا جيد ، فمنذ أن غادرتي البلدة ساءت الأمور هنا |
Böyle şirketler bu danışmanları bir şeyler ters giderse suçlamak için işe alıyorlar ya zaten. | Open Subtitles | الشركات توضفُ المستشارين حتى يلقون اللوم على شخص إذا ساءت الأمور |
İlaçları aldıklarından emin olun. İşler kötüye giderse bize haber verin. | Open Subtitles | احرص على أن يأخذوا دواءهم واتصل بنا لو ساءت الأمور |
İşler kötüye giderse ne yapacağımız konusunda anlaşmıştık. | Open Subtitles | لقد عقدنا اتفاقا ماذا سيحدث لو ساءت الأمور |
İşler kötü giderse, desteğe ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | سوفَ نحتاجُ إلى الدعم الفوري في حال ساءت الأمور |
- 9. Mevzu sarpa sarınca ailesi kapıyı zorlamış. | Open Subtitles | لقد اقتحم الوالدان الباب بعد أن ساءت الأمور. |
Eğer durum kötüleşirse sana güvenebileceğimi bilmem gerekiyordu. | Open Subtitles | -كان يجب أن أتأكّد أنّ بإمكاني الثقة بك ، أنّك تحميني لو ساءت الأمور. |
Eğer işler kötü gidiyorsa, düzeltebilmeliyiz, ailemiz için daha iyi olanını yapabilmeliyiz. | Open Subtitles | تعرفين، إذا ساءت الأمور يمكننا أن نغيرها ... بوسعنا أن نحسن أوضاع عائلتنا |