"سبب مجيئي" - Translation from Arabic to Turkish

    • yüzden geldim
        
    • gelme sebebim
        
    • yüzden buradayım
        
    • için gelmedim
        
    • Gelme nedenim
        
    • için buradayım
        
    • gelmemin nedeni
        
    • yüzden gelmedim
        
    • neden geldiğimi
        
    • neden burada olduğumu
        
    • olma sebebim
        
    • olmamın nedeni
        
    • olmamın sebebi
        
    • niçin geldiğimi
        
    • nedenle buradayım
        
    - Bu yüzden geldim zaten. Ayrılırken seni teknede göremedim. Open Subtitles هذا سبب مجيئي لأنني لم أركِ على متنها حين غادر
    Bak, buraya gelme sebebim sana, ona akıl vermen için yalvarmak. Open Subtitles أنظر, إن سبب مجيئي هنا, هو لأن أتوسل إليك أن تقنعه بعقلانية
    İşte bu yüzden buradayım size yardım etmek için susuzluğunuzu gideriyorum, size hayatın en önemli hediyesini suyla veriyorum. Open Subtitles هذا سبب مجيئي إلى هنا لتوزيع الإغاثة أروي عطشكم لإعطاء الحياة نفسها بفضل الماء
    Sorun değil. Onun için gelmedim. Sana yeni bir fırsat sunmak için buradayım. Open Subtitles لا بأس، ليس هذا سبب مجيئي إلى هنا، جئتُ لأعرض عليكَ فرصة جديدة
    İyi bir kavganın tadını çıkarmayalı uzun yıllar oldu. Ama buraya Gelme nedenim farklı. Open Subtitles مرّت عصور منذ استمتعت بشجار لائق، لكن هذا ليس سبب مجيئي.
    Buraya kadar gelmemin nedeni sensin ve tek kelime daha istemiyorum. Open Subtitles انظري, انت سبب مجيئي الى هنا وانا لا اريد سماع كلمه اخرى
    - Buraya bu yüzden gelmedim. - Kendini böyle mi avutuyorsun? Open Subtitles لم يكن ذلك سبب مجيئي إلى هنا - أذلك ما تحدّثين به نفسك؟
    Buraya neden geldiğimi bilmiyorum. Open Subtitles أنا لست أدري حتى سبب مجيئي إلى هنا.
    Ama kim olduğumu ve neden burada olduğumu bir kenara bırak ve kendine şu önemli soruyu yönelt: Nasıl? Open Subtitles انسَ للحظة سبب مجيئي و مَنْ أكون و اطرح على نفسك السؤال الأهمّ...
    Bu sabah bir sizin oraya birinin girdiğini duydum. bu yüzden geldim. Open Subtitles لقد سمعت بأنه تمّ اقتحام المكان هذا الصباح , هذا هو سبب مجيئي
    Kesinlikle. Bu yüzden geldim. Tamam. Open Subtitles صحيح ، من الواضح بأن ذلك سبب مجيئي ، حسناً
    Ben de bu yüzden geldim, bence ayrılsak daha iyi olacak.. Open Subtitles هذا سبب مجيئي اعتقد من الافضل ان انتقل
    Buraya gelme sebebim de bu zaten. Open Subtitles في الواقع هذا هو سبب مجيئي لهنا
    Samimiyetinden şüphem yok Philip. Aslında gelme sebebim bu. Open Subtitles لا أشكّ بعزيمتك يا (فيليب)، ذلك سبب مجيئي بصراحة
    Kızımın öldürülmesinden sorumlu. Bu yüzden buradayım. Open Subtitles إنّه مسؤول عن مقتل ابنتي وهذا سبب مجيئي إلى هنا
    Seni buradan çıkarmaya çalışıyorum. O yüzden buradayım. Open Subtitles أحاول أن أخرجك من هنا , هذا . سبب مجيئي إلى هنا
    Kızağı görmüştüm. Bunun için gelmedim. Open Subtitles رأيت المنزلقة من قبل ليس هذا سبب مجيئي إلى هنا
    O kadar yolu Gelme nedenim bu. Open Subtitles هذا سبب مجيئي إلى هنا
    Kirasını ödemediği için buradayım. Open Subtitles هو لايدفع الايجار وهو سبب مجيئي هنا
    Buraya kadar gelmemin nedeni sensin ve tek kelime daha istemiyorum. Open Subtitles انظري, انت سبب مجيئي الى هنا وانا لا اريد سماع كلمه اخرى
    - Tamir edecekler. - O yüzden gelmedim. Open Subtitles ليس هذا سبب مجيئي.
    neden geldiğimi bilmiyorum. Open Subtitles أنا لست متأكدة من سبب مجيئي
    neden burada olduğumu, biliyor musun? Open Subtitles وأجهل سبب مجيئي هنا
    Bak Danni, burada olma sebebim, ilk olarak kurukafa çakmağını geri vermek. Open Subtitles سبب مجيئي هنا أولاً أردت أن أعيد لك ولاعتك ذات الجمجمة
    Burada olmamın nedeni o aptalın dahi planlarından birini uygulamaya koyması. Open Subtitles .. لكن سبب مجيئي إلى هنا بأن هذا الأبله قام بتنفيذ إحدى خططه العبقرية
    Aslında burada olmamın sebebi öğle yemeği yemek. Düşündüm de belki işe geri dönmeni kutlayabiliriz. Open Subtitles سبب مجيئي في الواقع لنتغدى سوية، فكرت أن نحتفل باستعادتك لوظيفتك
    Buraya niçin geldiğimi gayet iyi biliyorsun. Open Subtitles تعرفين الآن بالضبط سبب مجيئي إلى هنا
    Her neyse, eve geri döndü ve bu nedenle buradayım. Open Subtitles على أيّ حال، هو عاد إلى المدينه و هذا سبب مجيئي هُنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more