"سبباً وجيهاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • iyi bir neden
        
    • bir sebep
        
    • iyi bir nedeni
        
    • iyi bir sebebi
        
    • sebep söyle
        
    • sebep göster
        
    O zaman, bana göre daha iyi bir neden bulmalısınız. Open Subtitles إذاً أعتقد أنّه من الأفضل أن تجد سبباً وجيهاً جدّاً.
    Bu fotoğraflardan birinin gerçek olması için bana iyi bir neden göster. Open Subtitles أخبرني سبباً وجيهاً واحداً يشير إلى أنّ إحدى هاتَين الصورتَين حقيقيّة
    Seni kovmamam için hemen bana iyi bir sebep göster. Open Subtitles أعطني سبباً وجيهاً واحداً يمنعني من طردك حالاً
    Gidemem. Sana bana güvenmen için doğru dürüst bir sebep vermediğimi biliyorum. Open Subtitles اعرف انني لم امنحك سبباً وجيهاً لتثقي بي
    Biliyorum,uzun zamandır ilişkim olmadı ama iyi bir nedeni var. Open Subtitles وأعرف أنني لم أخرج بصحبة فتاة منذ فترة لكن ثمة سبباً وجيهاً لذلك
    Tabii ki bilmiyorum ama eminim ki iyi bir sebebi vardır. Open Subtitles من الواضح أنا لا أعرف لماذا لكنني أعرفُ بأنهُ سيكون هنالك سبباً وجيهاً
    Seni üzüm gibi koparmamam için bana iyi bir sebep söyle! Open Subtitles أعطني سبباً وجيهاً واحداً حتّى لا أقشّرك كالعنب
    Bir bovling çalışanını kaçırmak için iyi bir neden. Open Subtitles ذلك سيكون سبباً وجيهاً لخطف موظف البولينغ في الزقاق
    Bir asker olmak, sadece rakibin kılıç kırmak anlamına gelir ama kılıç çekmez iyi bir neden bulabilirsiniz. Open Subtitles أن تكون محارباً، ليس فقط أن تكون قادراً على ضرب خصمِك بالسيف بل أن تجدَ سبباً وجيهاً لترفعَ سيفكَ قبل كل شيء
    Onu sokak pantomimcisi yapıyor. Şu an kafana sıkmamam için bana iyi bir neden söyle. Open Subtitles أعطني سبباً وجيهاً واحداً يجعلني لا أضع رصاصة في رأسك الآن.
    Sizi derhal öldürmemem için bana iyi bir neden verin! Open Subtitles أعطوني سبباً وجيهاً يمنعنا من قتلكم فوراً
    Bana iyi bir neden sunabilirsen, daha iyi hissedeceğim. Open Subtitles سأشعر بتحسّن إذا أعطيتني سبباً وجيهاً.
    İkinize güvenip, tam burada olay yerinde öldürmemem için iyi bir sebep gösterseniz iyi olur. Open Subtitles من الأفضل أن تعطياني سبباً وجيهاً لمَ يجب أن أثق بكما ولا أقتلكما حيث تقفان.
    Eğer yasalara uygun bir şekilde birleşmelerine engel bir sebep söyleyecek olan varsa ya şimdi konuşsun ya da sonsuza dek sessizliğini korusun. Open Subtitles إن أظهر أي شخص سبباً وجيهاً يمنع إرتباطهما معاً فليتحدث وإلا فليصمت من الآن وإلى الأبد
    Eminim acı çekmemizin iyi bir nedeni vardır. Open Subtitles أنا متأكد أن هناك سبباً وجيهاً لهذه المعاناة
    Eminim bunu yapmasının iyi bir nedeni vardır. Open Subtitles إني متأكدة أن لديه سبباً وجيهاً لفعل ذلك
    Bunu söylemek için iyi bir nedeni vardı demek. Open Subtitles لابد وأن لديه سبباً وجيهاً لقولِ هذا.
    Bilmiyorum. Eğer hırsız oysa iyi bir sebebi vardır. Open Subtitles أنا لا أعرف، إذا كان هو الّلص، لكن لابدّ أنّ لهُ سبباً وجيهاً.
    Suçu işleyen kişiden intikam almak için iyi bir sebebi varmış. Open Subtitles يبدو أنّه كان يملك سبباً وجيهاً لينتقم من الشخص الذي إرتكب الجريمة فعلا.
    Ama seni bu kafeste kilitli tutmamın da iyi bir sebebi var! Open Subtitles ولكن هناك سبباً وجيهاً لوجودكِ في القفص
    Seni geri almam için bir tek sebep söyle. Open Subtitles أعطني سبباً وجيهاً لكي أقبل بك
    Kafanı uçurmamam için bana bir tek sebep göster. Open Subtitles أعطني سبباً وجيهاً لكيلا أفجر رأسك إلى أشلاء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more