"سالتني" - Translation from Arabic to Turkish

    • sordun
        
    • sormuştun
        
    • sorarsanız
        
    • sorarsan
        
    • sorduğunda
        
    • sordu
        
    Ne iş yaptığımı sordun, o kadar. Open Subtitles اعني ، انت فقط سالتني ماذا افعل هذا مافي الامر
    Dün akşam, babama yardım etmende bir sakınca olup olmadığını sordun. Open Subtitles الليلة الماضية، سالتني ان كنت امانع مساعدتكِ لأبي نعم امانع
    Bu sabah bir Amerikalı olarak bu görevde ne işin olduğunu sormuştun. Open Subtitles هذا الصباح سالتني لماذا انت الامريكي تشارك في هذه العملية
    Oda 101 de ne olduğunu bana bir kere sormuştun Winston. Open Subtitles لقد سالتني مره يا وينستون عما يوجد في الغرفه 101
    Bana sorarsanız en insaflı ölüm şeklidir. Open Subtitles اذا سالتني , انه الموت الاقل رحمة على الاطلاق.
    Bana sorarsanız sizin kadar çocuğunu önemseyen iki babaya sahip olmak Lily'yi dünyanın en şansı küçük kızı yapıyor. Open Subtitles و إذا سالتني الحصول على والدين يعتنيان مثلكما يجعل ليلي الفتاة الصغيرة الاكثر حظاً
    Tüm o cinayet konuşmaları dedikodu. Bana sorarsan tamamen palavra. Open Subtitles كل ذلك الكلام عن القتل اشاعة, وان سالتني, تلك تفاهة
    Bunu sorduğunda hamile olduğunu çoktan biliyordu. Open Subtitles لا ، لكنها سالتني في الأسبوع الذي ماتت به عندما كانت تعلم بالفعل أنها حامل
    Aslan tarafından öldürülmüş pek çok hayvanı vardı. Işıkları onun için de yerleştirip yerleştiremeyeceğimi sordu. TED وهي كانت لديه الكثير من الحيوانات الذين قتلهم الأسود، وهي سالتني إن كنت أقدر أن أضع لها الأضاءة
    İtiraf ediyormuşsun gibi. Ben Vince Rizzo, bana en gizli sırrımı sordun en özelini. Open Subtitles - انا فينس ريزو وانت سالتني عن اكثر اسراري خصوصية
    -Biletler için mi sordun karımı? Open Subtitles سالتني عن زوجتي لانك تريد التذاكر ؟
    - Bunu az önce sordun zaten. Open Subtitles لقد سالتني هذا من قبل
    Hatırlıyor musun, geçen gün bana ironi'nin anlamını sormuştun? Open Subtitles هل تذكر عندما سالتني عن تعريف كلمة السخرية ؟
    İnfaz Warrant'ını gerçekleştirmezsem, bizimkilerin ne yapacağını sormuştun. Open Subtitles سالتني ما الذي سيفعله رؤسائي أذا علموا أني لم أنفذ مذكرة القتل
    "ama bana sorarsanız, büyük aşk hikayeleri küçük olabilir, tıpkı annem ve babamın ki gibi. Open Subtitles لكن اذا سالتني اروع قصص الحب يمكن ان تكون صغيرة
    Bana sorarsanız, mahkeme salonunu asla göremeyecek. Open Subtitles اذا سالتني , لن يرى قاعة المحكمة
    Eğer bana sorarsan, bu adam Berlin'e yürümeli ve Hitler'in bıyığıyla falan geri gelmeli. Open Subtitles لو سالتني, الجندي منهم سيتوجه الي "برلين" ثم سيعود بشوارب "هيتلر" او شئ من هذا القبيل
    Bana sorarsan Tanrı kulaklarını temizletmeli. Open Subtitles ..اذا سالتني الاله يمكنه اخباري بما اريده ارخي رقبتك - لماذا؟
    Geciktin! Bana bir planın var mı diye sorduğunda bunu unuttuğunu fark etmemiştim. Open Subtitles لقد تاخرت، عندما سالتني هللديموعدمتاخر...
    Ama pazartesi günü, Rhi bana haftasonun nasıI geçtiğini sorduğunda... Open Subtitles ولكن يوم الاثنين عندما سالتني (ري ) كيف كانت عطلتي الاسبوعية ... ..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more