"ستعمل الذهاب" - Translation from Arabic to Turkish

    • gidip
        
    • gidiyorum
        
    • gideceğim
        
    • gideceğiz
        
    Sen düşünürken ben de gidip katille iki çene çalayım. Open Subtitles بينما كنت تفكر، أنا ستعمل الذهاب وكلمة مع القاتل لدينا.
    gidip, kayıp kişi ihbarlarından bir şey çıkacak mı diye bakacağım. Open Subtitles أنا ستعمل الذهاب لرؤية إذا قدم شخص ما المفقودين.
    gidip verandadan eşyalarımı alayım. Open Subtitles جميع الحق، لذلك أنا ستعمل الذهاب الحصول أشيائي من الشرفة الأمامية.
    Biliyorsun, dolaşmaya gidiyorum, ve bunlara göz atarsın, tamam mı? Open Subtitles تعلمون، أنا ستعمل الذهاب لركوب وتحقق شيئا. هل حصلت على هذا؟
    Ateşin yanında oturmaya gidiyorum. Open Subtitles الحق ، أنا ستعمل الذهاب والجلوس على النار.
    Büyükbabamı görmeye Connecticut'a gideceğim. Open Subtitles أنا ستعمل الذهاب لرؤية جد بلدي في ولاية كونيتيكت.
    Otobüs garına gideceğiz, Taco'yu alacağız. Open Subtitles نحن ستعمل الذهاب إلى محطة الحافلة، ونحن ستعمل التقاط تاكو.
    Tüm bunları bilen ve tanıdığımız tek kişiye gidip soracağım. Open Subtitles أنا ستعمل الذهاب تطلب من شخص واحد نحن نعرف من هو في طلبه إلى كل هذا.
    - gidip Cam'le anneni kontrol edeceğim. Open Subtitles أنا بحاجة لكم بالبقاء. أنا ستعمل الذهاب اطمئنان على كاميرا وأمك.
    Birkaç günlüğüne ya da haftalığına gidip annemde kalacağım. Open Subtitles أنا ستعمل الذهاب البقاء مع أمي لبضعة أيام أو أسابيع.
    Gardıroba gidip bu gece için hazırlanacağım ve takım elbisemi ütüleyeceğim. Open Subtitles أنا ستعمل الذهاب خزانة الإعدادية لهذه الليلة واضغط دعوى بلدي.
    Ben gidip Toby'e bakacağım. Open Subtitles أنا سوف تملأ له بالدخول. أنا ستعمل الذهاب اطمئنان على توبي.
    Lena'yı buldular mı gidip kontrol edeceğim. Open Subtitles أنا ستعمل الذهاب فحص ومعرفة إذا كانت قد وجدت لينا.
    Pekâlâ, sizden birbirinizi tanımanızı istiyorum bu yüzden ben gidiyorum. Open Subtitles كل الحق، حسنا، أريد يا رفاق للتعرف على بعضهم البعض، لذلك أنا ستعمل الذهاب.
    Bence Donaldson'ın bu işte sandığımızdan daha fazla rolü var o yüzden oğlunu hastanede ziyarete gidiyorum, birkaç saate dönerim. Open Subtitles ؟ أعتقد دونالدسون لديها الكثير علاقة مع هذا مما كنا نظن، لذلك أنا ستعمل الذهاب لرؤية ابنه في مستشفى للأمراض النفسية،
    Jas, Jo'yu görmeye gidiyorum. Open Subtitles جاس، أنا ستعمل الذهاب لرؤية جو.
    Onu bulmaya gidiyorum ben. Open Subtitles أنا ستعمل الذهاب عثور عليه. أوه.
    Hayır, devam edip buradan gideceğim, tamam mı? Open Subtitles رقم أنا ستعمل الذهاب قدما و ترك الآن حسنا؟
    Sabah kalkar kalmaz bir Cadillac bakmaya gideceğim ve yeni, parlak, beyaz bir tane alacağım. Open Subtitles أول شيء صباح الغد انا أعقاب ستعمل حتى و أنا ستعمل الذهاب لرؤية رجل 'كاديلاك وأنا ستعمل تشتري لي سأشتري سيارة لامعة ، جديدة ، بيضاء
    Gezinin sonunda 1 numaralı Aziz Louis mezarlığına gideceğiz. Open Subtitles في نهاية الجولة , ونحن ستعمل الذهاب من سانت لويس مقبرة رقم 1.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more