Bu, son kurbanın cesedinin bulunmasından bir saat önce çekilmiş. | Open Subtitles | هذا تم التقاطه قبل ساعه من ايجاد جثه الضحيه الاخيره |
Harry Finley'i tanıyormuş. bir saat uzaklıkta. | Open Subtitles | لقد قال أنه يعرف هارى فينلى يقيم على بعد ساعه من هنا |
Jason Hurley' le Monica' dan ayrıldıktan bir saat sonra yattığını öğrendiklerinde sen de katılamayacaksın. | Open Subtitles | ليس حينما يعرفون انك نمت مع جاسون هارلى بعد ساعه من انفصاله عن مونيكا |
O sıradakilerin hepsini, bir saat sonra. | Open Subtitles | ؟ كل شخص على تلك المقاعد بعد ساعه من الان |
Pen, 36 saatlik bebek bakıcılığının bana öğrettiği bir şey varsa o da çocukların, yetişkin gibi muamele görmekten hoşlandıklarıdır. | Open Subtitles | بيني ,اذا كان هناك شيء تعلمته من ال36 ساعه من مجالسة الاطفال فهو أن الاطفال يحبون ان نعاملهم كانهم بالغين |
Etkileşime girdiği her canlıyı 24 saat içinde öldürüyor. | Open Subtitles | كان يسقتل كل شئ فى خلال 24 ساعه من بدأ الاصابه |
Servis elektroniklerin orada, buradan bir saat uzaklıkta. | Open Subtitles | المكوك هناك بالالكترونيات حوالي نصف ساعه من هنا |
Duruşma, çıktıktan sonra bir saat içinde yapılacaktı. | Open Subtitles | جلسة السماع كان عليها ان تكون بعد ساعه من خروجي من السجن |
Anlaşma gerçek. Duruşma, çıktıktan sonra bir saat içinde yapılacaktı. | Open Subtitles | جلسة السماع كان عليها ان تكون بعد ساعه من خروجي من السجن |
Annemin, bir saat tencerede beklemiş pancarlarından birine benzemişsin. | Open Subtitles | و الان دعنا نقوم بتنظيفك. تبدو كعصيده امنا بعد ساعه من تركها بالقِدره. |
bir saat içinde, ben sadece duygu dolu yılbaşı kartları gönderen biri olacağım. | Open Subtitles | ساعه من الان انا رجل فقط ارسل لك رسائل خسيسه في الكريسمس |
Kendim denedim. Şaraptan bir saat sonra için. | Open Subtitles | ،لقد اختبرته تناوله بعد ساعه من تناولك للشراب |
İçliği giymemin üzerinden bir saat geçmeden ajansım, New York'da önemli bir sinema filminin seçmeleri olduğunu arayıp bildirdi. | Open Subtitles | بعد ساعه من لبسه اتصل وكيل اعمالي لتجربه اداء في نيويورك لصالح شركه انتاج كبيره |
Güneş yükselmeden bir saat evvel şehrin dışındaki iskelede. | Open Subtitles | أثنا عشر ألف ديناري قبل ساعه من شروق الشمس وسوف أسلمها قبل المدينة |
Yeni doğmuş bir tayın bir saat içinde ayağa kalkabileceğini biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلمين ان رضيع الحصان يقف بعد اول ساعه من ولادته |
Ameliyattan bir saat önce, ...onunla konuşmayı istedi. | Open Subtitles | لقد قال بإنه سيُطالب بالتحدث إليها قبل ساعه من العمليه الجراحية. |
Peynirli pufların yumurta dolmasından tam olarak bir saat sonra servis edilmesi gerektiğini söylemiştim. | Open Subtitles | لقد قلت بوضوح مقرمشات الجبنه لا تقدم إلا بعد ساعه من البيض الحار |
- bir saat uzakta. Cleveland bir saat uzaklıkta. Biriniz başka bir cevap daha versin. | Open Subtitles | نعم كليفلاند تبعد ساعه من هنا , شخص اخر يعطينى اجابهاخرى _ تسعه دولارات تكلفه الاتوبيس _ |
Daha var açmamıza. bir saat sonra gelin lütfen. | Open Subtitles | نحن لم نفتح بعد عُد بعد ساعه من فضلك |
Sakin ol bir saat önce köpekbalıklarını besliyordun. | Open Subtitles | -لا عليك كنت تربتين على سمكة قرش منذ أقل من ساعه من فضلك.. |
Bir saatlik gerginlik sonrası herkes endişeye kapılmıştı. | Open Subtitles | بعد ساعه من الضغط العصبى المتواصل كان أفراد الطاقم قد أصيبوا بأرهاق شديد |
"32 saat içinde uygulanırsa, hastalığı yok edecek. | Open Subtitles | و التي إن أخذت خلال 32 ساعه من العدوى سوف تبيد المرض |