"ساعة الغداء" - Translation from Arabic to Turkish

    • Lunch Hour
        
    • Öğle yemeği saati
        
    • Öğle tatilinde
        
    • öğle yemeği saatlerinde
        
    The Lunch Hour'u dinliyorsunuz. Zihinleri beslemek için. Open Subtitles و انت تستمعون إلى ساعة الغداء تقديم الغذاء للعقل
    The Lunch Hour programı olduğunu sanmıştım. Open Subtitles - كان من المفترض أنا أقوم بـ ساعة الغداء -
    The Lunch Hour'u dinlediniz. Open Subtitles هذه كانت ساعة الغداء
    Öğle yemeği saati bitti ve patronum da gıcığın teki olmaya başladı. Open Subtitles ساعة الغداء متروك, ومدرب بلدي تتحول أن يكون نوع من مقبض الباب.
    Öğle yemeği saati. Muhtemelen bunu daha önceden çalışmıştı. Open Subtitles ساعة الغداء ربما كان يخطط لذلك مسبقاً
    Anne açlıktan ölüyorum. Öğle tatilinde de çalışmak zorunda kaldım. Open Subtitles أمي، أنا أتضور جوعاً لقد واصلت العمل في ساعة الغداء اليوم
    Elçilik ofislerinin öğle yemeği saatlerinde kilitli tutulması ile ilgili bir tavsiye notu. Open Subtitles توصى بأن مكاتب السفارة تبقى مغلقة خلال ساعة الغداء
    Öğle yemeği saati de alıyorum. (Alkış) Bu -- yok, yok, bu alkışlık değil. TED أنا أشرف على ساعة الغداء. (تصفيق) هذا ليس - لا، لا، لا، لا أقول ذلك للتصفقوا لي.
    Öğle tatilinde çıkıp bir şeyler al. Open Subtitles أريد منكِ الخروج في ساعة الغداء وشراء شيئاً ما
    Patlama tam öğle yemeği saatlerinde gerçekleşti ve 5 ölü, çok sayıda yaralı var. Open Subtitles وقعَ الانفجار خلال ساعة الغداء المزدحمة. وقتلَ خمسة أشخاص و جرِحَ العشرات،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more