| Altında kadın ismi olan, bir saat olmadığına emin ol. | Open Subtitles | أجل , فقط تأكد بأنها ليست ساعة يد ومكتوب عليها أسم فتاة أخري |
| Kesinlikle evsiz değil, güzel bir saat... iyi ayakkabılar, en azından ondan geriye ne kalmışsa. | Open Subtitles | ساعة يد رائعة، أحذية جيّدة على الأقل ما تبقى منها |
| 5,000 ve bir saat, bir kaçakçılık operasyonunu finanse etmek için. | Open Subtitles | خمسة آلاف و ساعة يد لدفع تكاليف عملية تهريب |
| İlk telsiz kol saati 1936'da Polonya'da yapıldı. | Open Subtitles | أول ساعة يد لاسلكية للتحدث صُنعت في بولندا عام 1930 |
| Olay yerinde kol saati de bulunmamış. | Open Subtitles | لم يتم العثور على ساعة يد بمسرح الجريمة أيضا |
| Elbette. İyi adamdır. Geçen Noel bana kol saati hediye etti. | Open Subtitles | بالطبع,شخص لطيف, لقد اهدانى ساعة يد فى الكريسماس الماضى . |
| Seninle işleri bittiğinde, ne sana altın bir saat ne de duvarına asman için bir plaket verirler. | Open Subtitles | عند الانتهاء من ذلك مع لك ، فإنها لا تعطيك ساعة يد ذهبية أو صفيحة لشنق على الحائط الخاص بك. |
| Ve oyunumuz, 19. yüzyıla ait eski Kanton yazılarıyla işlenmiş altın bir saat ile başlıyor. | Open Subtitles | وتبدأ اللعبة مع ساعة يد ذهبيّة من القرن الـ 19 محفور عليها نقوش كانتونيّة قديمة. |
| Kurbanların sosyal ağlarını taradım, öyle görünüyor ki sadece Michelle kendisine ait olmayan bir saat takıyor. | Open Subtitles | لقد صنفت الأخبار الإجتماعية للضحايا,و يمكنني تأكيد ان ميشيل هي الوحيدة التي ظهرت مع ساعة يد ليست ملكا لها |
| bir saat taksanız daha kolay olmaz mı? | Open Subtitles | لكن ألن يكون أسهل أن ترتدي ساعة يد ؟ |
| Bayağı pahalı bir saat hala masanın üstünde. | Open Subtitles | ساعة يد باهظة الثمن على الطاولة. |
| Yeni bir saat almayı düşünüyorum. | Open Subtitles | أفكر في شراء ساعة يد جديدة |
| Hop öyle sadece "sadece bir saat" gibi birşey olmaz. | Open Subtitles | لا يوجد ما يسمى ساعة يد فقط |
| Hop öyle sadece "sadece bir saat" gibi birsey olmaz. | Open Subtitles | لا يوجد ما يسمى ساعة يد فقط |
| Hep bir saat istemişimdir. | Open Subtitles | لقد أحببت دائماً ساعة يد. |
| İki bira kutusu, bir Coca-Cola şişesi, yeşil bir pet şişe hayli yanmış ve 12.45'te durmuş bir kol saati ve bir anahtarlık. | Open Subtitles | علبتين بيرة , زجاجة " كوكا كولا " قارورة بلاستيكية خضراء ساعة يد محترقة تماماَ متوقفة عند الساعة 12: 45 ومجموعة مفاتيح .. |
| Bir Smith Wesson Ve bir de kol saati. | Open Subtitles | سميث وايضان ويسون وايضاً ساعة يد. |
| Chet, sana kol saati gönderiyor ve sen onu satıyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | تشيت ارسل لك ساعة يد وانت ثمنتها؟ |
| Müvekkilin ona 20 bin dolar değerinde kol saati verdi. | Open Subtitles | موكلكِ اعطاه ساعة يد, بقيمة 20000دولار. |
| Coover kontrolden çıkmış ve bir kol saati için McCready'yi öldürmüş. | Open Subtitles | أصيب " كوفر " بالجنون وقتل " ماكريدي " إزاء ساعة يد |
| Katil, kurbanlarının ağzına bir cep telefonu ya da kol saati yerleştiriyor alarmı da geceye kuruyor. | Open Subtitles | القاتلة تضع هاتف أو ساعة يد بأفواه ضحاياها، وضبط المنبّه على منتصف الليل هي طريقتها لقول "انتهى الوقت" |