"ستضطر" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerekecek
        
    • zorundasın
        
    • zorunda
        
    • gerekir
        
    Gelecekte ortaya çıkacak yeni endüstriler olacak ve bu endüstrilerin insan alımı yapması gerekecek. TED ولذلك سنجد العديد من الصناعات التي ستنشأ في المستقبل، وبطبيعة الحال، ستضطر هذه الصناعات إلى توظيف الناس.
    Beni öldürmen gerekecek. Open Subtitles ستضطر لقتلى حسنا , الرهانات لليمين . لنبدأ
    Bu oldukça rahatlatıcı. Fakat o zaman beklemek zorundasın . Open Subtitles هذا منتهى الترف لكنى أخشى أنك ستضطر للأنتظار
    Bir gün onu tek başına başarmak zorundasın. Open Subtitles انت ستضطر لذلك فى يوم من الايام كلنا فعلنا ذلك
    İkimizden birini seç demiyorum ama bir noktada aramızda seçim yapmak zorunda kalacaksın. Open Subtitles وانا لا أقول أنه يجب أن تختار أحدنا ولكن أحياناً ستضطر لاختيار أحدنا
    Savaş alanında kendini savunmak zorunda kalacağını varsayarsak, buna var mısın? Open Subtitles بافتراض انك ستضطر الي الدفاع عن نفسك,هل أنت آهل لذلك ؟
    Fakat kızları ellerini çabuk tutmalıdır -- annelerini acilen sağlığa kavuşturmaları gerekir. TED ستضطر بناتها للعمل بسرعة لتستعيد أمهم صحتها في الحال.
    Tabii ki teknik okula gitmen ve sınavlarına girmen gerekecek. Open Subtitles بالطبع,ستضطر أن تذهب إلى الكلية المهنية وتذاكر للفحص.
    Sana silah ruhsatı çıkarmamız birkaç gün sürebilir, o zamana dek bu yüzden, benimkini kullanman gerekecek. Open Subtitles حسنا، سيتطلب الأمر عدة أيام حتى نستطيع الحصول على ترخيص لسلاحك لذا ستضطر لاستخدام سلاحي
    Teğmen üzerimize ateş ediliyor. Geçide dönmek için çevreden dolanmanız gerekecek. Open Subtitles إننا نتعرض لإطلاق النار ستضطر للدوران حولهم للعودة للبوابة
    O zaman sıraya girmeniz gerekecek çünkü bana da borcu var. Open Subtitles نعم ، يبدو أنك ستضطر للإنتظار بالطابور ، لأنه يدين لى بالمال أيضاً
    Hayır, bunu herkesle paylaşman gerekecek. Evet. Güle güle. Open Subtitles كلا، ستضطر لمشاركة باقي وسائل الاعلام هذا الخبر
    Yıllardır kullanmadığın kaslarını kullanman gerekecek çünkü. Open Subtitles لأنكَ ستضطر لاستخدام عضلاتٍ لم تستخدمها منذ سنوات
    Beni vurmak zorundasın. Open Subtitles لن أسمح لك، أيها الجندي. ستضطر لإطلاق النار عليّ
    Gemiyi tek parça hâline getirmek zorundasın, kalkanı etkisiz hâle getirebilirsin. Open Subtitles ستضطر لاعادة السفينة سوية , علي شرط ان تنزع الدرع
    Bütün kurallarımıza uymak zorundasın. Kefalet ödemek de dahil. Open Subtitles ستضطر للإنصياع لكل قوانيننا و هذا يتضمن دفع الكفالة
    Gerekliyse beni vurmak zorundasın. Bakalım ne olacak. Open Subtitles حسناً، ستضطر إذاً لقتلي لو أن هذا ضروري، فما قولك ؟
    Bir numara daha almak zorundasın anlaşılan. Open Subtitles حَسناً، ياصاح، يَبْدو انك ستضطر الى سحب رقم اخر.
    Burada neyi istersen... okuyabilirsin. saatlerce kıpırdamadan oturmak zorunda olduğundan bahsetmiyorum bile... Open Subtitles ستضطر لقراءة الكثير من الكتب التي لاتعجبك بعكس التي تستطيع اختيارها هنا.
    Ona ulaşman için deniz piyadelerini geçmek zorunda olman umurumda değil. Open Subtitles لا اهتم ان كنت ستضطر الى تعليمه بالاحمر لتتغلب على الحرس
    Ve yeni doğacak bebeğine bakmak için işi bırakmak zorunda kalacağını biliyor. Open Subtitles وتعرف أنها ستضطر إلى الاستقالة من عملها كي تعتني بذلك المولود الجديد
    Eğer Hindistan'da kör bir çocuksanız, muhtemen en az iki kötü haberle baş etmek zorunda kalırsınız. TED لو كنت طفلا أعمى في الهند, ستضطر في الأغلب أن تتعامل مع خبرين سيئين على الأقل.
    - Burada ne kadar kalmamız gerekir? Open Subtitles ما مقدار المدة التى ستضطر لقضائها بالأسفل ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more