Jenny'e daha söylemedim çünkü söylersem hemen harekete geçmek ister. | Open Subtitles | ولم أخبر جيني لأنها سترغب في القيام بشيء ما ألأن |
Eve gidince doğruca işe başlamak istersin dedim. Ev mi? | Open Subtitles | إفترضتُ أنّك سترغب بمباشرة العمل فوراً عندما تصل إلى المنزل. |
Aylarca bunu yedikten sonra da, yeniden tuzlanmış biftek isteyeceksin. | Open Subtitles | بعد بضعة شهور من هذا، سترغب في اللحم المملح مرة أخرى. نعم. |
sonuçlarınızı gönderirim, ancak, eminim kendisi sizi bazı testlerden geçirmek isteyecektir. | Open Subtitles | سأرسل نتائج فحوصاتك لكني واثق أنها سترغب بإجراء فحوصات خاصة بها |
Polis bu sefer şikâyette bulunup bulunmayacağınızı bilmek isteyecek. | Open Subtitles | سترغب الشرطة بمعرفة ما إذا كنت سترفع التهم هذه المرة |
"Evimi de kiliseye bırakıyorum. Dorothy böyle isterdi çünkü." | Open Subtitles | أريد أن أترك المنزل للكنيسة لأن دوروثي كانت سترغب بذلك |
Birkaç tanesini almak isteyeceksiniz. | Open Subtitles | إنني متأكد أنه يوجد على الأقل واحدة أو إثنتين منها سترغب بشرائها |
Rusların yaptıklarından sonra Başkan'ın onlarla bir şeyler yapmak isteyeceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن أن الرئيسة سترغب بفعل المزيد مع الروس بعدما فعلوه؟ |
Onu gelecekte kısa hikayelere yönlendirmek isteyebilirsin. | Open Subtitles | ربما سترغب أن تدفعها إلى القصص القصيرةفيالمستقبل.. |
Brandy'yi al gel, orada olmak ister. | Open Subtitles | أحضر براندي سترغب في الذهاب إلى المستشفى. |
Her kadın o vazoya fakirhanesini süslemesi için sahip olmak ister.. | Open Subtitles | اية امراة سترغب بالحصول على الفازة مع مجموعتها |
Güçlü bir kadından korkan bir erkeği kim ister? | Open Subtitles | من سترغب فى رجل يخشى امراة قوية الشخصية؟ |
Bunu izlemek istersin. Lynda, benim için şurada durabilir misin lütfen? | Open Subtitles | سترغب بمشاهدة هذا ، ليندا، هلا وقفتِ هناك من أجلي، من فضلكِ ؟ |
Ama bunu duymak istersin. Büyük bir suikast gerçekleşecek. | Open Subtitles | حسناً، سترغب بالاستماع إلى هذا ثمة مؤامرةً كبيرة ستحدث |
Doğal olarak onula ilişki kurmak isteyeceksin ve bu da zaman alacak. | Open Subtitles | بالطبع سترغب في أن ترتبط به وهذا يتطلب وقتا طويلا |
Ama bir gün ailesine bunu kimin yaptığını bilmek isteyecektir. | Open Subtitles | لكنها يوماً ما سترغب في معرفة من فعل هذا لوالديها |
Çok yakında ikisi de benimle olmak isteyecek. Ne var ne yok, Celeste? | Open Subtitles | و قريبا كلاهما سترغب بعمل علاقة معي ماالأخبار , سيلست ؟ |
Büyükannem, bu kadının iyi yemek yemesini isterdi. Bekle. | Open Subtitles | جدتي سترغب في أن تأكل هذه المرأة جيداً انتظري |
Belli olan; eğer bunu yapacaksak şimdi, yeni yıldan önce, suç oranındaki sıçramanın başkan Royce'a yüklenebileceği bir zamanda yapmak isteyeceksiniz. | Open Subtitles | الأكيد أننا في حال أردنا سحبها فأنت على الارجح سترغب بفعل ذلك الآن ، قبل السنة الجديدة بما أن أرقام معدل الجرائم |
Kanıt olmadan bunu yapmamızı isteyeceğini sanmam. | Open Subtitles | أشك أنك سترغب منا أن نفعل ذلك دون أي دليل |
Ön sayfada bana yer ayırmak isteyebilirsin. | Open Subtitles | لعلك سترغب بإفساح مجال على الصفحة الرئيسية |
Neyin kayıtlı neyin kayıt dışı olacağını önden konuşmak istersiniz. | TED | النقطة هنا هي أنك سترغب في التفاوض مسبقًا، حول ما يمكن نشره، وما لا يمكن نشره. |
Aynı şans sana bahşedilmiş olsaydı, babanla görüşmek istemez miydin? | Open Subtitles | لو سنحت لك نفس الفرصة هل سترغب برؤية والدك ؟ |
Duymak isteyeceğin bir alıcı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أجل ، لقد قالت بأن لديها مشتري سترغب بالسماع بشأنه |
Bunu biliyorum. Kate'in ne isteyeceğinden eminim. | Open Subtitles | أعلم ذلك أنا متأكد بأن ذلك ما كانت كايت سترغب به |
- 30'a kadar. İşte satın almak isteyeceğiniz ilk kişisel bilgisayar. | Open Subtitles | هذا هو الكمبيوتر الشخصي الأول الذي سترغب في شراءه |