| Senin şakana yardım etti, bunun tek karşılığı ona bunu ödetmek. | Open Subtitles | هو ساعدك في مقلبك، لذلك من المناسب أن أرد له المقلب. |
| Bunu kendin mi farkettin yoksa eşek mi yardım etti? | Open Subtitles | و هل توصـَّلتَ لذلك بمفردك ؟ أم أنَّ الحمار قد ساعدك ؟ |
| Okulun işleyişine yardımcı olun ki, okul da size yardımcı olsun. | Open Subtitles | ساعد المنزل، وسوف ترى أن المنزل قد ساعدك. |
| Birazcık Rek'den ayrılabilirim. sana yardım edebileceğimi söylediler. | Open Subtitles | ليك يمكن فيني آخد اجازة من المركز الترفيهي .و قلولي أنو فيني ساعدك بالحملة |
| Geçen gün söylediklerimin yardımı oldu mu diye merak etmiştim. | Open Subtitles | فقط اردت المعرفة اذا كنت ما اخبرتك به منذ ايام قد ساعدك ؟ |
| Size kimin yardım ettiğini söyleminiz işleri kolaylaştıracak | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي سيجعل هذا سهلا عليك هو أن تخبرنا من ساعدك |
| Evet peki, sen hapisteyken sana nasıl yardım etti, Aaron? | Open Subtitles | اوه صحيح,كيف ساعدك عندما كنت فى السجن يا ارون؟ |
| İşte bu saygı, işinle başa çıkabilmek için sana yardım etti hem de her gün. | Open Subtitles | حسناً، ذلك الإحترام هو ما ساعدك على الإستمرار في التماشي مع وظيفتك يوماً بعد يوم |
| Baba, suçluyu yakalamamızda yardım etti. Bunun nesi yanlış? | Open Subtitles | أبي,هو ساعدك بأن تمسكه ما الخطأ في ذلك؟ |
| Sana kim yardım etti? | Open Subtitles | من الذي ساعدك لتنهض على قدميك؟ |
| Peder Sam bunu görüyor ve senin görmene de yardım etti. | Open Subtitles | الأخ سام يرى ذلك وههو ساعدك لكي ترى ذلك |
| Zor anları atlatmana yardımcı olan ses, hatırladın mı? | Open Subtitles | ذلك الصوت الصغير ساعدك بأوقات عصيبة , هل تتذكر؟ |
| Ne istediğimi biliyorsun, ya da en azından düşünüyorsun, ama birisi sana bu konuda yardımcı olmalı. | Open Subtitles | او على الأقل ما تظنه ولكن هناك بالتأكيد شخصاً ما ساعدك بالحصول على هذه المعلومه |
| Sen yardımcı ben de tam hayal ettiğim gibi yardımcının sağ kolu olacaktım. | Open Subtitles | أنت مُساعد المدير وأنا ساعدك الأيمن فهذا ماحلمنا به دوماً |
| Önceden sana teşekkür ederim çünkü bana yardım edeceğini biliyorum babamın sana yardım ettiği gibi. | Open Subtitles | لا أنا أشكرك سلفاً لأني أعلم أنك ستساعدني كما ساعدك أبي |
| Akıllanıncaya kadar da yemek içmek yasak. Öyle oluyor ve Tabrez sana yardım ediyor. | Open Subtitles | و مهذا ما جري و ابنك تبريز ساعدك علي هذا |
| Muhtemelen kalbini çıkardıktan sonra 450 dereceye ısıtılmış fırının içine atıp jöle hâline gelene kadar pişirip pilavın üstünde eline vermemesinin yardımı olmuştur. | Open Subtitles | ربما ساعدك أنها لم تنتزع قلبك, ورمته في فرن درجة حرارتة 450 درجة, وخبزته بشكل عسليٍ لامع, |
| Ama bu olurken başka birinin sana yardım ettiğini anlayacak. | Open Subtitles | ولكنها ستكتشف بأن هنالك شخص آخر ساعدك ذلك |
| Kim milyonlarca dolar kazanmanı sağladı? | Open Subtitles | من الذى ساعدك على جمع الملايين من الدولارات؟ |
| Dostların, sana şimdiye kadar yardım etmiş olan herkes sana sığınak vermiş olan, sevdiğin herkes ölecek. | Open Subtitles | و نبقى أصدقاء . . أي أحد ساعدك أو أواك أي أحد أحببته أنت |
| Tamam ama komutada sen olduğun için senin sağ kolun olabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | حسنا , بما أنك المسؤول ربما يمكنني أن أكون ساعدك الأيمن جرس مراقبتك الخاص. |
| İkinci adamı bulmana yardım ettim. | Open Subtitles | أنا من ساعدك في العثور على ذلك الرجل في الحمام في تلك الليلة |
| Bir amaç anlayışına sahip olmak, geçmişi unutmana yardım etmişti. | Open Subtitles | رغبتك في تحقيق هدف ما ساعدك على التخلي عن الماضي |
| Çiftlerde yarışmanın popülerliğine faydası oldu mu? | Open Subtitles | هل التزلج الزوجي ساعدك في نيل الشعبية؟ |